16. Bölüm (Rakı masası)
Bölüm şarkısı; Erdem Akın - Armud
İyi okumalar ayım'ın parçaları
....
Herkesin bir tarafa dağılmasıyla bende kendimi mutfak balkonuna attım. Akın buradaydı bir şeyler düşünüyordu, bizi düşünüyordu.
Benim geldiğimi fark edince elinde ki sigarayı söndürüp dumanını arka tarafına üfledi ve açık olan türküyü kapattı.
"Bir sorun mu var çiçeğim" Akının yanında ki boş sandalyeye oturdum. Hiç iyi hissetmiyordum içten içe kendimi suçluyordum. Bu kadar sorun yapmadan direk herkese söyleyebilirdim.
"Hayır yok bir an herşey çok hızlı yaşandı ve ne tepki vermem gerektiğini kestiremiyorum" Akın o mükemmel gülümsemesi ile ellerime uzandı ve sıkıca tuttu, sanki hiç bırakmayacağım mesajı verircesine tutuyordu. "Haklısın Ilgın çok hızlı oldu ama sen mutlu olmaya bak tamam mı? Ben her şekilde senin yanındayım unutma bunu, her ne zaman olursa saat fark etmiyor istediğin her vakitte arayabilirsin bir telefonuna bakar"
Akın'ın sözleri gözlerimi doldurdu. O kadar naif ve düşünceli davranıyordu ki onu hak etmediğimi düşünüyordum. Belki de gerçekten hak etmiyorumdur ya da en iyi çıkış yolu budur.
"Ilgın bebeğim az gelsene"
Lida'nın seslenmesi ile yavaşça ayaklandım. İstemeyerek ellerimi Akın'ın sıcak ellerinden çektim Akın göz kırptığında ona içten bir gülümseme bahşederek içeriye geçtim.
Herkes bir arada oturuyordu. Ben ile Akın heralde başka evrendeyiz de bize hiç seslememişlerdi.
"Heh Ilgın biz diyoruz ki rakı işini yarın değil de bugün yapalım"
"Akın'a bir sormam lazım" hiçbir şey demelerine fırsat vermeden mutfağa geçtim. Yüksek çıkmayan tartışma sesleri duydum. Tartışma daha çok tek taraflıydı.
"Akın sen kafayı mı git kendine gel toparlan dediklerimi unutma" balkon kapısının pervazına geldiğimde Akın ile burun buruna geldim. "Hayırdır külkedisi nereye"
"Senin yanına geliyordum savcım rakıya yarın değil de bugün gitsek olur mu dediler de" gülümseyerek bana baktı. İçim eriyordu her bir hareketinde, midem kasılıyordu.
"Sırf sen istiyorsun diye ama sonrasında biz de yola çıkarız." Ters ters baktım geçmeye yelteneceği sırada önüne geçerek engelledim. "Gidiyoruz eğleniyoruz geliyoruz dinleniyoruz öyle gidiyoruz"
"Gidiyoruz mu, tekrar gelme niyetin mi var?" Elimi alnıma vurdum bazen susmak gerçekten daha iyi oluyor. Konuşma özürlüsü olunca insanın başına bazı şeyler gelebiliyor.
"Siz gidiyorsunuz bir an yanlış söyledim" son kelimelerimi yüzüne bakarak söyledim ve iki adım geriye geldim. Akın tek adımla aramızda ki mesafeyi kapattı ve kulağıma eğildi. "Güzelim eğer gitmek istersen hala bir kişilik boş yerimiz var"
"Lan ne konuşuyorsunuz bu kadar trafiği kapatmışsınız" Gökhan'ın sesi ile Akın gözlerini yumdu. İkisinin anlaşmalarına bayılıyordum aynı Aker ve ben gibiydiler. "Lan ben senin geçmişini"
🗝️
İnsan nasıl severdi, aşık olurdu?
Hep insanların aşklarını, aşk hayatlarını dinleyince bunlar ne saçmalıyor derdim. Bu düşüncem Akın ile tanışana kadardı. Evet çok kısa bir süredir tanışıyoruz, birbirimiz hakkında bildiğimiz şeyler bir elin beş parmağını geçmezdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Münhasır
ChickLitMünhasır bir kimse ya da bir şey için ayrılmış olan demek. Hissediyorum ki o da benim için ayrılmıştı her şey bir rüya gibi umarım bu rüya'dan hiç uyanmam