11. Bölüm (Kendine gelme)
İyi okumalar
...
Akın'ın sesini duymam ile gözlerimi aralayarak odayı taradım en son kapının pervazına yaslanmış bir şekilde beni izliyordu. "Yani beni görmeden mi uyuyacaktın Ilgın hiç beklemezdim"
"Çok bekledim gelmedin ki?" otuz iki diş sırıtarak sol tarafında kalan duvara doğru birkaç saniyelik kısa süre baktı. " Bensiz duramadığını anlamam gerekiyordu. Yanından ayrılalı daha yirmi dakika oldu sadece"
Gözlerimi büyülterek Akın'a baktım ne demek yirmi dakika oldu sadece ben niye iki saat gibi hissettim ki! Utandığımdan bakışlarımı ondan alıp sol tarafıma baktım. Ilgın sen bu adama resmen bağlanmışsın seninki sevgi veya hoşlantı değil.
Kes lan kendini manipüle etmekten vazgeç
"Tamam tamam utanma serumun bitene kadar burada dinlen sonra ya benim eve ya da teyzemlerin evine geçersin tamamen düzelene kadar bizimle kalırsın okulunu zaten bu sene dondurmuşlar. Her ne kadar arkadaşların senin yerine derse katıldı diye imza atmış olsalar da"
Ansızın gelen tebessüm ile olduğum yerden gördüğüm kadar camdan dışarısını izledim. Kesin Aker'in işiydi çünkü Lida ve Belinda böyle şeyler yapmazdı. "Kesin Aker yapmıştır"
"Aker mi?" afallamış gibi sorduğu soruya başımı evet anlamında sallamıştım. "Hadi dinlenmene bak sen serumun biter yirmi dakikaya" onu onaylayarak gözlerimi kapattım. Kapattığım anda aklıma okul geliyordu, ailem veya çevremden alacağım tepki geliyordu. Babama engel olursam zaten diğerleri katlanılırdı. Zaten en büyük sorunum babamdı.
"Ilgın bebeğim uyan hadi" yanağımda parmak hissetmem ile irkilerek uyandım ve sırtımı döndüm. Nasıl dalgın uyuduysam katil zannederek uyanmıştım öyle bir kuvvet geldi ki içime hızla doğrulup sırtımı ona döndüm.
"Ilgın tamam korkma benim Akın" sıkıntılı bir tonla çıkan sesi karşısında dayanamamıştım bu psikolojiden çıkmam biraz uzun sürecekti onu anlamıştım. Üstüne üstlük bu halimden sadece ben değil çevremde fazlası ile etkilenecekti. Burnumu çekerek Akına döndüm "Özür dilerim bir an seni o katil sandım" dedim kısık çıkan sesimle.
" Asıl ben özür dilerim sana hatta sadece bir konudan da değil bir sürü konudan özür dilerim. Erken gelerek kurtaramadım seni, böyle durum yaşayacağını tahmin ederek uyandırmam gerekirdi seni" Akın konuşurken çenemde tutarak yüzümü yüzüne çevirdi gözlerimden yavaşça akan yaşları görünce bakışları değişti size bir şey daha söyleyeyim az kalsın dudaklarını büzecekti. Avuçlarını yanaklarıma yerleştirdi ve akan yaşları tekrar tekrar sildi. Sileceği göz yaşı kalmayınca bile yanağımı okşamaya devam etti.
"Ağlamak yok külkedisi daha ağlamak yok" dedi içi gidiyormuş gibi bir hali vardı. "Ya biz sadece ağlamaya mecbur kalıyorsak"
"O zaman ağladığını kimseye belli etmeyeceksin" göz kırparak benden uzaklaştı. Bana gelen sıcaklık ile etrafıma bakındım burası neden bu kadar sıcak olmuştu ki!
Sen yanıyor olmayasın Ilgın
Akın'ın yüzüne bakmadan doğrularak yavaşça yataktan indim. Uzun süre yattığımdan dolayı dönen başım ve gücü çekilen ayaklarım yüzümden ayakta durmak çok güç hale gelmişti. "Savcım beni tutar mısın?"
Akın dediğimi ikiletmeden direk yanıma geldi ve kolunu belime sardı. Sırtımı zorla göğsüne yasladı çenesini omuza yerleştirip konuştu. "İyi misin?"
İki elim ile yüzümü sıvazlayıp sol elimi Akın'ın belimi okşayan parmaklarının üzerine koydum. "Başım döndü bir an" yanağını yanağıma sürterek onaylayan mırıltı çıkarttı.
Ulan Ilgın herkese aslan olan Cumhuriyet başsavcısını yanında kediye çevirdin ya helal olsun sana
Öyle bir şey yok Ilgın diye düşünerek etrafa bakındım yürüyecek gücüm olmasa da baş dönmem hiç yoktan geçmişti. "Biraz daha iyi olunca koluma gir öyle yürüyelim"
"Nereye?" başımı sallayarak sorduğum soruyu idrak edince şaşkınlıktan gözlerim büyüdü.
En azından nereye dedin kime diye de sorabilirdin
"Sen nereye yürümek istersen oraya gideriz yavrum" dedi serseri bir gülüş sunarak. Kendimi her yönden toparlayıp Akından biraz uzaklaştım. Akın elimin altında olan elini sanki bir anda ateşe değmiş gibi geri çekti benden uzakta durur sanmıştım ama yanılmışım kolunu omzuma atarak yavaş yavaş yürüttü. Odadan çıktığımız dakika da birisi önümüzde durdu.
"Başsavcım burada daha işiniz var mı ben bırakayım mı sizi" Akın sağ eli ile karşımızda ki adamın omzunu sıvazladı. "Baya sevap işlemiş olursun Ali"
Adamı hızla süzdüğümde gayet yapılı ve uzundu. Yemyeşil gözleri vardı lise de yeşil gözlü çocukları daha hoş buluyordum zamanla fikrimi atmıştım. Düşüncelerimi bırakıp Akın'a baktım boynundan gelen keskin losyon kokusu ile ona bakmayı bırakıp ilerlediğimiz yola bakıyordum. Ben zorlanıyorum diye baya yavaş yürüyorduk.
"Sessizsin" aniden konuşması ile irkildim ona bakmamaya özen gösterdim. "Normalde de fazla konuşan birisi değilim" omzumda olan elini uzatıp yanağımı okşadı. " Seninle işimiz var o zaman desene" tebessüm ettim görüp görmemesi önemli değildi.
Hastaneden çıktığım anda temiz hava suratıma çarptığında bir an duraksadım Akın'ın kısa bir süre bakışları bana döndü ona aldırmadan derin bir nefes aldım. "İyi misin?"
"Üç hafta üzerine temiz hava almak çok iyi geldi" Tebessüm ederek önüne baktı. Gülümsemesi daha da büyüdü çok geçmedi bir çocuk ile bir kız geldi. "Vay be Akın Beyleri yakalayabildik sonunda canım özlettin kendini" kız bana aldanmayarak Akın'ın yanaklarını sulu sulu öperek boynuna sarıldı. Akın kolunu omzumdan çekip kızın koluna koydu.
Bunu yapmayacaktın Akın
Çocuk gelerek elini uzattı ama güvenip elini tutamadım. "Kusura bakma ama temas olmasa daha iyi" dedim yanlış anlaşılmamak için kendimi açıklama gereksinimi duydum. Çocuk mahcup olmuş bir şekilde bakarak elini geri çekti. "Madem temas yok böyle tanışalım ben Mert"
"Ilgın" Akın bana seslenince histerik olarak ona döndüm. "Efendim" diyerek gözlerinin içine baktım. "Seni tanıştırayım güzelim Mert ve Duygu benim çocukluktan beri arkadaşım"
Adı duygu olan kız önce bir bana baktı sonra Akına döndü bir şeyleri çözmeye çalışır gibiydi. Akın'ın birkaç saniye önce sırtıma değen eli ile irkilerek ona döndüm ben temastan korkarak kaçındığımı fark ettiği halde sürekli temasta bulunuyordu. Duygu bir şey mırıldandı ama dediğini anlamadım tekrar eder umudu ile yüzüne baktım. Umduğumu yaptı ama keşke o cümleyi söyleyerek beni şoka uğratmasaydı.
"Siz sevgili misiniz?"
......
Bu bölüm burada biter nasıldı ama
Unuttuğum bir konuya açıklık getireyim Ilgın'ın Akın'a sürekli Savcım demesi ilk zamanlarda Ilgın sadece saygıdan bey demek yerine Savcı diyordu sonra lakap bulmak yerine hem de mesleği yüzünden bir benimseme ile Savcım demeye başladı.
Bir sonraki bölüm ne zaman gelir bilmiyorum ama geldiği zaman görüşürüz
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Münhasır
ChickLitMünhasır bir kimse ya da bir şey için ayrılmış olan demek. Hissediyorum ki o da benim için ayrılmıştı her şey bir rüya gibi umarım bu rüya'dan hiç uyanmam