13. Bölüm ( Eve Yolculuk)
Bölüm şarkısı; Yüzyüzeyken konuşuruz - Boş Gemiler
İyi okumalar canlarım
...
2 Hafta sonra...
Karşımda hüngür hüngür ağlayan Rukiye ablaya baktım. Şunun şurasında kaç gün beraber durmuştuk ki! Hemen alışmıştım. Annemin yerini aratmamıştı, bak anne sana ihtiyacım yokmuş sensiz de yapabiliyormuşum. Derdin ya hep 'kimse sana benim gibi annelik yapmaz' diye bak bu kadının yanında yokluğunu bile hissetmedim. Gerçi varlığını hissedemedim ki yokluğunu hissedeyim.
"Rukiye abla yapma böyle"
"Anne söz veriyorum istediğin zaman Ilgını evinden gidip alıp geleceğim" arkamda duran Akın'a sadece başımı yan çevirip baktım. Burada geçirdiğim iki hafta boyunca çok nadir görmüşümdür kendisini Esra'nın dediğine göre görevine geri dönmüş ve biriken işleri yüzünden geç saatlere kadar mesai yapıyormuş.
"Siz bakmayın benim ağladığıma Ilgın kızıma çok bağlandım bir de o kadar başına neler neler geldi" Rukiye ablaya bakıp samimi bir şekilde gülümsedim. Yanına giderek bir kez daha sarıldım "Güzellik sen böyle ağlarsan ben seni böyle bırakıp gidemem ki" dedim Rukiye teyzenin sırtını sıvazlarken.
"Tamam kızım tamam ağlamıyorum sen sağlıcakla git" saçlarımı okşayıp benden uzaklaştı. Tebessümümü bozmadan ondan tamamen ayrılıp arabanın yanına gittim. Biraz daha oyalanırsak büyük ihtimalle geç kalacaktık bu olmasın istediğimden Rukiye ablaya el sallayıp arabaya bindim.
Akında benim arabaya bindiğimi görünce annesine eliyle selam vererek şoför koltuğuna geçti. Arabayı çalıştırdı ara sokaklara girdiğini gördüğümde nereye gidiyoruz diye sormak içimden gram gelmemişti. İki katlı gri boyalı bir evin önünde durunca benim tarafıma dönerek evin girişine baktı.
"Arkadaşım ve sevgilisi de gelecek geri dönüş yolunda tek kalmayayım diye" kendini açıklamasını beklemiyordum ama şaşkınlığımı dışarıya yansıtmayarak başımı anladım dercesine sallayıp evin kapısına baktım. El ele gelen çift arabayı fark edince hızlı adımlarla bize yaklaştılar. Peşlerinden de tahmini yirmi altı yaşlarında bir çocuk daha geliyordu. Erkek olan kapıyı açarak kıza öncelik verdi, kız arka koltuğa yerleşince erkekte kızın yanına oturdu ve kapıyı kapattı. Tek gelen çocuk gözlerini devirerek diğer tarafı dolanarak arabaya bindi ve ne selam ne sabah vermeden direk uyumaya başladı.
"Selamın Aleyküm gençler ve kendini genç hissedenler nasılsınız?" çocukta ki enerjiye anlam veremeden elimle iyiyim anlamında işaret yaptım. Mırıldanarak verdiği selamı aldığımda Akına baktım hiçbir tepki vermemişti kolunu dürtüp anlık gelen bir sinirle yüzüne baktım. "İnsan cevap vermek istemese bile verilen selamı alır"
"Bacım hiç sorma Akın hep böyle pezevenk verilen selamı aldığı nadirdir göt herifin. Ne yani rütben artınca dinini de unuttun putperest hayvan" sitemine istemsiz olarak gülmüştüm. Aynı Aker gibiydi tanışsalar güzel anlaşırlardı ikisinde de garip bir enerji vardı.
Sanki sen farklısın Aker ile bir araya gelince seni kötü yerlerden toplayacaklarmış gibi hissediyorum bazen
"Hayırdır Ilgın Hanım bana hakaret edilmesi çok mu hoşuna gitti?" yüzümdeki gülümsememin solmasıyla Akına döndüm. "Alakası yok sadece davranış olarak arkadaşımla çok benziyorlar tanışsalar güzel anlaşırlar diye düşünmüştüm o yüzden gülümsemiştim"
"Boşver Ilgın bacım sen bu Akına açıklama yapmakla uğraşma o bu aralar özel gününde bütün her şeyi götünden duyduğu gibi anlayıp ona göre davranıyor" omzumu sıkması ile göstermelik bir tebessüm yolladım gözlerimin dolduğunu saklamaya çalıştım. "Ben kendimi açıklama gereksinimi duyduğum için açıklamıştım zaten"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Münhasır
ChickLitMünhasır bir kimse ya da bir şey için ayrılmış olan demek. Hissediyorum ki o da benim için ayrılmıştı her şey bir rüya gibi umarım bu rüya'dan hiç uyanmam