17' Kimsesizlik

4 2 2
                                    


17. Bölüm (Kimsesizlik)

Bölüm şarkısı; Gripin- Yalnızlığın Çaresini Bulmuşlar

İyi okumalar ayımın güzel parçaları

Yaşamak neydi? Ben bu kavramı unutalı tam bir ay iki hafta beş gün oluyordu

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


Yaşamak neydi? Ben bu kavramı unutalı tam bir ay iki hafta beş gün oluyordu. Saatini, dakikasını, saniyesini, salisesini bile tutmuştum ama onları hesaba katınca sanki çok az bir zaman geçmiş gibi geliyordu.

Okul işlerini halletmiş sahilin kenarında taşların üzerine oturmuş parmağımda ki sanki boğazıma takılmışçasına boğan, nefesimi daraltan yüzük ile oynuyordum. Diğer yandan içimi ferahlatan denizin kokusunu soluyordum, o berrak masmavi denizi izliyordum. Tek iyi gelen şey bu ucu bucağı çok uzun olan denizdi. İyi gelen başka şeylerde vardı ama kendisi şuan Türkiyenin diğer ucundaydı. Arasam tek kelimeme, aramama bakardı biliyordum ama onunda orada bir hayatı vardı, bir düzeni vardı. Kalkıpta bu koskoca şehirde, özbeöz ailemin yanında kimsesiz hissediyorum diyemezdim.

Bu durumdayken özellikle böyle bir şey istemeye hakkım yoktu. Havadan mı yoksa düşündüklerimin gerçekliğinden mi bilmiyorum titremeye başlamıştım. Kim bili kaç saattir burada oturuyordum.

Çantamdan telefonumu çıkarttım, sabah baktığımda şarjının az olduğunu biliyordum, açma tuşuna bastım ekranının açılmamasıyla derin bir nefes verdim telefonun kapanmasına hiç şaşırmamıştım. Telefonu geri çantaya koyup ayağa kalktım üstümü başımı sirkeleyerek yola doğru yürüdüm. Şansım yaver gidiyor olmadıydı ki bineceğim otobüs hemen gelmişti vakit kaybetmeden otobüse binip akbilimi okuttum. Boş bulduğum bir koltuğa yerleşip yolu izlemeye başladım.

Hiçbir zaman kurtulamayacağım düşünce yumağına tekrar daldım. Yaptığım hatayı daha yeni yeni idrak ediyordum bir hafta önce Fatih ve annesi bizimkileri düğün diye daraltmaya başlamıştı. Bir bilinmezliğe doğru ilerliyordum sanki, kendimi yakmıştım bu o kadar da sorun olmazdı ama Akın'ında kalbinde bir ukde kalmıştım, yarası olmuştum.

Hiçbir şeyi başaramadığım gibi bunu da başaramamıştım. Ne sevmeyi ne de sevilmeyi başarabilmiştim. Zaten bu yüzden sevilememiştim beni sevenler iki elin parmağını geçmiyordu. Sevdiğimi de koruyamamıştım ya!

Son durağa geldiğimi fark ettiğimde çantamın düşen kolunu düzeltip ayağa kalktım. Otobüs durduğunda otobüsten indim Sakarya'ya gidecek otobüsün peronuna yürüdüm kalkmasına beş dakika vardı. Akbilimi okutup boş bir yere oturdum. İndiğim zaman Aker beklememi beni almaya geleceğini söylemişti bunu kendime hatırlattım.

Aracın yavaş yavaş dolduğunu gördüğümde beş dakikanın da dolduğunu anlamıştım. Bu yolu düşünmeden geçirmeye çalışacaktım, bunu gerçekten yapmam gerekti. Bu konuda başarılı olabileceğimi zannetmiyordum ama en azından deneyecektim. Fazla olmasa da yolu düşüncelere dalmadan yarım saatte giderilmiştim.

MünhasırHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin