"New Orleans'a son 15 dakika."
Kaptanın orta kalınlıktaki bir sesiyle uykudan uyandım. Uykumu açmak için hostesten kahve istedim ve kafamı yavaşça koltuğuma koydum.
-
Uçak, New Orleans Havaalanı'na inişe geçiyordu. Emniyet kemerlerimi rahatlamak amacıyla yolculuk sırasında açtığımı hatırlayarak, inişe geçmeye başladığımızda takmıştım.
Ufak bir sarsılmadan sonra uçak yerini buldu ve durdu. Uçaktaki insanlar, kimisi sevinçten ağlayarak, kimisi heyecandan bağırarak ve kimisi de bıraktığı ailesini düşünerek sessiz kalmayı tercih etmişti; mesela ben.
Uçağın merdivenleri açıldı. Aşağıdaki onlarca insanları gördüğümde büyükannemi bulmamın zorlaşacağını düşündüm. Ta ki ortalarda bir yerlerden "Carla!" diye ismimi çağırmasıyla bu düşüncem yok oldu. Merdivenlere inme fırsatı buldum. Dikkatli bir şekilde inerek büyükannemin kollarına girdim. Büyükannem parlak bir ak saça ve beyaz tenine uygun açık mavi gözlere sahip. Sarıldığımda o kadar rahatlama hissi duymuştum ki geride bıraktığım her şeyi bana unutturmuştu.
"Tanrım, Carla nasıl da büyümüşsün." dedi bana dikmiş gülümseyen gözlerle.
"Ah büyükanne, sen de hiç değişmemişsin." dedim küçük bir tebessümle.
Büyükannemin yanına bavullarım ve eşyalarımın elinde olduğu bir adam gördüm. Sanırım taxi süren şofördü. Büyükannem işaret parmağıyla "Taxi şurada hayatım hadi gidelim." dedi.
Taxiye vardığımızda şoför eşyalarımı arabanın bagajına koydu. Büyükannem ve ben arka koltuğa oturarak büyükannemin evine doğru yol almaya başladık.
Büyükannem ellerimi avucunun içine alarak "Carla, buraya gelmene çok mutlu oldum." dedi.
Buraya gelmemin sebebinin üniversite olduğunu büyükanneme hatırlattım.
"Üniversite için başvuru yapmıştık. Yaklaşık bir hafta önce. Ve olumlu sonuçla dönünce gelmeye karar verdim."
"İyi yapmışsın hayatım. Birbirimizi uzun zamandır göremiyorduk."
Küçük bir tebessümle karşılık vererek yol almaya devam ettik.
-
Büyükannemin evine nihayet gelmiştik. Evi de kendisi gibi çok şirindi. Şoför bavullarımı ve eşyalarımı arabadan indirerek evin kapısına doğru taşıdı, sonra gitti. Büyükannem kapıyı iki ayrı anahtarla açarak önce kendisi, sonra ben girdim.
"Evet tatlım. Büyükannenin evine hoş geldin." diyerek gülümsedi.
"Ahh, en son yedi yaşında gelmiştim buraya. Çok özlemişim." diyerek gülümsemesine karşılık verdim.
Başını üst kata kaldırarak "Gel sana odanı göstereyim." dedi.
Merdivenlerden yukarı çıktık. Hemen sağdaki koridorun sonundaki odanın kapısını açtı.
Odayı gururla süzerek "Beğendin mi tatlım? Senin geleceğini öğrenince odayı senin için yeniden hazırladım." dedi.
Odada krem rengi ve bordo rengi hakimiyeti vardı. İstediğim şekilde döşenmişti. Büyükannemin zevkine yeniden sevgi duydum.
"Büyükanne, beni gerçekten utandırıyorsun." dedim utangaç bir sırıtmayla.
Gülerek "Seni çok seviyorum Carla." dedi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Dudak Dansı
Teen FictionCalifornia'da, Lise öğrenim hayatı boyunca çok büyük başarılar elde eden, aynı zamanda hayatında aşka yer vermeyen on sekiz yaşındaki Carla, New Orleans'taki istediği üniversiteyi tutturmayı başarabilmiştir. Annesi, kardeşi ve kendisi yedi yaşındayk...