İnsan esaretinden ne zaman kurtulur ? Yaşama tutunduğu zaman mı yoksa yaşamdan koparıldığı zaman mı ? Ölümle yaşam arasında kalan o incecik çizgidir aslında insanı esaretinden kurtaran , insana özgür olduğunu hissettiren . Çünkü asıl o zaman gerçekten bir karar vermiş ve hayatımızın seyrini etkilemiş oluruz . Hayatına nasıl devam edeceğini o incecik çizgide belirlersin .
Ölmekle burun buruna gelmiş bir insan asıl o zaman anlar hayatın gerçeklerini . Canının ne kadar kıymetli olduğunu gerçekten o zaman hisseder . Ölümün bir kurtuluş olmadığını idrak eder ancak bazı zamanlar vardır ki , o zamanlarda daha çok anlarsın ne kadar geç kaldığını . Ufak tefek pürüzler çıkar önüne ve sen tam pes ettim derken hayat sana bir umut Işığı belirtir . Sen o umut ışığında ilerlerken daha çok güçlenir , daha sıkı tutunursun her şeye . Acılarını bile sımsıkı sararsın .
Acılarınla güçlenir , onlarla baş edebilmeyi öğrenirsin .
İnsan doğası gereği sürekli bir şeyler öğrenir . Bu hayatta öğrendiğim tek bir şey varsa o da sevgidir .
En son ne zaman birisi tarafından bu kadar çok sevildiğimi hatırlamıyorum . Annem beni yetimhanenin soğuk duvarlarına bıraktığında sevgisizliği hissetmiştim , şimdi ise hastanenin soğuk ama bir o kadar da sıcak duvarlarının arasında gerçekten sevilmenin ne demek olduğunu yürekten hissetmiş ve algılamıştım.Eymen bir dakika bile olsa yanımdan ayrılmıyor ellerimi sımsıkı tutuyordu. Sanki beni bu hale getirdiği için pişmanlık duyuyor gibiydi .Bir yanım ona kızmak istese de diğer yanım ona kıyamıyor daha fazla benim yüzümden acı çekip üzülmesini istemiyordu. Bu durum daha ne kadar böyle devam edecekti bilmiyorum ama buna bir son vermem gerektiği barizdi. Ne kadar hoşuma gitsede gereksiz yere bana bu kadar ilgiyle yaklaşması canımı sıkıyordu .
İki gündür hastanedeydim . Doktor durumumun iyi olduğunu söylemiş fakat bir test daha yapıp son değerlendirmesini yapacağını belirtmişti . Artık çok sıkılmıştım ve buradan gitmek istiyordum. Hastaneleri çocukluğumdan beri sevmezdim . Bana yetimhanenin duvarlarından daha soğuk ve yalnız hissettirirdi. Çocukluğum biraz sancılı geçmiş olsada o günleri artık geride bırakmak, unutmak istiyordum .
"Eymen , doktor ne zaman gelecek ben artık bu odadan çıkmak istiyorum.Nefes almak istiyorum. "
Eymen yatağın biraz uzağındaki koltuğa oturmuş dikkatle beni dinliyor du . Gözlerinin kızarıklığından ve dağılmış saçlarından onun da ne kadar yorgun ve uykusuz olduğunu anlayabiliyordum. İki gündür doğru düzgün uyumamış yanı başımdan hiç ayrılmamıştı .
"Bende çok sıkıldım elalı , bir an önce evimize gitmek istiyorum ama şuan beklemekten başka yapacak hiç bir şeyimiz yok ."
"Evimiz mi ?"
Ne kadar kaçıp gitmek istesem de aslında ondan bir adım bile uzaklaşamayacağımı ikimizde biliyorduk . Tek sığınağım oydu ve onu kaybetmek istemiyordum .
" Evet , evimiz , ikimizin evi . Sadece senin ve benim olduğumuz bir ev . Seni artık bırakmam elalı ."
Yüzümde oluşan gülümsemeyi saklama gereği duymadım . Ne kadar ona belli etmemeye çalışsamda gözlerime baktığında bütün duyguları anlayabilirdi .
Hayatımda ilk defa birinin benim için mücadele etmesi biraz garip olsada beni mutlu etmişti . Artık hiç bir şeyin eskisi gibi olmayacağını biliyordum ama her şeyin iyi olması için de mücadele edecektim .
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Masum Değiliz
Romance"Sonsuza dek masum kalamayız . Çünkü biz masumuyetin katiliyiz ..."