12 Bölüm

23 8 0
                                    

İnsan esaretinden ne zaman kurtulur ? Yaşama tutunduğu zaman mı yoksa yaşamdan koparıldığı zaman mı ? Ölümle yaşam arasında kalan o incecik çizgidir aslında insanı esaretinden kurtaran , insana özgür olduğunu hissettiren . Çünkü asıl o zaman gerçekten bir karar vermiş ve hayatımızın seyrini etkilemiş oluruz . Hayatına nasıl devam edeceğini o incecik çizgide belirlersin .

Ölmekle burun buruna gelmiş bir insan asıl o zaman anlar hayatın gerçeklerini . Canının ne kadar kıymetli olduğunu gerçekten o zaman hisseder . Ölümün bir kurtuluş olmadığını idrak eder ancak bazı zamanlar vardır ki , o zamanlarda daha çok anlarsın ne kadar geç kaldığını . Ufak tefek pürüzler çıkar önüne ve sen  tam pes ettim derken   hayat sana bir umut Işığı belirtir . Sen o umut ışığında ilerlerken daha çok güçlenir , daha sıkı tutunursun her şeye . Acılarını bile sımsıkı sararsın  .

Acılarınla güçlenir , onlarla baş edebilmeyi  öğrenirsin .

İnsan doğası gereği sürekli bir şeyler öğrenir . Bu hayatta öğrendiğim tek bir şey varsa o da sevgidir .
En son ne zaman birisi tarafından  bu kadar çok sevildiğimi hatırlamıyorum . Annem beni yetimhanenin soğuk duvarlarına bıraktığında sevgisizliği  hissetmiştim , şimdi ise hastanenin soğuk ama bir  o kadar da sıcak duvarlarının arasında gerçekten sevilmenin ne demek olduğunu yürekten hissetmiş ve algılamıştım.

Eymen bir dakika bile olsa yanımdan ayrılmıyor ellerimi sımsıkı tutuyordu. Sanki beni bu hale getirdiği için pişmanlık duyuyor gibiydi .Bir yanım ona kızmak istese de diğer yanım ona kıyamıyor daha fazla benim yüzümden acı çekip üzülmesini istemiyordu. Bu durum daha ne kadar böyle devam edecekti bilmiyorum ama  buna bir son vermem gerektiği barizdi. Ne kadar hoşuma gitsede gereksiz yere bana bu kadar ilgiyle yaklaşması  canımı sıkıyordu .

İki  gündür  hastanedeydim  . Doktor durumumun  iyi olduğunu  söylemiş  fakat bir test daha yapıp  son değerlendirmesini  yapacağını  belirtmişti . Artık  çok  sıkılmıştım  ve buradan gitmek istiyordum.  Hastaneleri çocukluğumdan  beri sevmezdim . Bana yetimhanenin duvarlarından daha soğuk  ve yalnız  hissettirirdi.  Çocukluğum  biraz sancılı  geçmiş  olsada  o günleri  artık  geride bırakmak,  unutmak istiyordum .

"Eymen , doktor ne zaman gelecek ben artık  bu odadan çıkmak istiyorum.Nefes almak istiyorum. " 

Eymen yatağın  biraz uzağındaki  koltuğa  oturmuş dikkatle beni dinliyor du . Gözlerinin kızarıklığından ve dağılmış saçlarından onun da ne kadar yorgun ve uykusuz olduğunu  anlayabiliyordum.  İki gündür doğru düzgün uyumamış yanı  başımdan hiç  ayrılmamıştı .

"Bende çok  sıkıldım  elalı , bir an önce evimize gitmek istiyorum ama şuan  beklemekten başka  yapacak hiç bir şeyimiz yok ." 

"Evimiz  mi ?"

Ne kadar kaçıp  gitmek istesem  de aslında  ondan bir adım  bile uzaklaşamayacağımı ikimizde biliyorduk . Tek sığınağım oydu ve onu kaybetmek istemiyordum .

" Evet  , evimiz , ikimizin evi . Sadece senin ve benim olduğumuz bir  ev . Seni artık  bırakmam elalı ."

Yüzümde  oluşan  gülümsemeyi  saklama gereği  duymadım .  Ne kadar ona belli etmemeye çalışsamda  gözlerime baktığında  bütün  duyguları  anlayabilirdi  .

Hayatımda ilk defa birinin benim için  mücadele etmesi biraz garip olsada beni mutlu etmişti  . Artık hiç bir şeyin eskisi gibi olmayacağını  biliyordum ama her şeyin iyi olması için  de mücadele edecektim . 

Masum DeğilizHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin