Hayatta yenilikler olur , eskimiş anılara ve yaşanmışlıklara yenisi eklenir . Bazen insan kendini kaybeder , kim olduğunu unutur hatta çoğu zaman bile isteye kim olduğunu unutmaya çalışır ...
Ben kendimi bildim bileli hep kendim olmuştum , kendi için yaşayan bir insandım . Oysaki eskiye göre ufak tefek değişiklikler olmuştu , ben ben değildim . İnsanlar beni Eftal Ertan olarak biliyorken , Alisa Tuğkan olmak bendeki değișimin en büyüğü olmuştu .
Yeni kimliğime alışmak neredeyse bir haftamı almıştı . Bir haftadır geldiğimiz dağ evinde saklanıyorduk . Eymen işleri düzene sokana kadar burada kalma kararı almıştık . Eymen ve Ceyhun işleri yoluna koymak için dağ evinden kısa süreliğine ayrılmışlardı . Eğer her şey yolunda giderse bu akşam dağ evinden ayrılıp Efsun Karahan'ın karşısına çıkacaktık . Bizi öldürmeye çalışıp başarılı olduğunu düşünürken , ne kadar yanıldığını ve her zamanki gibi bu olayda da bașarısız olduğunu ona bizzat kendim gösterecektim .
Şu son bir haftada her şey çok değişmişti , bolca oturup düşünme fırsatı bulabilmiştim . Kafamın içindeki tilkiler bana acı gerçeği sürekli fısıldamakla meşgullerdi . O kadının annem olması ve sırf para yüzünden bize yaptığı kötülükler canımı çok yakıyordu . Oysaki ben böyle hayal etmemiştim , sonuçta o benim annemdi ve bende onun kızıydım . Tek farkımız ben hiç görmediğim babamın soyadını taşıyordum.
Düşündükçe açıklığa kavuşuyordu her şey . Belki de benim kim olduğumu bilmediği için bu şekilde davranıyordur . Belki de benim kim olduğumu bilirse her şey daha iyi olur . Belki de beni sever ve Eymen'e kötü davranmaktan vazgeçer . Belki de .... Ben iyi düşünüyorumdur, asla değişmeyecek birinin değişmesini umut ediyorumdur ...
Saat 07 .40 olmuştu , sekiz olmasına az kalmıștı . Eymen ve Ceyhun birazdan burada olurlardı . Bende onlar gelmeden önce dünden kalan yemekler ziyan olmasın diye ısıtmak için mutfağa yöneldim . Yemekleri ocağa koyup ısıtırken bir taraftan da masayı hazırlıyordum . Onlar gelince direkt karnımızı doyurup bir an önce yola koyulurduk .
Her şey hazırdı fakat hala görünürde kimse yoktu . İçimde bir tedirginlik vardı , üst kata çıkıp odada bıraktığım telefonumu aldım . Sanki bu anı beklermiş gibi şarjı yoktu . Etrafta şarj aleti arayışına girerken , sonunda bulabilmiştim . Telefonumu sarja takıp açılmasını bekledim . Bir an önce Eymen'i aramalıydım.
Telefonun açıldığına dair bildirim gelirken hızla elim rehberde gezinip Eymen'in numarasını tuşladı . Fakat aksilik ya işte Eymen telefonunu açmıyordu.Sürekli çalmasına rağmen açan yoktu . Bu sefer elim Ceyhun'un numarasında gezindi , arasammı diye tereddüt etsemde aramaktan zarar gelmeyeceğini düşündüm ve aramaya karar verdim .
Ekranda aranıyor yazısı belirince telefonu kulağıma dayadım . Dördüncü çalıştan sonra açılmıştı telefon . Sabırsızca yerimde kıpırdandım.
"Alo Ceyhun, rahatsız ettim kusura bakma ."
Biraz mahcup biraz endişeli çıkan sesim Ceyhun'u da telaşlandırmıș olmalıydı .
" Bir şey mi oldu Alisa sesin kötü geliyor ?"
"Yani ... Kısmen ... Aslında şey ."
Neden eveleyip gevelediğim hakkında en ufak bir fikrim bile yok. En başından beri Ceyhun' dan çekiniyorum ve bu problemimi halen halledebilmiș değilim .
"Alisa , çekinmene gerek yok bana herşeyi söyleyebilirsin . En ufak şeyi bile . "
Kurduğu cümleden cesaret alıp söylemek istediğim şeyi bir çırpıda söylemeye karar verdim , fakat cümlemi nasıl toparlayacağımı bilmediğimden biraz düşündükten sonra Ceyhun'a karşılık verdim .
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Masum Değiliz
Romantizm"Sonsuza dek masum kalamayız . Çünkü biz masumuyetin katiliyiz ..."