Kaçırılmadan günler önce;
"Levi" uykulu sesinle mırıldandın.
Erkek arkadaşın seni kendine doğru çekti. Saçlarının kokusunu içine çekti ve bir öpücük bıraktı. "Günaydın sevgilim"
"Günaydın" uyku mahmurluğuyla konuştun.
Levi bu sersemliğine sadece kıkırdadı. Çıplak sırtına daireler çizerek okşadı. Bu rahatlatıcı hareketine karşılık kedi gibi ona iyice sokuldun. Levi ise seni gülümseyerek izliyordu. Bir elini saçlarına geçirdi ve geriye attı. Sende bir elini onun çıplak göğüsüne koydun. Yavaş yavaş aşağı indirdin. Karın kaslarını okşadın.
En sonunda pes ettin ve kapalı gözlerini araladın. Karşındaki manzarayla gülümsemeden edemedin. Levi alnına bir öpücük kondurdu. Ardından yavaşça ayaklandı.
"Kahvaltı hazır, hadi işe geç kalıcaksın."
Ofladın. İsteksizce doğruldun. Fakat doğrulmanla kasık aranda bir sızı hissetmen bir oldu. İstemsizce inledin. Levi'a baktığında ise dudaklarının kenarı seğiriyordu. Gülmemek için kendini zor tuttuğu belliydi.
"Gülersen sikini koparırım"
Buna karşılık Levi'dan bir kahkaha koptu. Başını iki yana salladı. Sonra aniden ciddileşti. "Gülmüyorum"
"Neyse ki gülmedin" göz devirdin.
"İyi misin?" bu sefer endişeli gözlerle sorguladı.
"Hm" kafanla onu onayladın. "Sadece içimden geçmişsin canım, bir şeyim yok."
Sitemlerine sırıtmakla yetindi. Odaya baktığında Levi'ın sabah her yeri topladığını anladın. Çünkü gece epey her yeri dağıtmıştınız. Yerlere attığınız kıyafetler yoktu mesela, ya da dün gece aynaya bıraktığın parmak izleri de orada gözükmüyordu-
Geceyi düşünmek bacak aranın ısınmasına neden olunca kafandan silip attın. Ardından Levi'a baktın. Senin için iç çamaşırları ve kıyafet çıkarıyordu. Çıkardığı kıyafetleri düzgünce yatağın kenarına koydu. Sana yaklaştı.
Bir anda koltuk altlarından tutulup kaldırıldın. Anlık ağzından minik bir çığlık kaçtı. Şaşkın gözlerle Levi'a baktın. Seni bacakların ve belinin altından tutup kaldırmıştı.
"Ne yapıyosun?"
"Seni banyoya götürüyorum."
"Ben kendimde yapabilirim." nazlı nazlı konuştun.
Tabii Levi bu dediğine pek aldırmadı. Seni bir bebek gibi banyoya götürdü. Yıkadı, giydirdi, saçını taradı.
Sağlıklı bir ilişkin ve güzel bir yaşantın vardı. Başka ne isteyebilirdin ki?
-
Arabanı düzgünce şirketin otoparkına park ettin. Giydiğin kumaş pantolonunun paçalarını çektin. Üstüne degaje yaka askılı bluzunu giymiştin. Bir de pantolonunla uyumlu olan blazer ceketin vardı tabii.
Arabanın aynasından dudağına baktın. Kırmızı rujunun kenarlarını kontrol ettin. Hafif taşan yerleri serçe parmağınla temizledin. Hazır olduğuna emin olunca şirkete adımladın. Boynuna kartını astın. Her defasında kaybettiğin için çözüm olarak bunu bulmuştun artık.
Topuklu ayakkabılarının tıkırtısı boş alanda yankılanıyordu. Sessizlik ürkütücüydü.
Sessizlik seni hep ürkütürdü.
Kapıdan içeri girdin. Merdivenleri hızla çıktın. Daha doğrusu ayakkabılarının izin verdiği kadarıyla hızlıca çıkmaya çalıştın.
En sonunda asansöre geldin. Düğmeye bastın. Asansörü beklerken olduğun yerde ufak ufak sallandın. Kapı açılınca boş asansörle rahat bir nefes aldın. Gideceğin katın düğmesine bastın. Daha sonra karşındaki aynadan kendini süzdün.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
✔︎𝐒𝐭𝐚𝐲𝐢𝐧𝐠 𝐔𝐩 ||𝐴𝑟𝑚𝑖𝑛 𝐴𝑟𝑙𝑒𝑟𝑡
FanfictionY/n, eski bir tanıdık tarafından kaçırılır. •𝑌𝑎𝑛𝑑𝑒𝑟𝑒!𝐴𝑟𝑚𝑖𝑛 𝐴𝑟𝑙𝑒𝑟𝑡 •𝐿𝑒𝑣𝑖 𝐴𝑐𝑘𝑒𝑟𝑚𝑎𝑛 •𝐾𝑎𝑑𝚤𝑛 𝑜𝑘𝑢𝑦𝑢𝑐𝑢. •𝑀𝑜𝑑𝑒𝑟𝑛 𝑎𝑢. ⚠︎︎Kan, silah, şiddet, küfür, argo, kendine zarar verme, cinsel içerik.