Bölüm 12;

421 42 201
                                    

Bıraktığım yer yüzünden yeni bölüm atıom bu kitap felaket akıyo

Oy atmayı ve yorum yapmayı unutmayın 🩷

Yakında sınır koycam valla 😩

-

"Ne?" diyerek ayağa kalktın. Heyecanlanmaya başlamıştın. Armin sana sırıtarak bakıyordu.

"Ümitlenmeye devam et sen." dedi kafasını hafifçe eğdi. Sarı tutamlarının uçları gözünün üstüne geliyordu "Bak bakalım bulunabiliyor musun?" Haru'ya dönerek ona doğru adımladı.

Yanına geldiğinde duruşunu bozmadı. "Bayılt." diye tek bir emir verdi. "Dozajı az olsun ama, öteki salak yüzünden iki gün boyunca uyumuştu."

"Emredersiniz efendim." sana yaklaşan Haru'ya korku dolu gözlerle baktın ve o an aklına gelen ilk şeyi yaptın.

Kaderini kabullendin ama boynunda sıktığın kolyeni yere düşürmeyi ihmal etmedin. Haru iğneyi hazırlarken çekip attın.

Ve o yerdeki kolyeyi ne odadan çıkan Armin farketti, ne de seni bayıltan Haru.

-

"Sana demiştim" diye neşeyle cıvıldadı Hanji, "bak buldular işte."

Gülümsemesine engel olamıyordu. Aşırı heyecanlı hissediyordu. Karşısında oturan arkadaşına baktı. "Bende çok ümitliyim Hanji."

Hanji masanın üstünden iki elini tuttu Levi'ın. "İyi düşün iyi olsun" dedi gülümseyerek. "Negatiflik sıçma sakın."

Bu dediğine minik bir kahkaha attı. Levi o kadar mutluydu ki işe bile gelmişti. Hanji ise arkadaşını görmek için dükkanını ziyaret etmişti.

"İyisin iyisin." dedi sırıtarak. Saçlarını düzeltti. "Yakışıklı ol biraz be. Ne bu halin? Kız gelicek diyecek ki "Ben seni böyle mi bıraktım? Bu halin ne?""

Hayal etti Levi. Tam senlik bir tepkiydi.

Diğerlerinin haberi yoktu. Hanji bir tek Levi'a haber vermişti. Erwin bu sefer yanlarında götürememişti. Uzak bir yere gidiyorlardı.

Çalan telefonuyla geri çekildi Hanji. "Neyse benim artık gitmem lazım." sandalyeden kalktı "Görüşürüz Levi." dedi neşeyle.

O giderken ellerini birleştirip tekrar dua etmeye başladı. Bir hayal kırıklığını daha kaldırabileceğini sanmıyordu.

Bulunmuş ol, lütfen bulunmuş ol.

-

Diğer eve gitmek için yola çıkmıştılar. Armin sana ait olan her şeyi toparlatmıştı. Arkada kanıt bırakmamaya özen göstermişti. Yani sana dair hiçbir şey bırakmamaya özen göstermişti. O mülk zaten Armin'e aitti.

"Mışıl mışıl uyuyor." dedi Haru dikiz aynasından uyuyan bedenine baktı "İlaca çok gerek yoktu sanki ha? Zaten sürekli uyuyor."

"Lisede de böyleydi. Hırçın sevgilim. Çok severdi uykuyu." buruk bir gülümseme kapladı yüzünü.

"Bence artık anlat." dedi Haru. "Bir şeyleri anımsar belki."

"Düşünürüm. Önce şu dikkatleri üstümden atmam lazım. Dönüp dolaşıp okları bana çeviriyorlar. Rahatladığım an tüm zamanımı prensesime ayırıcam."

"Harbiden. O kadar da ün kazandın, yine de tüm gözleri sana çevriliyor. Diğer dediğin şey için ise" bu noktada kıkırdadı "neyse susma hakkımı kullanıyorum."

"Amcık Eren yüzünden." dedi kaşlarını çatarak. Haru'nun dediği şeye odaklanmadı bile. Bu noktada hafifçe yükseldi. Önce sinirlendi, sonra biraz ağladı, sonra bir anda kahkaha atmaya başladı.

✔︎𝐒𝐭𝐚𝐲𝐢𝐧𝐠 𝐔𝐩 ||𝐴𝑟𝑚𝑖𝑛 𝐴𝑟𝑙𝑒𝑟𝑡Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin