Bölüm 22;

329 39 54
                                    

Oy atmayı ve yorum yapmayı unutmayın 🩷

-

Hatırladığın anıda ki elbisenin aynısını giyinmiştin. Şaka gibi geliyordu ama hayır, birebir aynısıydı. Saçların ve makyajın yapılmıştı. Uzun zamandır bu kadar süslenmemiştin.

Armin seni evin dışına çıkarıyordu. Başka bir yere değildi, sadece bahçeye indiriyordu. Baş başa akşam yemeği yiyecektiniz.

Topuklu ayakkabılarınla yavaş yavaş merdivenlerden indin. Neyse ki merdivenler salona götürüyordu, salondan da bahçeye çıkılıyordu. Ev o kadar büyüktü ki, bir yere gitmeye kalksan çok üşenirdin.

Bahçeye indiğinde karşılaştığın manzarayla kaşların şaşkınlıkla havalandı. Masanın üstü mezelerle doluydu. İki boş servis tabağı, etrafta gül yaprakları ve masanın ortasında şamdan vardı.

'Bu kadar masrafa ve uğraşa gerek var mıydı?' diye sordun kendi kendine. Sonra yine kendi kendine cevapladın. Dudaklarını büzdün. Gözlerin Armin'in mavilikleriyle buluşunca içinde bir fırtına kopuyormuş gibi hissettin. 'Bilmiyorum.' diye sonunda cevabını verdin. 'Ben bilmiyorum. Hemde hiçbir şey bilmiyorum.' diye devamını getirdin.

Zamanın o kadar garip geçiyordu ki, bir asırdır buradaymışsın gibi geliyordu. Çevrendekileri unutuyor gibiydin, bu senin vicdanınız sızlatıyordu. Levi'ın sana nasıl baktığını hatırlamıyordun bile.

Masaya yaklaştığın sırada Armin senin elini tuttu. Dudaklarına götürüp narin bir öpücük kondurdu. Hemen seni masaya yönlendirdi. Sandalyeyi senin için çekti.

"Nasıl buldun?"

"Çok güzel." dedin masaya bakarak. Çok acıkmıştın. Her şey çok güzel duruyordu.

Kısa sürede önünüze konan yemekler ve bardaklarınızla dolan içeceklerle sohbete başlamıştınız.

"1 haftan kaldı" dedin gözlerinin içine bakarak. Onaylayan bir mırıltı çıkardı. İçeceğinden bir yudum aldı.

"Evet. Bende bunu iyi değerlendiriyorum."

"Farkettim. Tüm tuşlara basıyorsun."

"Etkilenmediğini söyleyemezsin." dedi alayla kaşları çatılırken. "Uzun zamandır da beraberiz." yüzünde buruk bir ifade belirdi, gözleri önündeki yemeğe düştü "Bu durumlara düşmeseydik keşke. Eski zamanlarımızı çok özlüyorum."

Sessiz kaldın. Sende hatırladığın kadarı vardı sadece.

Sahi... hiç Armin'in perspektifinden bakmamıştın olaylara. Oysa annen ve Eren'in müdahaleleri aklına birbir geliyordu.

"Kazayı geçirmeme sebep olan kişi Eren'di." dedin yemeğinle oynarken "O an sürekli gözümün önünde canlanıyor. Sebebini hiç bilmiyorum ama annemi gazlayan kişi de oymuş gibi geliyor."

"Nereden bu kanıya vardın?"

"His." dedin omuzlarını silkerek. Önündeki yemekten bir lokma aldın.

"O zaman doğru hissetmişsin." dedi Armin, bu sözüyle kaşları çatıldı. "Eren anneni gazlıyordu."

"Sen nereden biliyorsun?"

"Annen bana saydırırken, Eren anneni sakinleştirmek yerine arkadan gülümseyerek izliyordu." geriye yaslandı "Daha çok şey var tabii ama önemsiz detaylar."

Kafanı onaylayarak salladın. Aklına gelen şeyle istemsizce buruk bir gülümseme kapladı yüzünü "Annemi görmek istediğimi sanmıyorum. Bu kadar şeyi gizlemesi yenilir yutulur değil. Günlüğü okuyunca dediklerini de hatırladım." Armin'in gözlerine baktın "Kazanın olduğu gün aslında beni evlatlıktan reddetmişti."

✔︎𝐒𝐭𝐚𝐲𝐢𝐧𝐠 𝐔𝐩 ||𝐴𝑟𝑚𝑖𝑛 𝐴𝑟𝑙𝑒𝑟𝑡Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin