🔸 Gayrimeşru Hamilelik 🔸

7 0 0
                                    

Prenses Anya,kan ter içinde kaldığını içinin daraldığını nefes alamaz gibi olduğunu hissediyordu. Yatağında oturuyordu,ama çocuğunu kucağına verdiklerinde garip bir şaşkınlığa kapılmaktan başka bir şey yapmadı. Oraya nasıl geldiğini hatırlamıyordu. Genede anne olduğuna mutluydu. Çocuğa sıkıca sarıldı. Sonra çocuğun sarıldığı kumaşın arasından çocuğuna baktı.

Teni uzun süre önce olan insanların ki gibi donuk bir morla bataklığı andıran bir yeşil karışımıydı. Ama hala nefes alıyordu. Göz çukurları bomboştu arkasından beynin ve diğer iç dokuların kızıllığı seçilebiliyordu. Kendi çocuğuna bakmaya dayanamadı. Böyle bir şey bir iblis, kendine ait olsun yada olmasın tiksinti hissetti. Az önce şefkat ve sevinç hissediyordu şimdi ise sadece tiksinti...
Çocuğu ne yaptığını anlamadan kucağından fırlattı. Yere düşerken bir elma sepetini devirerek yere düştü.
Elmalar mükemmel derecede sulu ve kırmızı görünüyordu.

Eudora kötü şeytani bir ifadeyle konuştu.
"Prenses,çocuğu öyle atmalısınız. O sizin."

Anya,nedimesinin orada olduğunu fark etmemişti. Yüzünde ki ifadeden ve tüm bunlardan dehşete kapıldı. "Eudora, çocuk lanetli. Bir şey yapmalıyız." Tarzı bir şeyler geveledi çaresizce.

"Asıl lanetli sensin..." dedi ve Anya'nın yüzüne bir yastık bastırdı. Son hatırladığı iblisin ağlaması ve boğulma hissiydi.

***
Anya,İçinde tarifsiz bir daralma hissi ile gördüğü kabustan uyandı. Ne hissedeceğini bilmeden bir kaç dakika rüyayı düşündü. Nedimelerinden biri yanında biri ön odada kalarak ona eşlik ediyordu. Elfrad De Debron yanında daha küçük bir yatakta yatıyordu. gidip onu uyandırdı.

"Leydim,bana Arvin De Raun ile Leydi Eudora'yı çağırın."

Elfrad,gece pek çok şey düşünmekten gözünü bile kırpmamıştı. Prens Kayle ile evliliği konuşulmaya başlamıştı. Ve başka birini severken bir evlilik yapmaya dayanıp dayanamayacağını bilmiyordu. Ama elinden gelen neydi? Buna karşı koyacak gücü kendinde bulabilir miydi?

Gözlerini kırpıştırarak ve esneyerek cevap verdi. "Bir şeyiniz mi var Prenses?"

"Kâbus gördüm sadece,sen dediğimi yap."

Prenses,bir kaç mum yaktı. Ve dikkattini dağıtmak için bir kitabı karıştırdı. Bir çeyrek saat sonra Arvin ve Eudora içeri girdi. Üçü odada yanlıştı.Arvin hızlıca yatağın kenarına oturdu ve Prenses'e sarıldı.

"Ah,sevgilim biz lanetliyiz." dedi prenses heyecanlı bir şekilde.

"Aptallık etme Anya. Sadece kabus gördün." dedi Eudora,duyduklarına inanamıyormuş gibi bir küçümseme ifadesiyle.

"Kesinlikle Hanımefendi." dedi Arvin yatıştırıcı bir ifadeyle. "Lanetlenmiş olsak bunu anlardım."

"İnsanlar kötü şeyler yaptıkları için lanetlenmez. Ahlak basit insanlar içindir." dedi Eudora. Bulunduğu ortama göre çok sıradışı bir ahlak anlayışı vardı.

Prenses Anya biraz rahatlamış hissetti.
Sadece stresliydi. Yaptığının anlaşılmasından,hamileliğin kötü gitmesinden,korkuyordu. Bu rüya vicdanın oynadığı bir oyundu. Sadece gergin günler geçiyordu hepsi bu.

"Doğru çocuk gibi davrandım. Ama şunu biliyorum bu yaptığım gayri resmi,doğru değil." Elini istemsizce karnına götürdü.
"Tüm bunlar gayri resmi."

***
Prenses Lamian,çalışma masasının başında bir tahta oturur gibi heybetle oturuyor,buz gibi bakışlarla karşısında ki kişiyi süzüyordu.

ÖTEKİ KRALİÇE/ THE OTHER QUEEN Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin