ATELOFOBİK (TAMAMLANDI)

GİRİŞ

"Grubun gideceği ilk yer Antalya'daki teknoloji fuarı olacak. Sonra da peşinden başarı sağlanırsa yarışma ile İstanbul'a gönderilecekler. İstanbul'dan çıkan ilk üçlü Avrupa'ya ve en sonunda Avrupa'da kazanan kişi de elbette dünya kupası için sanırım Kanada ya da Çin'e gönderilecek. Dünya geneli orada toplanacak. Sonunda milyonlar var her bir aşamanın arkadaşlar. Çok önemli bir yarışma."

Bu kadını severdim. Gerçekten dört yıldır sürekli derslerime girsin istediğim tek kişiydi. Bütün hocaların aksine bize bir şeyleri haber veren de oydu. Bu yarışı da o haber veriyordu mesela.

"Kim girecek gruba?" dedi arkamdan bir ses.

"Fakültemizden iki kişi gerekiyor. Makine, nano teknoloji ve bilgisayar bölümlerinden de birer kişi olacak. Ayrıca belki bir yazılımcıya da ihtiyacımız olacaktır." dedi Sude Hoca arkama doğru bakarken gülümseyerek.

"Yazılımcıyı nereden bulacaksınız?" dedi yan taraftan bir kız.

"Grubumuz kurulduktan sonra yazılımcı bulmak çok daha kolay. Kim bilir gruba girenlerden kendine güvenen de vardır belki." dedi ve gülümsedi tekrar Sude Hoca. Bu yılın başında üç yıldır siyah kullandığı saçlarını ateş kırmızısına boyamıştı. Yaşından daha genç gözükmekle beraber bir tık milf gibi de gözüküyordu bu yüzden ama içinde gayet tatlı bir kadın olduğundan sanırım kimse ona milf demezdi.

"Grubu neye göre kuracaklar? Yani bizden kimler olacak?" dedi en önde oturan gözlüklü çocuk.

"Bunun için ben seçeceğim. Kriterler bende." dedi.

"Nasıl bir kriter?" dedi Çağlar hemen yanımdan.

"Katılmak isteyenlerin adını aldıktan sonra kişilerle özel görüşeceğim ben Çağlarcığım." dedi Sude Hoca. Çağlar'ı severdi. Benim arkadaşım oluşundan değildi bu. Daha çok Çağlar'ın yüksek notları alıp derste hiç konuşmamasındandı. Utangaç buluyordu onu.

"Tamamdır Sudeciğim." dedi Çağlar sadece benim duyabileceğim bir sesle. Gülmemek için dudaklarımı dişledim. Salak. Bela alacaktı başımıza.

"Neyse süremiz de doldu arkadaşlar. İsteyenler ismini yazdırmak için odama gelebilirler. Asistanım orada olacak." dedi Sude Hoca ve arkasını döndü bize. Çantamı toplarken Çağlar'a baktım.

"Katılacak mısın?" dedim direkt.

"Kafayı yemedim kardeşim. Hayır." dedi alayla. Kaşlarımı kaldırdım.

"Tamam adımı yazdırayım tamam." dedi oflarken. Sırıttım.

"Harikasın." dedim. Gözlerini devirdi. Çantasını aldığında ikimiz de birlikte çıktık sınıftan. Üst katta bulunan Sude hocanın odasına giderken "Seçilmeyeceğim zaten." dedi.

"Seni seviyor seçer."

"Sen varken mi?"

"Ne alakası var?"

"Hayatsız gibi ders çalışan bir kişisin Vera. Sen dururken beni seçerse sevgili Sudeciğim bana aşıktır."

"Yeni boşandı zaten."

"Milf ablam." dedi. Güldüm. Birlikte odanın önünde durduk. Kapıyı tıklayacağım an açıldı. Karşımda ise gördüğüm kişiyle kaşlarımı çattım.

"Hayır." çıktı ağzımdan. Kendini beğenmiş geri zekalı suratında bir sırıtış belirdi.

"Korktuk mu?" dedi kollarını önünde bağlayıp kapının pervazına yaslanırken.

"Çekil kapıdan." derken çekilmesini bile beklemeden içeri girdim omzuna çarparak.

Bu yarışmaya sadece meraktan katılacaktım ve bir şey başarmayı düşünmüyordum bile. Çünkü bir yarışma yeni bir sorumluluktu ve yeni bir başarısızlık ihtimaliydi. Ama artık umurumda değildi.

Herkese kaybederdim. Aral Çolak'a asla.