'27.Bölüm:Grup Anneliği'

525 43 8
                                    

Firmada her şey çok güzel geçti. Üretim kısmını ikimize de gezdirdiler. Aral'la da benimle de çok güzel ilgilendiler. Yemek yemek için lüks bir yere götürüldük. Aral'ın olmadığı bir anda mezun olduğumda burada bir yerimin kesinlikle olacağının garantisini verdiler bana.

İşler Kanada'da güzel gitmezse her zaman burada bir yerim olacaktı. Bunu bilmek iyiydi. En azından geleceğimle alakalı endişelerim yoktu. Zaten hiç olmamıştı da kesinleşmesi iyiydi.

En son akşam sekiz gibi bizi otele geri götürdüler yemekten sonra. İkimiz yalnız kaldığımız an bir şeyler konuşacaktık sanırım ve bundan kaçıyordum. Benim için arkadaşlık sınırları gayet güzeldi. Arkadaş olmayıp ne olacağımızı da bilmiyordum zaten.

Otele girdiğimiz an lobideki asansörün önünde duran bizimkileri gördüm. Olcay'la göz göze geldiğimizde "Aa gelmişler..." dedim ve hiçbir cevap beklemeden onların yanına ilerledim. Asansör henüz gelmemişti. Üçü de bize döndü.

"Oo nereden geliyorsunuz siz?" dedi Semih direkt.

"Seni ekip içmeye gittik sen yerlerden kalkamıyorsun diye." dedim.

"Ben anime kızlarıyla mutlu mesut bir gün geçirdim." dedi ve omuz silkti. Güldüm.

"Nasıl geçti?" dedi Tolga merakla.

"Ay çok güzeldi!" dedim ve gelen asansöre ilk adımı attım. Onlar da bindi. "Önce firmadaydık sonra üretim yerini gezdirdiler. Sonra yemek yedik ve otele de geri onlar bıraktı." dedim.

"Vay be. Bir insan Türkiye'de mühendislik okurken en fazla bu kadar değer görebilir." dedi Olcay. Güldüm.

"Güzel bir firma." dedi Aral. Sonra bana baktı. "Sahibinin de sana bayıldığı belli." dedi.

"Erkek mi?" dedi Semih. Kaşlarımı çattım.

"Sahibinde sorun yok. İyi bir adam. Üretim müdüründe var o sorun sadece." dedi Aral.

"Ne?" dedim şaşkınca.

"Adamın gözü sürekli sendeydi. Ama yüksek mertebede, işe alımda yetkili biri olmadığı için işin bununla alakası olmadığı kesin. Gerçek anlamda başarın için beğeniyorlar seni." dedi.

"Fark etmemiştim." dedim şaşkınca. Gerçekten öyle miydi?

"Bir ara benim kim olduğumu falan sordu. Asistanı da arkadaşı dedi. Ondan sonra daha da rahatladı kıçımın çekik gözlüsü." dedi.

"Orada dan diye manitayız diyecektin sonra adamın kolunu götüne sokacaktın." dedi Semih. Aral'a bunu yapmadığı için ayıplar gibi bakıyordu.

"Gizli gizli konuştular oğlum. Yanımda sormadı." dedi Aral da. Semih bana baktı. Kaşlarımı kaldırdım.

"Hazır hepimiz giyinikken çıkıp gezsek falan mı acaba?" dedi.

"Ozan Hoca yazdı bana. Benim onun yanına gitmem lazım." dedi Tolga.

"Niye?" dedi Olcay merakla.

"Ne bileyim oğlum adam yazdı." dedi Tolga. Hepimiz kafa salladık.

"Ben yorgunum uyuyacağım." dedim direkt.

"Başka zaman olsa inanmazdım. Malum ineksin de. Okul bitti artık." dedi Semih.

"Ders çalıştığımı gizleyen biri değildim ki. Ders çalışacaksam ders çalışacağım derdim direkt." dedim. Omuz silkti. Asansör sonunda on yedinci kat geldiğinde indik hepimiz. Odalar küçük olduğundan herkesin odası tekliydi bu sefer. Semih sonunda tek kalacağı için aşırı mutluydu bu durumdan. Odalara geçerken kimse birbiriyle iletişim kurmadı. Ben de odama girip kapadım kapıyı. Sonra üstümdekileri çıkarıp banyoya girdim. Kısa sürdü duş. Ufacık otel odasının minik banyosunda Berlin'deki otel gibi bir küvet yoktu.

ATELOFOBİK (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin