Bütün gece rüyalarım RTÜK'ü bırak Netflix'in bile yayınlamayacağı kadar cinsel içerikliydi. Hatta Netflix'i bırak PornHub'da izlenme rekoru falan kırardı.
Sabahın köründe daha fazla dayanamayıp tekrar uyumaya cesaret edemeyince beş buçukta odanın camını açıp peş peşe sigara içmeye başlamıştım. Birkaç daldan sonra her şey daha da gerçeklik kazanırken elimi suratıma değdirdiğimde resmen alev attığımı fark etmiştim.
Ah.
Bu benim başıma çok fena bela olacaktı.
Durabilirdim. Susabilir ve unutmaya çalışabilirdim ama hayır dayanamıyordum. Çığlık atasım vardı. birilerine anlatmak istiyordum ama benden başka bir kişi daha duyarsa bu iş daha da gerçekçi bir hal alabilirdi.
Üstüme bir eşofman bir tişört bir de kapşonlu geçirip sigara paketimi, kulaklıklarımı, telefonumu ve cüzdanımı aldım yanıma. Odadan çıktığım gibi kendimi otelden attım. Sabahın altısında işe gitmek için toplu taşımalarda dolaşan Berlin halkının arasına karıştım. Sandım ki bu telaşede derdimi unuturum. Ama bu telaşa sahip olmayan tek kişi olunca sadece Aral'ı düşündüm durdum.
Sağlıklı değildi.
Mantıklı hele hiç değildi.
Dün gece ama asla kötü de değildi.
Siktir kere siktirdi.
Bir süre dolaştım sokaklarda. Metroya binip laboratuvara gitmek için kullandığımız otobüs durağına gittim. Otobüse bindim. Dün gece de geçtiğim yollardan geçerken Ostim'e yaptığımız şey aklımda bile yoktu.
Laboratuvara gittiğimde içeride Fransa'dan bir grup vardı. açmış olmaları gerçekten iyiydi. Bende girdim. Kendi projemizi bulup bir masaya kadar götürdüm.
Yapacağım tek bir şey yoktu. Tek başıma yapacağım bir şey yoktu yani. Ama oturdum. Planı açtım telefondan. İnceledim. Projeye baktım. Bir süre zaman geçirdim. Sonra üstten bir mesaj geldi. Gruptandı.
Semih Ransoy: Başkanım neredesin sen?
Gruba girdim hızlıca.
Tolga Sefer: Uyuyakalmıştır belki uyanınca gelir kız bence bırakalım.
Tolga Sefer: Mesajı gördü hoş.
Vera: Sabah erken çıktım otelden laboratuvara yaklaştım siz gelin.
Semih Ransoy: Rüyanda mı gördün amk?
Ar(apt)al: Geliyoruz.
Mesajını ve ismini görünce yutkundum. Başka hiçbir şey yazmadan çıktım gruptan. Müziği değiştirdim. Başımı ağrıtacak şeyler istiyordum. Başka bir şey düşünmeme imkân vermeyecek tarzda yüksek sesli müzikler.
Zaten son seste dinliyordum. Beynimi susturmaya çalıştığımdan bence etkili bir yöntemdi.
Yaklaşık kırk dakika kadar sonra kulağımdaki kulaklıklardan biri çekildi. Karşımda direkt Olcay'ı gördüm.
"Aa hoş geldin." dedim direkt. Gülümsedi.
"Hoş buldum."
"Günaydın." dedi Semih arkasından. Diğer kulaklığımı da çıkardım. Tolga ve Aral da girdi laboratuvara.
"Günaydın." dedim Semih'e.
"Sabah sporu mu?" dedi Tolga bana.
"Ne?"
"Üstünü diyorum. Sabah sporu falan mı?" dedi.
"Sabah sporu yapıp duş almadan insan içine çıkacak bir ayı mı bu kız?" dedi Semih.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ATELOFOBİK (TAMAMLANDI)
Подростковая литератураDört yıldır aynı sınıfta olan ve birbirinden hiç hoşlanmayan Aral ve Vera okulun son senesi kendilerini okul adına bir yarışmaya katılacak beş kişilik bir grupta bulurlar ve aralarındaki nefreti bir kenara bırakarak alanlarında en iyisi olmak için b...
