'6.Bölüm:Kırgınlık'

512 52 7
                                    


Daha çok süpürge ya da evdeki herhangi bir vantilatörün içerisine takılabilecek, eğer bunlarla uğraşılmak istenmezse de doğrudan fişe takılabilecek iki saatte bir evin havasını tamamen dezenfekte ederek günümüz şatlarındaki her bir virüsü yok edebilecek kapasitedeki bir makine yapmak için verilen otuz gün başta çok kısa gelmişti.

Ama dün proje bitmişti. Hocalarımız son kontrolleri yaptıktan sonra fuara yakın bir otelden yer ayırtmışlardı. Tüm hocalar gelecekti. Hepimizi götürüyorlardı. Minibüsteydik.

"Vera?" diyen kısık sesle kaldırdım kafamı. Kulağımdaki kulaklıklarda son ses Ariana Grande çalıyordu. O yüzden kısık da duymuş olabilirdim sesi.

Tolga'ydı konuşan.

"Efendim?" dedim kulaklığımı çıkarırken.

"Aç mısın? Bisküvim var." dedi ve elindeki bisküvi paketini gösterdi.

Bir an gözüm arka tarafa kaydı. Aral uyuyordu. Semih onu tanıdığım günden beri inanılmaz bir şekilde sürekli telefonunda oyun oynadığı için şu anda da elindeki telefonla oyun oynadığına emindim. Olcay ise gözlerini cama dikmiş bakıyordu.

"Olur." dedim ve yanımdaki çantamı kucağıma aldım. Tolga yavaşça oturdu yanıma.

"Selam." dedim. Saat sabaha karşı üçtü. Yaklaşık üç saat sonra Antalya'da olacağımızı ve cumartesiye kadar serbest olduğumuzu söylemişlerdi. Cumartesi de yarışmayı halledip pazar sabahı yola çıkacaktık.

Pazartesi ise vizemiz vardı.

"Selam. Ders mi?" dedi Tolga tablete bakarken.

"Aynen. Vize var." dedim. Otobüste uyanık olmayan dört kişi vardı. Aral, Fikret Hoca, Ozan Hoca ve Esma Hoca.

"Bir tık ineksin sanırım." dedi Tolga. Bisküviden alıp ağzıma atarken "Sen değil misin?" dedim alayla.

"Ben dışarıdan belli ediyorum." dedi. Güldüm.

"Neden uyumadın?" dedim merakla.

"Fikret Hoca yanımda oturuyor. Horluyor." dedi. Sessizce güldüm. Ama doğruydu. Kulaklığı çıkarınca fark ettiğim horlama sesi Aral falan değil direkt Fikret hocaydı.

"Yazık." dedim. Kafasını salladı.

"Müzik dinler misin?" dedim kulaklığımı gösterip. Kulaklığıma baktı. Sonra da "Ne dinliyorsun?" dedi.

"Ariana Grande, Selena Gomez, Demi Lovato ve Miley Cyrus'tan oluşan bir listem var. Onu."

"Gerçekten o şeyleri dinliyor musun?" dedi yüzünü buruşturup.

"Tolga bana aptal de ama müziğime laf etme. Kan davası çıkar."

"Çok kızsal şeyler."

"Ben de kızım."

"Bazen öyle gelmiyor."

Kaşlarımı kaldırdım şaşkınca.

"Ne?"

"Yani bazen kardeş gibi falan geliyorsun veya ne bileyim bizden biri gibi. Uyum sağlayışın, anlayışın ve bazen yaptığın aşağılayıcı cinsel şakalar." dedi. Gözlerimi devirsem de güldüm.

"Salaksın."

"Bu bence iyi bir şey. Arkadaş gibi görmemi sağlıyor seni. En çok seninle konuşuyorum."

"Bu çok konuşan halin mi senin?"

"Elbette." dedi. Güldüm.

"Garipsin." dedim ve "Hem sen neler dinliyorsun?" dedim merakla.

ATELOFOBİK (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin