'25.Bölüm:Farklı'

611 49 8
                                    

!Bu bölüm +18 ögeler barındırır!

*

Akşam eve dönmeye korktum.

Annemler orada olabilirler veya gelirler diye ödüm koptu. Meyra'yı aradım ama ulaşamadım. Sanırım Aytuğ'un evindeydi. Tülay'ı zaten aramadım çünkü başım ağrırdı onunla. Çağlar ise seçenek bile değildi. Yakın arkadaşım bile olsa, Meyra'dan sonraki en yakın arkadaşım, Tülay'a söylemeden onun evine gidemezdim. Tülay'a da haber vermekle uğraşmak istemiyordum.

Saat dokuz buçuğa kadar oturdum alışveriş merkezinde. En sonunda saat onda kapanma saati geldi diye kendimi dışarı attım.

Bütün gün telefonum sessizdeydi ve herkesi görmezden gelmiştim. Durağa yürürken ise fark etmediğim bir mesajı gördüm. Öğlen iki buçukta atılmış bir mesajdı.

Ar(apt)al: İyi misin?

Doğum gününe ben gitmemiştim. O ise bana iyi miyim diye mi soruyordu?

Vera: Evet.

Vera: Gelemediğim için üzgünüm ani bir iş çıktı.

Vera: İyi ki doğdun bu arada. Nice senelere.

Birkaç saniye sonra gördü mesajı. Hızlıca cevap yazdı.

Ar(apt)al: Teşekkür ederim.

Ar(apt)al: N'apıyorsun şu an?

Vera: Dışarıdayım otobüs bekliyorum.

Ar(apt)al: Neredesin?

Vera: Ankamall.

Ar(apt)al: Anladım.

Biraz durduk öylece ikimiz de çevrimiçi bir şekilde. Sonra yutkundum. Kendimi suçlu hissettiğim için miydi ya da başka bir şey miydi bilmiyordum ama ekrana dokundum.

Vera: Sen evde misin?

Ar(apt)al: Evet.

Vera: Sana gelebilir miyim?

Bekledim. Cevap vermesini umdum. Terslememesini. Evet dese de gerilecektim ama hayır derse kahrolurdum.

Ar(apt)al: Olur.

Ar(apt)al: Gelip alabilirim seni.

Vera: Hayır otobüs geldi zaten bindim ben.

Ar(apt)al: konum.

Ar(apt)al: Bekliyorum.

Derin bir nefes alıp konuma tıkladım. Birkaç dakika boyunca evine gidebileceğim en mantıklı seçenekleri düşündüm ama sonra hallettim. Saat geç olduğundan ise bir pastaneye gitmekle uğraşamayacağımı fark edip uygulamadan Aral'ın evine bir küçük dilim pasta söyledim. Nota mum istediğimi yazdım. Siparişi evine yaklaştığımda onayladım. İndiğimde ise sadece beş dakika bekledim.

Saat onu otuz beş geçiyordu.

Çantamdan çakmağımı çıkardım. Sonra Aral'a kaçıncı katta kaldığını sormak için mesaj attım. Hızlı bir şekilde altı dedi. Eski bir binaydı. Yedi katlıydı. Asansöre bindim. Geldin mi diye sordu ama ben daha var yolum dedim. Asansörden indikten sonra mumu yaktım. Kapıyı çaldım. Deliği de elimle kapattım. On beş saniye kadar sonra açıldı kapı. Aral beni gördü. Duraksadı. Pastayı kaldırdım havaya.

"Doğum günün kutlu olsun." dedim ve gülümsedim. Önce pastaya baktı. Sonra bana. Kaşlarını kaldırdı.

"Ben...Teşekkür ederim?" dedi tereddütle. Gülümsedim. Elimden pastayı aldı.

ATELOFOBİK (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin