'9.Bölüm:Bebeğim'

541 49 5
                                    

Alkol, arkadaşlarımın her birini komik durumlara sokardı.

Okulun ilk yılında Çağlar'ın aşırı içip bir kafenin kapısına işediğini bilirdim. Meyra'nın Aytuğ'dan ayrıldığı ilk seferde inanılmaz sarhoş olup ben yönelim değiştirdim diyerek Tülay'ın üstüne atladığını bilirdim. Aytuğ'un takımı şampiyon olduktan sonra sarhoşken Meyra sanarak Çağlar'ı öptüğünü bilirdim. Tülay'ın sarhoş olup kendini öldü sandığını ve cennette de bizimle olduğu için mutluluktan ağladığını bilirdim.

Ama bu beyin takımı, yarışmacı grup veya ne denirse beş kişilik ekipte hiç beklemediğim şeyler oldu.

Tolga dediği gibi asla sarhoş olmadı. Ben akşam çok yediğimiz için sadece iki shot attım ve Aytuğ gibi bir arkadaşınız varken iki shot sizi asla sarhoş etmezdi.

Semih en son yere düşmüştü ve oranın daha güzel olduğunu söyleyip tekrar kalkmayı reddetmişti. Olcay tam bir dert kutusuna dönüşmüştü ve bizimle ilişiği kesmişti bile.

Aral ise içmediğim son shotı içene kadar gayet iyiydi ama şu an onu hiçbir şekilde görmeyi düşünemediğim bir haldeydi.

Semih kadar kendimi kaybetmiş olmasa bile gerçekten sarhoştu. Tamam çok cozutuyor gibi değildi ama komikti bence.

"Saat üç oldu. Geçelim. Sabah yola çıkacağız." dedi Tolga. Kafamı salladım. Aral yanımda oturmuş kafasını koltuğun sırt kısmına yaslamış tavanı izliyordu.

"Hesabı halletmiş Semih. Ben şunu yerden kaldırayım." dedi. Güldüm ve kafamı salladım. Biraz salaklaşasım vardı benim de aslında ama o kadar da kötü değildim.

Tolga Semih'i yerden zar zor kaldırdığında Semih yürüyebiliyor gibi değildi. Tolga'ya iyice yaslanmıştı. Olcay ise kalktığımızı fark ettiği an ayaklanmıştı ama hala sessizdi.

"Taksi gelmiş kapıda. Sen de şunu al gel." dedi Tolga. Şu derken Aral'ı gösterdi. Kafamı salladım hafifçe. Tolgalar uzaklaşırken Aral'a baktım.

"Aral?"

Cevap vermedi bana. Derin bir nefes aldım.

"Dünyaya bir saldırı gerçekleşmiş şu an ayağa kalkmazsan ölecekmişiz." dedim. kaşlarını çatarken kafasını yavaşça bana çevirdi.

"Bebeğim sadece sarhoşum, çoğu insanın ayık halinden binlerce kat daha zekiyim hala."

Aral'ın alçakgönüllü biri olduğunu tek bir an bile düşünmemiştim zaten. Ama bu alkol almış ego manyak yeniydi benim için de.

Ayrıca bebeğim mi demişti o bana?

"O zaman otele dönmemiz gerektiğinin de farkındasındır süper zekâ." dedim. Omuz silkti.

"İkna edici değilsin."

"Aptal mısın? Dönmek zorundayız."

"Yoo. Başkan sensin, ben senin sorumluluğundayım. Sen beni götürmek zorundasın bir şekilde ama ben gelmek zorunda değilim ki." dedi. Kaşlarımı çattım. Aral ise kafasını geri koyup tekrar tavana bakmaya başladı.

"Aral kalksana!" dedim omzunu dürterken. Ellerimi anında yakaladığı gibi aniden üstüme eğildi. Bileklerim aramızda kalsa da yakındı.

"Sebep sun."

"Çünkü saat üç. Birkaç saat sonra okula dönmemiz lazım." dedim hızlıca.

"Yeterli değil. Yani hayır kalkmıyorum ufaklık" dedi. Masadaki telefonumun çaldığını duyduğumda ikimiz de masaya baktık. Sonra Aral ellerimi bıraktı. Üzerimden de çekilince telefonu aldım hızlıca. Tolga'ydı arayan.

ATELOFOBİK (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin