'2.Bölüm:Beter'

644 55 21
                                    

Sude Hoca sizi YARIŞMA grubuna ekledi.

Telefonuma gelen bildirimle kaşlarımı kaldırdım. Ekranda yazan şeyi algılamam birkaç saniyemi aldı. Ama en sonunda fark ettiğimde çığlığımı tutamazken yastığımı suratıma bastırdım. Ayaklarım havaya tekmeler atarken delirecek gibiydim.

Seçilmiştim!

Bunu bir cumartesi sabahı kahvaltı yapmaya değecek bir gün mü diye düşünürken öğrenmem o kadar güzeldi ki.

Konuşmanın üstünden iki gün geçmişti.

Yastığı suratımdan çekerken hızlıca elime aldım telefonu. Gruba girdiğimde ilk olarak atılmış bir pdf dosyası dikkatimi çekti. Onu indirirken gruptaki kişi bilgisine tıkladım. Henüz sadece beş kişi vardı. Dördünün grup yöneticisi olduğuna bakılırsa ve biri de Sude Hoca olduğuna göre diğer fakültedeki hocalardı yüksek ihtimalle.

İndirdiğim pdf dosyasına bakmak için tekrar sohbeti açtım. O arada diğer yöneticiler gruba birilerini ekliyordu. Dosya açıldı. Başlığında '2023 Yapay Zekâ Zirvesi TOBB ETU grubu' yazıyordu.

Hızlıca isimlere bakmak için listeye kaydı gözüm. Tanımadığım isimler umurumda değildi. Çağlar'ın adını arıyordum yapay zekâ kısmında.

Ama yoktu. Onun yerine büyük bir parantez bırakılmıştı. Bugünün kahvaltı yapmaya değer bir gün oluşunu mahvedecek iki kelimenin hemen yanında parantez vardı.

İki kelime:

Aral Çolak.

*

"Kadına memeni aç abla mı dedin?"

"Ne?"

"Kızıl sevmiyorum mu dedin? Sevgilim var mı dedin? Geyim mi dedin? Ne dedin?"

"Vera..."

"Takımla çalışamam mı dedin? Masa başı çalışamam ele başı benim mi dedin ne dedin de seçmedi seni bu milf?"

"Lan hayır! Geri zekalı attığın dosyadaki parantezi de mi okumadın? Hem Sudeciğim aradı beni konuştuk biz." dedi Çağlar telefondan bana bağırarak.

"Ne diyor?"

"Parantezde yazdığı gibi süper zekâ, Aral yazılımda usta olduğu için onu almışlar. Başa başmışız sorun yokmuş onun yazılım bilgisi onu öne geçirmiş. Sakinleş kaybetmedin işte." dedi. Kaybetmedin işte diyordu. Kazandığım şeye bakarak gayet netçe kaybettiğim belliydi.

Seçilmiştim ama onu da seçmişlerdi ve bir de o artısıyla geliyordu. Yazılım uzmanlığı ile.

Ne var biz de almıştık o dersi? Ne var ben de biliyordum yazılım? Ne var bilgisayarcılar da biliyordu ki. Geri zekalı. Nano teknolojici de biliyordu. En çok sensin tamam Aral. Sensin.

"Vazgeçeceğim ben." dedim.

"Sudeciğim ağzına sıçar."

"Sude'ne tüküreyim!" dedim sinirle.

"Konuşmak zorunda değilsiniz."

"Takım olduk takım! O gudubetle beni yan yana düşünsene!" dedim. Gözüm listede dolaşıyordu. Beş öğrenci vardı. makine mühendisliğinden Tolga, bilgisayar mühendisliğinden Olcay, nano teknoloji mühendisliğinden Semih, yapay zekâ mühendisliğinde ise Aral ve Vera.

Dün inatla tek kız muhabbeti yapışı şimdi anlam kazanıyordu.

Hocalardan tek kadın Sude Hoca değildi. Nano teknoloji mühendisliğinden gelen hoca da kadındı. Ama o kadar yaşlıydı ki o kadının bizimle şehir şehir dolaşacağını asla düşünmüyordum.

ATELOFOBİK (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin