Sarı Bez // ChanMin

3. Söz Yarın Dövmicem

Kalp krizi geçirmemek için kendini sakinleştirmeye çalışıyordu çünkü şuan tam karşısında üstsüz bir şekilde ona tatlı yapmaya çalışan bir Chan vardı.
Çıplaklığı bu kadar sevmesi, en azından şimdilik, Seungmin'e göre bir artı puandı.

"O kadar çok bakıyorsun ki sırtım delinecek. Merak etme bir yere kaçmam."

"Ah- şey gözüm dalmış pardon."

Ayı gibi bakarsan olacağı bu.

"Oda sıcaklığı tam olarak ne demek Seungmin? Yani ılık mı olacak veya oda da bekletmemiz mi gerekiyor bunu önceden?"

"Bende bilmiyorum." tezgaha yanaştı ve bilinçli olarak kolunu Chan'ın koluna deydirdi. Şuan çok yakınlardı.

Aferim Seungmin böyle! Yanaş şu çocuğa!

"Yağı mı diyorsun?" eliyle pakete dokundu. "Bence bu iyi yani oda böyle olur. Daha sıcak olursa erir gibi."

"Öyle diyorsan." mırıldandığı halde ne dediğini duymuştu Seungmin. Mırıldanırken bile çok tatlı olduğunu düşünüyordu.

"Yardım edeyim mi?"

"Çok iyi olur. Tam beceremiyorum bunu zaten."

Cheesecake yapmaya çalıştıkları uzun saatler boyunca Seungmin Chan'ın her yerini inceleme fırsatı buldu. "Sapıkça" değil tabi.

Sonunda oturmuşlardı ama Seung'un yemeye odaklanmasını engelleyen çok önemli bir sorunu vardı.
Chan yarı çıplak şekilde karşısında oturuyordu ve biraz terlemişti. Kollarındaki damarlar oldukça belirgindi ve çok tatlı yemek yiyordu.

Bu kadar tatlı bir surat nasıl böyle bir vucüda sahip olabilir? Bırak azgınlığı artık Seungmin! Çok belli edeceksin.

"Kötü mü olmuş? Yemiyorsun."

"Hayır, çok güzel eline sağlık."

"Ne oldu? Yüzün düştü birden bire."

"Herkesin her şeyini biliyorsun değil mi?" çok hızlı olmuştu. Şimdi konuşmayacaktı bu konuyu ama madem birden döküldü devamını getirecekti.

"Bu da ne demek?"

"Hepimizden önce Felix'in çileğe alerjisi olduğunu biliyordun, Minho hyungun sağ iç bacağında üç yaşından kalma bir yara izi olduğunu da biliyorsun üstelik onu hiç çıplak görmedin, Jeongin'in tüm günlük rutinini biliyorsun ve Changbin hyungun tüm beslenme rutinini sen düzenliyorsun neredeyse. Ama benim gey olduğumu bilmiyordun. Yeterince yakın arkadaş değil miyiz hyung?"

Bunu söylemeyi düşünmemişti. Kelimeler birden döküldü ağzından. Chan ise ona bakıp ne cevap vereceğini düşünüyordu.

Bu duyguyu hoşlantıyla açıklamak zorunda değiliz. Sadece arkadaş olarak görseniz bile bir kişinin sizi görmezden gelmesi yeterince kırıcı. Özellikle sizinle aynı yakınlıkta olduğunu düşündüğünüz insanlara karşı bu kadar ilgiliyken.

"Özür dilerim Seung. Mutlaka telefonda önemli bir şeylere bakıyorumdur yoksa bu kadar dalgın olmamın imkanı yok."

"Sonraları hem grupta hem de dışarıda buluştuğumuzda konuştuk bu konuyu hyung. Hatta kendileride gey olmalarına rağmen Changbin hyung ve Minho hyung benimle alay etmişti. Sen... O zaman telefona bakmıyordun."
Konuşurken sesi gittikçe kısıldı. Bu küçük bir şeydi belki de ama Seungmin paramparça hissediyordu. Gözlerinin dolduğunu saklamak için başını eydi.

Chan, ağlamaklı olduğunu fark ettiğinde Seung'un yanı başına oturdu ve elini ellerinin arasına aldı.

"Özür dilerim. Senin için bu kadar önemli olduğunu bilmiyordum. Başka bir şey mi var Seungmin? Sen asla böyle bir şey yüzünden ağlamazsın. Ağlamak yerine bana kızman ve sırf zahmet olsun diye üç tatlı daha yaptırman gerekiyordu."