"Bayıldın buraya herhalde?"
Elini Changbin'in bacağına koyup alayla sormuştu. Aralarındaki en asosyal kişi oydu ve önceden sürekli Felix'le ilgilenmek için gelirdi böyle yerlere. Bir gram zevk almadığı her halinden belli oluyordu. Jeongin de onun gibiydi aslında ama Hyunjin'le ilgilenmekle o kadar meşguldü ki dış dünyadan soyutlanmış gibiydi."Bayıldım. Mutluluktan geberip gideceğim şimdi."
Bunu söylerken Hyunjin'e ters bir bakış attı. Hyunjin Changbin ile aralarına Chan, Minho, Jisung, Seungmin ve Jeongin'den oluşan bir duvar koymuş gözüne gözükmemeye çalışıyordu. Felix ise Hyunjin'in diğer tarafında, Changbin'in en uzağında oturuyordu."O kadar kötü değil Changbin. Ana odaklan biraz."
"Tamam hyung, denerim."
---
Günün sonunda Chan ve Jeongin oldukça ayık sayılırdı, içmeyi sevmeyen Seungmin de iyi durumdaydı. Ama Hyunjin, Felix, Jisung ve Minho kafalarını bile kaldıramıyorlardı. Changbin ise araba kullanacağı için sadece birkaç bardak içmişti.
Chan ve Seungmin, Jisung ve Minho'yu, Jeongin de Hyunjin'i alıp kalktı. Birden kalkıp iyi geceler dileyip uzaklaşırlarken Changbin arkalarından bakakalmıştı. Bir onlara bir de masaya kafasını koymuş uyuklayan Felix'e bakıyordu.
Derin bir nefes verip söylenmeye başladı. "Kesin o aptal Hyunjin'in aklından çıktı gene. Bu sefer elimden hayatta kurtulamaz."
Bu sırada yanına gidip Felix'i hafifçe dürtüp uyandırmaya çalıştı."Felix, kalk hadi eve gitmemiz gerek."
"Changbin... Hyung nerede?" uykulu ve sarhoş şekilde konuşmaya çalışırken kelimeleri zar zor toparlıyordu. Aslında o böyle konuşurken ne dediğini anlamak epey zordu.
"Ben buradayım. Kalk hadi." kolunu tutup hafifçe kaldırmaya çalıştığında Felix bir hışımla çekti kolunu.
"Gerçek adını söyle bana, kimsin sen? Sapık!""Felix? Gözlerin sonuna kadar açık ama beni görmüyor musun?"
"Görmüyorum ne var? Bulanıksın. Bulanık herif. Uzak dur benden!"
"Kör falan olmadın umarım. Beni tanıyamıyor musun?"
"Sen o değilsin ki! Sen... Orospuv çovcuğşh" yavaşça gözleri kapandı ve kafası masaya düştü, cümlesini tamamlayamamıştı. Changbin bunu fırsat bilip Felix'i kucağına aldı. Arabayla giderlerken hala uyuyordu. Arada bir horlamasa Changbin onun öldüğünü düşünebilirdi.
Eve geldiklerinde Changbin onu tekrar kucağına aldı ve dairesine çıkarttı. Kucağındaki gencin kulağına yaklaşıp hafifçe konuştu.
"Anahtarlarının yerini hatırlıyor musun?""Çantamda."
Kapıyı açıp içeri girdi. Onu önce banyoya götürdü çünkü kucağından iner inmez Felix'in kusacağını biliyordu, tahmin ettiği gibi de oldu.
Bütün midesini boşalttıktan sonra zorla duşa soktu onu.Felix yıkanırken Changbin de yanında taşıdığı mide ilacını çıkardı. Felix çok ihtiyacı olmasına rağmen asla evinde bulundurmazdı bunu, ilaç taşımak artık Changbin için bir alışkanlık olmuştu. Tezgaha yaslanıp kendine söylenmeye başladı büyük olan.
"Gerizekalı ne diye ümit veriyorsun ki? Onu mutlu edebilir misin sanki? Hala salak gibi ilaç taşıyorum yanımda." büyük bir off çekip ellerini yüzüne bastırdı.
"Hyung?"
Duydugu sesle birlikte kafasını oraya çevirmişti ki tekrar aşağı eymek durumunda kaldı. Felix neredeyse yarısı açık kalmış bornozuyla kapıda durmuş ona bakıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sarı Bez // ChanMin
FanfictionAilesinin evlilik baskısından kurtulmak isteyen Chan Seungmin'den yardım ister ve sarı bez kendini Chan'ın annesinin kafasında bulur. //yarı texting//