Merhaba çiçeklerim~ Çok özledim sizi 🥺
Birazcık geç kaldım, kusuruma bakmayın. Bir yandan taşınmaya çalışıyorum, bir yandan da yeni bir fic yazıyorum. Haliyle yetiştiremedim 👉🏻👈🏻
Umarım beğenirsiniz. Yorumlarınızı bekliyoruuum~ Keyifli okumalar 💞
🍼🍦🍭
Jungkook, bedeninin altında kapana kıstırdığı sevgilisini kelimenin tam anlamıyla aç bir şekilde öperken elleri çıplak gövdesinde kaybolmuş bir gezgin gibi dolaşıyordu.
Yarım saati geçkin bir süre hala uyumakta olan sevgilisini doyasıya izledikten ve nihayetinde dayanamayıp güzel yüzünün dört bir yanına öpücükler bahşettikten sonra onu olabilecek en huzurlu şekilde uyandırmayı başarmıştı fakat kendisine gelmesine en ufak bir fırsat bile vermeden derinleşen öpücüğü, oğlanın pek de yerinde olmayan iradesini alaşağı ederek bu inatçı öpücüğe karşılık vermesine sebep olmuş gibi görünüyordu.
İnatçılığının sebebi ömründe görüp görebileceği en güzel varlığın yatağında, onun kokusunun sindiği beyaz çarşafların arasında atlatamadığı baş dönmesi ve bunun, hayallere dalmasına yol açışıydı.
Özetle, yalnızca birkaç saat öncesinde yaşadıkları sevişmeden kalan büyülü hatıralar aklını acımasızca işgal etmiş vaziyetteydi ve sahip olduğu sabah ereksiyonu her geçen saniye sertleşiyordu.
Zihni Barbie'nin orgazm olduğu anlardaki kışkırtıcı ifadesi, menileriyle ıslanmış mor eşofmanı ve nihayetinde kendi zevk sıvısıyla kirlenmiş şaşkın yüzüyle doluydu ve tüm bunları düşledikçe kasıklarındaki sızlama yeniden ortaya çıkıyordu. Öyle görünüyordu ki yaşadıkları hiçbir yakınlaşma ona duyduğu sonsuz açlığı dizginlemeye yetmeyecekti.
Oğlan, kollarını sevgilisinin ensesine doladığında henüz uyanmış olmanın verdiği mahmurlukla mırıldanırken, bir yandan da yavaş ama tutkulu öpücüğe karşılık vermeye çalışıyordu. İtiraf etmesi zordu fakat gece boyu Jungkook'un baş kahramanı olduğu ıslak rüyalar görmüş ve defalarca kez uyanmıştı. Haliyle son zamanlarda aşina olduğu hareketlilik kasık bölgesinde yeniden baş gösteriyordu.
Dudaklarını güçlükle ayırdıktan sonra irice açtığı gözlerini sevgilisine dikti ve, "Tekrar," dedi, hala boğuk çıkan sesiyle. "Tekrar istiyorum!"
Jungkook'un ıslak dudakları çiçek çocuğun adeta yalvaran bakışlarıyla karşı karşıyayken keyifle gerilmiş, gözleri gülüşünün etkisiyle kısılmıştı.
Uyandıktan sonra söylediği ilk sözlerin bunlar olması gösteriyordu ki oğlan cinsellikten tam da dilediği gibi fazlaca hoşlanmıştı ve bu, şansın yeniden yüzüne güldüğü anlamına geliyordu.
Dürüst olmak gerekirse Barbie'nin tüm bu dokunuşlardan hoşlanmaması hiçbir zaman için azımsanacak bir ihtimal olmamıştı ve Jungkook onunla geçirdiği haftalar boyunca kendisini bu fikre alıştırmaya çalışmıştı. Alışkanlıkları onunla tanıştığından beri birer birer hayatını terk ediyordu ve şaşırtıcı bir şekilde bunu oldukça çabuk kabullenmiş gibiydi. Haliyle sevgilisiyle hoş vakit geçirip, yanından ayrıldığında onu düşleyerek kendisini tatmin ettiği bir gelecek için hazır sayılırdı.
Fakat bedeninin altında adeta kıvranan pembe saçlı oğlanın haline bakınca, eskisinden daha bile hareketli bir cinsel hayatı olacağa benziyordu.
Eğilip dağınık saçlarının sevgilisinin yüzünü okşamasına izin verirken, "Söyle," dedi, neredeyse fısıldayarak. "Sana ne yapmamı istiyorsun?"
Pek çok sebepten, oğlanın ağzından laf almaya can atıyordu doğrusu; böylece sürprizli zihninden neler geçtiğini öğrenebilirdi. Bunun yanında eşsiz cümleleri söyleyeceği herhangi bir şeyi olduğundan çok daha eğlenceli hale getirirken üzerine bir de kirli konuşması, Jungkook'un zavallı kalbini heyecana boğuyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
barbie || kookmin
FanfictionJeon Jungkook, Park Jimin'in var olduğunu iddia ettiği pembe trolleri görebilmek için saklandığı karanlık kuyuyu terk ediyor.