Merhaba güzellerim~ 🐛🐛🐛
Bölümün yarısından fazlasını son 2 saat içerisinde yazdım herhalde, o yüzden kontrol edemedim pek umarım beğenirsiniz 🧍🏻♀️
🍥 ÇOK ÖNEMLİ DUYURU: Yeni kurguyu hafta sonu paylaşacağım, bir göz atıp görüşlerinizi belirtirseniz çok sevinirim çünkü çoook heyecanlıyım 🥺
Keyifli okumalar~
🍼🍦🍭
Hoseok artık epeyce benimsediği evin kapısını açarken karşısında çiçek çocuk ve suratsız sevgilisini bulacağını tahmin edebiliyordu zira akşam yemeğini birlikte yeme planı yapmışlardı. Fakat oğlanın bir süredir ağladığını açıkça ortaya seren buğulu gözleri büyük ve tatsız bir sürprizdi.
Yalnızca bir adım arkasındaki Jungkook dudaklarını mahcup bir tavırla birbirine bastırmış zemine bakarken gözlerini Hoseok'un şaşkın suratına yönlendirdi ve o malum soruyu sormasını bekledi.
"Ne oldu?"
Oğlan seslice burnunu çekerek hafiften dağılmış saçlarını düzelttiği sıra Jungkook arkadaşına cevap verdi fakat bunu yaparken kelimelerini kullanmadı. Nitekim yalnızca çiçek çocuğun boynuna yapıştırılmış bir parça bandı işaret etmesi, bu sorunun cevabını anlatmak için yeterli olmuştu.
Hoseok'un çatık kaşları durumu henüz kavrayamadığını gözler önüne seriyordu. Fakat Jungkook aynı şeyleri Yoongi'ye de açıklayacak olduğunu bildiğinden yalnızca, "Anlatırım," deyip sevgilisinin belini kavramış ve onu içeriye yönlendirmişti.
Her zamankinden biraz daha düzenli görünen salonun üç kişilik geniş, deri koltuğunda oturan Yoongi gözlerini telefonundan ayırıp çiçek çocuğu görene dek oldukça sakin görünüyordu. Fakat bakışları oğlanın dolu gözlerini bulduğu an bacağını aceleyle diğerinin üzerinden indirdi ve, "Ne oldu?" diye sordu, ayaklanırken. Gözlerinin bu denli büyüdüğü nadir anlardan biriydi, şüphesiz.
Telefonunu koltuğun üzerine gelişigüzel fırlatmış ve hızlı adımlarla yanlarına ulaşıp ellerini Jimin'in omuzlarına yerleştirmişti. Çiçek çocuğun titreyen dudakları ve irice açılmış yaşlı gözlerini neler olduğunu anlamak istercesine süzdükten sonra başını birkaç adım ötedeki Jungkook'a yönlendirdi ve, "Ne yaptın?" diye sordu, azarlar gibi.
Zira Jungkook'un göğsünde kavuşturduğu kolları ve suçlu bakışları birleşince durumun sorumlusu olduğu açıkça ortaya seriliyordu.
Yoongi beklediği cevap birkaç salise geçmesine rağmen gelmeyince yeniden Jimin'e döndü ve, "Ne yaptı?" diye sordu, hızlıca. Alacağı cevap arkadaşının işini oracıkta bitirmesi için yeterli olacaktı sanki.
Jungkook arkadaşının Barbie'ye karşı tavrının böylesine hızlı bir şekilde değişmesine şaşırarak kaşlarını hayretle havalandırdı. Başından beri bulduğu her fırsatı ilişkilerini eleştirme adına ustalıkla değerlendiren bu soğuk adamın sevgilisinin gözlerinin içine neler olduğunu anlamak istercesine bakan endişeli gözleri öyle beklenmedikti ki, zihni bir an için çalışmayı bırakmıştı sanki.
Yoongi'nin tepkisine kendisi kadar şaşırmamış görünen oğlanın boynunu işaret ederek, "Dövme yaptırdık," dedi, bıkkın bir sesle. Bu cümleyi etraflarındaki herkese teker teker kuracağını ve karşılığında ekstrem tepkiler alacağını bildiğinden daha ilk seferinde usanmıştı bile.
Yoongi'nin kaşları az ilerideki tekli koltuğa oturmuş kendilerini izleyen Hoseok ile benzer şekilde havalandı ve, "Ne?" diye sordu, sanki o güne dek duyduğu en olanaksız şey buymuş gibi. Nitekim herkesin fikri aşağı yukarı aynıydı; sıcak çikolatadan dili yanınca bile kıyametleri koparan Jimin'in dövme yaptıracak cesareti nereden bulduğu merak konusuydu elbette.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
barbie || kookmin
Fiksi PenggemarJeon Jungkook, Park Jimin'in var olduğunu iddia ettiği pembe trolleri görebilmek için saklandığı karanlık kuyuyu terk ediyor.