Bölüm 12

35 6 0
                                    

Yazım hataları daha sonra düzenlenecek:)



Simla böyle birşey yaptığına inanamıyordu.Melih'in araba kullanması bile kendini çıldırtmışken sırf kardeşi ve Cüneyt'e hava atmak için nasıl da sürekli motora bindiğini söylemişti.Melih'in beline sımsıkı sarılıp,gözlerini kapamış bir taraftan yavaş gitmesini söylerken diğer taraftan bildiği tüm duaları ediyordu.Arabada ki gibi resti çekip kapıdan inemezdi de..Biraz daha yavaş gidemez miydi..Korktuğunu biliyordu sonuçta..Simla'nın tüm bu olanlardan dolayı sinirleri iyice bozulmuştu.Ölmeden kazasız belasız şu motordan inebilirse önce Melih'i bu kadar hızlı gittiği ve virajlarda sağa sola yatırdığı için öldürecekti sonra sağ kurtulduğundan adağını yerine getirecekti.Hele ki Simla'ların evine gelirken o trafiğin içinde sağ sol yapıp çapraz çapraz gitmesi.İnadına yapıyordu.Melih evin önüne geldiğinde motoru durdurup Simla'nın inmesini bekledi.Simla başından kaskı çıkarırken eli ayağı titriyor ve ağlıyordu.Çantasını motordan alırken

"Umarım beni korkutarak eğlenmişsindir"dedi.

"Belki biraz kendine gelirsin diye düşündüm"

"Demek ki bilerek hızlı gittiğini kabul ediyorsun"

"Az önce arkadaşlarına motor bir hayat biçimi,özgürlük benim için,bayılırım diyen sen değil miydin?"

"Evet çünkü öyle söylemem gerekti."

"O adamın seni değil de kardeşini sevdiğini görmüyor musun?"

Simla,Melih'in son söylediği ile öfkeden deliriyordu.Böyle bir şey söylemeye nasıl cürret ederdi?Ama tüm bu olanların sebebi kendisiydi.En kötüsüde Melih haklıydı.Öfkesinden yüzünü kapatıp sadece "Defol" diye bağırabildi.Koşarak apartmanın merdivenlerinden içeri girdi.Bir kaç meraklı komşuda pencerelerden onların tartışmasını izlemişti.Simla bunca zamandır aklı başında,ayakları üzerinde duran,iyi kalpli,yardımsever bir insan olarak hayatını geçirmişti.Son günlerde olanlar hiç Simla'nın hayat tarzına uygun şeyler değildi.Bir an önce kendisini toparlaması gerekiyordu.Daha yeni tanıdığı bir adam bile kendisinin yüzüne ne kadar aciz olduğunu söyleyip onu utandırmıştı.Oysa ki Simla utanacak birşey yapmamıştı.Sadece Cüneyt'i sevmişti,ama kardeşi ortaya çıktığından beri kendisini vijdanen suçlu hissediyordu.İşi bırakıp Cüneyt'in yaşamından çıkabilir,onu unutabilirdi belki ya kardeşi..Onu bundan sonra görmemesi mümkün müydü?Bunla nasıl başa çıkacaktı.Eve girdiğinde kendini yatağa attığı gibi hüngür hıçkırık ağlamaya başladı.Melih'in söyledikleri canını yakmıştı.Gözyaşları sel olmuştu.Annesi geldi aklına..Küçük kız kardeşinin mutluluğunu kıskandığını görse kimbilir ne kadar da üzülürdü?Simla'yı böyle mi yetiştirmişti.Hemen yataktan kalkıp lavaboya koştu.Ağlamaktan şişen gözlerine soğuk su çarptı.O ablaydı!Kardeşine buna yapamazdı.Hislerini kalbine gömüp hiçbirşey olmamış gibi davranacaktı.Korkularından kaçarak yaşayamazdı ani bir kararla yarın işe dönmeyi düşündü.Bu kadar tatil yeterdi.Salonda çalan telefonunu açmak için koştu.Arayan Nesti.

"Merhab ben Ness..Hatırladın dimi?Senin en yakın arkadaşın!"

"Nes..kusura bakma arayacaktım.Ankara'dan bugün geldik.Bizi Cüneyt karşıladı.Rock n Coke konserine gittik.Şimdi eve daha yeni girdim."

"Sesin neden öyle ağlamaklı çıkıyor,bana neler olduğunu anlatacak mısın?"

"Tamam anlatacağım."

"Dur..oraya geliyorum..sahilde bir çay içeriz,hem biraz hava almış olursun."

Simla telefonu kapattıktan sonra üzerine eşofmanlarını giydi.Nes'i görmek ona iyi gelecekti.Kıpkırmızı gözleriyle birazdan eve varacak kız kardeşine yakalanmamak için evden çıktı.Sahile doğru yürümeye başladı.


SİMLAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin