Sabah uyandığında yanında yatan adamın yüzüne bir öpücük kondurdu.Melih'in hiç uyanası yoktu ama.Aklına Mırnav'ın yalnızlıktan delirmiş olabileceği geldi.Bir an önce eve gidip bu konuyu halletmesi gerekiyordu.En iyisi onu hiç uyandırmamalıyım diye düşünüp sessizce evden çıktı.Kendi evine vardığında tahmin ettiği gibi Mırnav kapıda miyavlayarak onu bekliyordu.Bu görüntüye her baktığında kız kardeşine karşı oluşan nefret duygusuna dayanamıyordu.Mırnav'ın tüm eşyalarını hazırladıktan sonra apartmanın arka bahçesine inmek için kapıdan çıktı.Evin etrafını dolaştıktan sonra arka girişten bahçeye doğru girdi.Gördüğü manzara karşısında dona kaldı.Burada Mırnav gibi 4 adet yavru kedi daha vardı ve üstelik yaşlı bir teyze onlara süt döküyordu.Yaşlı teyzeye durumu anlatıp,kabul ettirdikten sonra onu kimseye vermeyeceğine, büyüdükten sonra sokakta özgür olacağına karşı söz aldıktan sonra Mırnavı gönül rahatlığıyla buraya bırakmaya karar verdi.Mırnavı almak için yukarı çıkmaya çalıştığı sırada apartmanın kapısında Cüneyt ve Pelin ile karşılaştı.Cüneyt'e kısa bir merhaba dedikten sonra yukarı çıkmak için yanlarından ayrıldı.Asansör kabinine binerken apartman girişinde konuşan kız kardeşi ve Cüneyt'e artık bu manzaradan etkilenmediğini düşünerek baktı.Belki de Cüneyt'e karşı hisleri tamamen bir yanılsamadan ibaretti.Dünyanın en tatlı sevgilisine kavuşmuştu ve diğerleri onu hiç ilgilendirmiyordu.Mırnav ile vedalaşma senfonisini sürdürürken Pelin içeri girdi.Bu daireden Mırnav'ın kaçması imkansızdı ama Mırnav için yalan söyleyebilirdi.Simla'yı Mırnavla uğraşırken gören Pelin,
"Ne yapıyorsunuz bakalım?"
"Mırnavın kollarında mantar var bak!Veterinere götürüyorum"
"Ayy ya bize geçerse,gösterme gösterme uzak tut o şeyi benden.."
Simla derin bir nefes alarak kardeşine kötü birşey söylememek için kendini tuttu.Mırnav'ı alıp evden dışarı çıktı.Karar verdiği gibi arka bahçeye götürdü.Diğer yaramazlar sütlerini içmişler birbirleriyle oyun oynuyorlardı.Mırnav'ı aralarına alıp almayacaklarını izlemeye başladı.Camdan kendisini gören yaşlı kadınında dışarı çıkmasıyla Mırnav'ın diğer yavru kedilerle kaynaşmasını birlikte izlediler.Simla yaşlı kadına,Mırnav için aldığı tüm eşya ve mamaları teslim ettikten sonra son kez Mırnav'a bakarak yanlarından ayrıldı.İyice büyüyene kadar mamalarını götürecek sonrada Mırnav'ın genç bir delikanlı kedi olduğunda sokak yaşamına alışmasını görecekti.Gönül rahatlığıyla oradan ayrılıp sahile doğru yürümeye çıktı.Çünkü hemen yukarı çıkarsa Pelin anlayabilirdi.Yolda yürürken çalan telefonunda Melih yazısını görünce sevindi.Melih onu kaldırmadan gitmesine sitem ediyordu.Simla Mırnav'ın hikayesini anlattığında ise sevgilisinin yine bir canlının yardımına koşmak için gittiğini duyunca neşesi yerine geldi..
"Peki,Cüneyt ve Pelin'e Mırnav'ın nereye kaybolduğunu söyleyeceksin?"
"İşte ben de bunu düşünüyorum,Pelin'e veterinere götürmek için çıktığımızı söyledim"
"Bak iyi bir fikrim var,en iyisi Melih onu arabasıyla ezdi de"
Simla Melih'in delice teklifine gülüyor,daha mantıklı bir seçenek sunmasını istiyordu.İkiside kurdukları senaryoların saçmalığı karşısında kahkalar atıyor,Melih en olmaz olasılıklı seneryoları üretip Simla'yı güldürmeye devam ediyordu.Sonunda sorumluluğu Melih'e yüklemeye karar verdiler.Seneryoya göre Simla,veterinerden Mırnav'ı aldıktan sonra Melih ile buluştu.Mırnav'ın taşıyıcı kutusunun kapısını açık unutmuştu.Sahilde arabanın içinde otururken Simla'ya pamuk şeker almak için arabadan inen Melih kapıyı açık unuttu.O esnada Mırnav,pır diye uçuverdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SİMLA
Literatura FemininaSimla,çevresindeki insanlara daima yardım eden, iyi kalpli bir kızdır.Ünlü bir reklam ajansında yönetici yardımcısı olarak çalışmakta ve aynı zamanda tam bir düğün manyağıdır. Nitekim kendi düğun hayaline kavuşamamiş, hala bekardır. Terzi kendi sökü...