Bölüm 32

43 5 2
                                    

Simla evden ayrıldıktan sonra havaalanına gitmiş,ilk uçakla İstanbul'a dönmek istemişti fakat aniden verdiği bu karara uygun bir sefer bulamamış sabaha kadar uçak saatini orada beklemek zorunda kalmıştı.Umrunda değildi..Sonsuza kadarda bekleyebilirdi artık emin olduğu bir şey vardı.Melih'i delicesine seviyordu ve bunu ona bir an önce söylemesi gerekiyordu.Beklerken Melih'in sağlık durumunun iyi olması için dua ediyor,1 haftadır kendini kapattığı dünyadan internet aracılığıyla bilgi topluyordu.Sonunda gazetede yazan haberlerde Melih'in ölüm tehlikesini atlattığını ve yakında taburcu olacağını öğrendiğinde içi rahatladı.Şimdi yapması gereken tek şey,Melih'in kaldığı hastaneye gidip onu görmek,onu sevdiğini söylemek,özür dilemek olacaktı.Havaalanından atladığı bir taksiye Melih'in kaldığı hastanenin adresini verdi.Yarım saat sonra hastanede olan Simla,hastane yetkililerinden Melih'in taburcu olduğunu öğrendiğinde hem sevindi hemde onu göremediği için üzüldü.O da Melih'e nasıl ulaşacağını bilmiyordu.En iyisi eve gidip biraz kendimi toparlayıp sonra Mehtap'a ulaşmak dedi.Nede olsa kuzeni nerede olduğunu bilirdi.Simla çılgınca bir hızla geldiği hastaneden Melih'i bulamamanın hayal kırıklığıyla, büyük bir üzüntüyle tekrardan evine gitmek için taksiye bindi.Yol boyunca bunca zamandır hep yanında olan Melih'i nasıl göremediğini hala içten içe Cüneyt'i düşündüğü ve onları kıskandığı için kendine kızıyor,kendini mutlaka Melih'e affettirmek istiyordu.Evin önüne vardığında taksiciye parayı uzatırken aynı anda başka bir taksininde onların önünde durduğunu gördü.Gözlerine inanamıyordu.Arabadan inen Melih'ten başkası değildi.Arabaların kapısını aynı anda açan ve kapatan çift yavaş yavaş birbirlerine doğru ilerledi.İkiside gözleri yaşlı birbirlerine doğru bakıyor hiç konuşmuyorlardı.Gerçi Melih istesede konuşamazdı.Gözyaşlarını silip sesini düzelten Simla,konuşmayı başlattı.."Seni çok seviyorum,beni affet"Melih hiç birşey söylemeden Simla'ya bakıyor,bunca zamandır kendisini görmeye gelmediği için aklında ki diğer sorulardan dolayı soğuk bakışlarını sürdürüyordu.Simla Melih'in kalbini ne kadar kırıdğının farkındaydı ve söylediklerine tepki vermemesinden daha fazlasını yapması gerektiğini biliyordu."Sen,sen bugüne kadar hayatıma giren en iyi erkeksin..Ama ben hırsımdan öyle bir kör olmuştum ki bunu farkedemedim.Seni tanımadan önce Cüneyt'i sevdiğimi sanıyordum.Kardeşim ile arasını bozdum,kıskançlık yaptım.Ben iğrenç biriyim..Şimdi bana ne dersen de haklısın...Ama sen beni affedene kadar senden vazgeçmeyeceğimi bil..Çünkü ben artık senden başkasını sevemem"Melih karşısında o güne kadar hiç duymadığı ve Simla'dan beklenmeyecek bir performans sergileyen kıza bakıyor,için için söylediklerinden zevk alıyor ona kızgınmış taklidi yapmayı sürdürüyordu.."Beni bundan sonra görmek istemezsen anlarım,haklısın da..Sadece bilmeni istediğim tek şey şu sevgilim,Seni bekleyeceğim..Gelmen sonsuza kadar sürsede..."Melih hala Simla'yı dinliyor bunca zamandır ona çektirdiklerinin intikamını bu kısacık zamanda öfkeli gözlerle, sessizliğini istemeden koruyarak, alıyordu.Melih'in sessizliğinden korkan Simla,onu sonsuza kadar kaybettiğini düşünmeye başlamıştı."Konuşmayacak mısın?""............""Peki..ama şunu bil ki Melih Karayel..ben bu hayatta bir tek sana aşık oldum!"O kadar konuşmasına rağmen tek bir kelime dahi etmeyen Melih için artık söylediklerinin bir anlam ifade etmediğini düşünen Simla, onu çok üzdüğünü ve affetmesinin kolay olmayacağını anlamıştı..Kaldırımda yere çöküp içli içli ağlamaya başladı.Nede olsa Melih ilk kez ona böyle farklı davranıyordu.Bu bakışları görmektense ölmeyi tercih edebilirdi ama suçlu kendisiydi bir şekilde buna dayanacak ve onu tekrardan kazanacaktı!

Eh artık daha fazla uzatmanın anlamı yoktu..İçinden gülmek,kahkahalar atmak geliyordu Melih'in.Acaba Simla bu sözleri ağlayarak söylerken ne kadar şirin göründüğünün farkında mı diye düşündü.Kaldırıma oturup çocuk gibi hıçkıran kadını hızla kendine çekti ve dudaklarına yapışarak verdi cevabını..Canı çok acısada kana kana öptü sevgilisini...10 gündür hasretiyle yanıp tutuştuğu Simla'yı görünce, birkez daha onu ne kadar çok sevdiğini anlamıştı.Kolları arasında hıçkırıklara boğulan sevgilisini göğsüne çekti..Saçlarını okşadı...Birşeyler söylemek istedi ama henüz konuşamıyordu ve Simla bunu daha bilmiyordu.Simla'yı biraz geri ittikten sonra cebinden çıkardığı kalem ve kağıtla şunları yazdı.."Kaza yüzünden konuşamıyorum"Simla okudukları karşısında daha da ağlamaya başlamıştı.."Öyle korktum ki..ben ben haberim yoktu..Yoksa hemen gelmez miydim.."Genç kızın artık ağlamasını istemiyordu..Simla ise kendini suçlayan sözlere devam ediyordu..Melih,Simla'nın bu söz ve tavırları karşısında içi rahatlamış,onu kaybetmediği için keyiflenmişti.Ama onu daha fazla ağlatıp üzmek istemiyordu.Tekrar kağıda,"Korkma,geçecek.. tabi beni yukarı çağırıp daha fazla burada bekletmezsen!"yazdı.Birbirlerine artık gülümseyen gözlerle bakarak sarıldıktan sonra,Simla'nın valizlerini alıp birlikte yukarı çıktılar.Birbirlerini görmedikleri süreçte kaçırdıkları herşeyi birer birer anlattılar..Tabi anlatan Simla idi..İlk ayrılıklarıydı bu ve ikiside öyle korkmuşlardı ki,bir daha anlayıp dinlemeden kimse kimseyi bırakmayacak diye söz verdiler birbirlerine..Simla bundan sonra hız yapmaması konusunda parmağını havaya kaldırarak çocuk gibi Melih'i azarlarken,Onun mesleğinin bu olduğu, hız yaparak para kazandığı aklına gelince ne diyorum ki ben diye düşündüğünde ikisi de kahkahalarla gülmeye başladı.Çok mutluydular ve birbirlerine kavuşmuşlardı...Şimdi hasret giderme,sevme zamanıydı.

SİMLAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin