Bölüm 25

43 6 0
                                    


Simla İstanbul'a döndüğünden beri bir dakika yerinde durmadı.Pelin tam bir başbelasıydı.Yani insan evinde kullanacağı eşyaları bile ablasının seçmesini ister miydi?Nişan için Pelin'in istediği gibi en gösterişli mekanlardan birisini ayarlamıştı.Pelin'in fazla kız arkadaşı olmadığı için kendisinden nişanına Melis,Mehtap ve Nesli'yide davet etmesini istemişti.Böylece damat tarafına sevilen bir insan olduğunu gösterecekti.Simla için en zoruda Nesli'yi ikna etmek olmuştu.Çünkü Nesli Pelin'i hiç sevmezdi.Melih bir taraftan büyük yarış için antremanlarını yaparken diğer taraftan Simla ile birlikte onun işlerine yardım ediyordu.Tüm bu düğün zırvalıklarını kendisine yaşatan kız kardeşine hayır diyemediği için içten içe Simla'ya kızıyordu.Çünkü ne kadar da olsa Pelin'in karakterini görmüştü.Ne yaparsa yapsa hiç birşeyi beğenmeyen kıymet bilmez,şımarık bir yapısı vardı.Üstelik Simla'ya sanki yapmak zorundaymış gibi emirler vermesine deli oluyordu.Simla Pelin ve Cüneyt'in arkasında not defteriyle adeta organizasyon işi yapan bir görevliye dönüşmüştü.O gün hep birlikte Cüneyt'in Pelin ile birlikte yaşayacakları eve bakmaya gitmişlerdi.Boğaz manzaralı müthiş evin kapısından girdiklerinde Simla'nın yüzündeki hafif tebessümün yok olduğunu görmek Melih'in canını acıtmıştı.Simla öyle maddi şeylere önem veren birisi değildi neden yüzünün düştüğünü anlamamıştı.İçinden yoksa hala?Bu düşünceyi kafasından silmek için kendini evin bahçesine attı.Ev çok büyüktü gez gez bitmiyordu..Pelin Cüneyt'e sarılarak,

"Sevgilim ben dünyanın en şanslı kadınıyım,bu ev bir harika!"

"Asıl dünyanın en şanslı adamı benim canım,bu zamanda senin kadar masum,üstelik Amerika da yaşayıpta hiç sevgilisi olmayan bir kızı kaptım"

"Yabancılardan hoşlanmadığımı biliyorsun!"

Birbirlerine aşk dolu cümleler kurarken göz kırpıştırmalarını izleyen Simla adeta kusmak üzereydi.Az önce duydukları da neydi öyle?Pelin,Cüneyt'e Amerika da hiç sevgilisinin olmadığını mı söylemişti?İyide bu kadar yalana ne gerek vardı.Simla,kendisini böylesine kandıran bir kadınla evlendiği için,üstelik bu kişinin kendi kardeşi olmasından ötürü Cüneyt adına üzüldü.Cüneyt iyi bir adamdı.Pelin için herşeyin en iyisini yapmaya çalışıyordu fakat Pelin onu iğrenç yalanlarıyla hergün kandırıyordu.Kimbilir Simla'nın daha bilmediği ne yalanlar söylemişti.Zıplayan sinirlerine hakim olmak için bahçeye indi.Melih'i bahçedeki kamelyanın altında hüzünlü bir şekilde otururken görünce hemen yanına koştu.

"İyi misin?"

"İyiyim,biraz sıkıldım bu düğün muhabbetlerinden.."

"Haklısın,ben de sıkılıyorum ama biliyo..."

"Hişşş gel buraya.."Kendisini kollarına doğru çeken,Melih'in boynuna sarılıp o müthiş erkeksi kokusunu duyduğunda neşesi yerine geldi.

"Eyvah!"

Simla'nın ani sıçrayışıyla savrulan Melih,

"Ne oldu?"

"Şeyy..bugün cuma ve bankalar..unuttum!"

"Neyi?"

"Hemen gitmemiz gerek!"

Melih ne olduğunu anlamadan aceleyle Pelinlerle vedalaştıktan sonra Simla'yı bankaya götürdü.Saat geç olduğu için banka kapanmıştı.Simla'nın hesaptan babasına havale yapması gerekiyordu,bunu unuttuğuna inanamıyordu.Endişeyle ne yapacağını düşünürken,Melih,

"Nişan masraflarını sen karşılıyorsun dimi?"diye sordu.

"Aile arasında böyle şeyler olur"

"Peki,yanlış anlamazsan o parayı neden biriktirdiğini öğrenebilir miyim?"

"Aslında kullanmayı bilmesemde bir araba almayı düşünüyordum"dedi.

Simla babasına göndereceği parayı Melih'in yardımıyla internet hesabından hallettikten sonra Melih'in arabayı bilmediği bir yerde durduğunu gördü.

"Burası neresi?"

"İn bakalım prenses,yer değiştiriyoruz"

"Ya çok ani oldu,ben ben nasıl yapacağımı bilmiyorum"

"İyi işte ben de sana nasıl yapacağını göstereceğim"

Simla arabayı nasıl kullanacağı ile ilgili Melih'den küçük bir ders aldıktan sonra direksiyonun başına geçti.Bir kaç kez bastığı frenle Melih'i cama yapıştırmaya çalışsada bundan ötürü hiç pişmanlık duymadı.

"Sana intikamım feci olacak demiştim dimi!"

"Evet birtanem,haklısın,lütfen sakin ol"

Melih bunları söylerken gerçekten korkmuş gibi davranıyor,bir anda aşırı kibarlaşan,lıgt bir sevgili taklidi yapıyordu.Bu halleri Simla'yı çok eğlendiriyordu.

"Demek koskoca hız sporları dünya şampiyonu Melih Karayel benden korkuyor,hımm,bu hoşuma gitti."

"Yok birgün arabamı alıp gidersen,sağlam olmasını istiyorum!"

Yüzünü buruşturup Melih'e bakan Simla,bu adamın hazır cevaplılığına hayrandı.Nasıl oluyorda bu kadar mükemmel olmayı başarıyordu.Bir kaç öğretici tur attıktan sonra Melih'ten araba kullanmak konusunda tam not almıştı.

"Evet..gayet başarılı,nasıl stresin geçti mi?"

"Harika bayıldım,üstelik insan kendi kullandığında daha az korkuyormuş"

"Aslında sana göstermek istediğim buydu,hakimiyet sende olduğunda hızdan korkmazsın"

"Öyleyse sen korkuyorsun!"

"Neyden?"

"ilişkimizde hakimiyet bende ya,o bakımdan.."

"Bak sen küstaha.."

Direksiyon koltuğundaki Simla'nın dudaklarına yapışan Melih,nefesi kesilene kadar onu öptü.Dudaklarını ayırınca yüzüne düşen bukleleri elleriyle itip,

"Seni çok seviyorum Simla"dedikten sonra onu göğsüne çekti.Simla kendini kollarından zorlukla ayırdıktan sonra,

"Bende seni seviyorum Melih Karayel"dedi.

Omzuna yattığı adamla birlikte günbatımını izlerken içi huzurla doldu.




Vote ve yorumlarınızı esirgemeyin lütfen:)


SİMLAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin