Yûgen (Hyunmin)

12.Bölüm (Yolculuk)

"---" ibaresinden itibaren cinsel yakınlaşma içeren kısımlar bulunmaktadır. Rahatsız olacaklar aynı ibarenin sonlandırdığı kısımdan devam edebilirler. ⚠️

"Dans eden bir yıldız doğurabilmesi için insanın içinde kaos olmalıdır."der Nietzsche, Böyle Buyurdu Zerdüşt kitabında.

   Tüm aydınlık, ışıltılar, doğuşlar ve güzellikler hatta evren bile büyük yıkımlar, patlamalar ve kaoslardan meydana gelmiştir.

    İnsanoğlu ateşi bir yangında keşfetmiş. Fakat can yakıcı kayıplar, koskoca bir medeniyetin başlangıcı olmuş.

   Bekledikleri loş odada, - kendisi dahil-sekiz bedenin nefes sesi eşliğinde daha önce Seungmin'in ona söylediği şeyleri düşünüyordu Han Jisung.

   Bir kaosun eşiğine yaklaştıklarını hissediyordu. Fakat bunun sonunda aydınlığa çıkacaklarından emin değildi.

   Belirsizlik.. Can sıkıcıydı. Hele ki kendisinden saklanan bir şeyler varsa..

   Sessizlik içinde geçen uzun dakikaların sonunda ahşap kapının gıcırtılı sesi duyulduğunda bakışlarını oraya yönlendirdi 8 beden.

    Kapıda görünen suratsız meclis görevlisi, sırıtan Minho'yu içeri yönlendirdiğinde bakışları elindeki kağıda döndü.

"Han Jisung, sizin sıranız. Beni izleyin lütfen."

   Görevlinin otoriter sesini duyduğunda ayaklandı Jisung. Onunla birlikte Chan da ayaklandığında, Minho ve ikisi küçük olanın önünde durdular.

"Sakin ol ve dediklerimi unutma tamam mı? Mümkün olduğunca soğukkanlı kal ve göz teması kur. Ne çok net ne de çok kararsız cümleler kur." diyen ağabeyini onayladı Jisung.

"Ve sıkıştığında Changbin'i suçla."

"Seni duydum cehennem zebanisi!"diye Minho'nun sözlerine ithafen araya girdi Changbin.

   Büyük olan ona sırıtıp öpücük attıktan sonra tedirginliği yüzünden belli olan küçüğüne döndü ve hafifçe ellerini beline sardı.

" Sakin ol Ji.. Bir şey olmayacak. Bir kaç soru sadece. "

  Tekrar başını salladı Jisung ve derin bir nefes alıp onu bekleyen görevliye ilerledi.

   Ezbere bildiği koridorları geçtiklerinde Müdür Yardımcısı Junmyeon'un kapısı önünde durdu iki beden.

   Görevli önce davranıp içeri girdiğinde tekrar onu izledi Genç Simma.

   Geniş odanın uzun masası başında oturan Meclis başkanı, yanındaki müdür yardımcısı, ayakta bekleyen Jongin ve bir kaç meclis görevlisini gördüğünde saygıyla selam verip onun için ayrılan yere oturdu.

   Meclis başkanı önünde duran kağıtlara kısaca göz attıktan sonra mesafeli ve otoriter bir gülümsemeyle genç bedene baktı.

"Han Jisung.. Senatör Han'ın oğlusun değil mi? Babanı tanırdım. Sağlam bir adamdı. Venüs ruhunu kutsasın..
Burada yazana göre artık Bay Bang'in himayesindeymişsin.. Eski Muhafız-.."

"General." diye sert bir sesle araya girdi Jisung.

    Meclisten ve meclisteki kimseden hoşlanmıyordu. Özellikle, sadece bir Simma'nın ebeveyni olduğu için çeşitli bahanelerle babasını görevinden eden bu adamdan..

   İfadesini bozmadan devam etti yaşlı adam.

" Ah, elbette. General Bang.. İyi bir askerdi.
Her neyse Jisung.. Bize dün gece saat 24:00 ve 06:30 arasında ne yaptığını söyleyebilir misin?"