"Bir yerlerde daha parlak yanan ışıklar olmalı
There must be lights burning brighter somewhereDaha mavi bir gökyüzünde daha yüksekten uçan kuşlar olmalı
Got to be birds flying higher in a sky more blueEğer daha iyi bir yer hayal edebilirsem
If I can dream of a better landBütün kardeşlerimin el ele yürüdüğü bir yer
Where all my brothers walk hand in handSöyle bana neden, oh neden, oh neden hayalim gerçekleşmiyor
Tell me why, oh why, oh why can't my dream come trueOh neden
Oh whyBazen barış ve anlayış olmalı
There must be peace and understanding sometimeŞüphe ve korkuyu uçuracak güçlü vaat rüzgarları
Strong winds of promise that will blow away the doubt and fearEğer daha sıcak bir güneş hayal edebilirsem
If I can dream of a warmer sunUmudun herkesin üzerinde parlamaya devam ettiği
Where hope keeps shining on everyoneSöyle bana neden, oh neden, oh neden o güneş görünmüyor
Tell me why, oh why, oh why won't that sun appearBir bulutta kaybolduk
We're lost in a cloudÇok fazla yağmurla
With too much rainBir dünyada kapana kısıldık
We're trapped in a worldBu korkunç acıyla
That's troubled with painAma bir erkek olduğu sürece
But as long as a manHayal gücü var
Has the strength to dreamRuhunu kurtarabilir ve uçabilir
He can redeem his soul and flyKalbimin derinliklerinde titreyen bir soru var
Deep in my heart there's a trembling questionYine de cevabın, cevabın bir şekilde geleceğinden eminim
Still I am sure that the answer, answer's gonna come somehow"Elvis'in bariton sesiyle hayat verdiği cümleleri kısık mırıltılar eşliğinde geceyle buluştururken bir yandan da tuhaf ama şairane görünen gökyüzünü izliyordu Kim Seungmin.
Bir peri masalını andıran, rengarenk, alışıldığın dışında görünüme sahip olan çiçeklerle bezeli bahçede, koyu bir mor olan, bembeyaz parlak yıldızlarla süslenmiş gökyüzü altında, iyisinden bir şarkı dinlemeyeli ne kadar zaman geçtiğini düşünüyordu.
Bambaşka bir dünyaya adım attığından beri kulağına hiç bir melodi değmemişti sanki. Aylar oluyordu.
İlk kez fark ediyordu bunu Seungmin. Müziksiz bir dünya var olabilir miydi?
Düşüncesi bile korkunçtu.Onca zamandan sonra, bunca korkunç düşünce arasında bunu fark ediyor olması da hayli ironikti elbette.
Derin bir nefes çekip, ciğerlerine bu yabancı fakat gıdıklayıcı havayı doldururken aklında hala yüzlerce düşünce dönüyordu genç Simma'nın.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yûgen (Hyunmin)
FanfictionNoseda Üstün Irklar Akademisi.. Süregelen tarihin en başından beri sırlarını ve varlıklarını İnsanoğlundan korumayı başarmış, özel kana ve güçlere sahip üst ırk olan Demanlar'a ve onlardan daha üstün olan, atalarının bu dünyanın kurucuları olduğuna...