2.Bölüm

562 80 50
                                    

"Hadi Seungmin-ah! Hızlan biraz. Akşam yemeğini kaçıracağız."

Bir kaç adım önündeki arkadaşının yüksek sesiyle yüzünü buruşturdu Seungmin. Wooyoung arkasından kovalayan birileri varmış gibi koştururcasına yemekhaneye ilerlerken kendisine söylenmekten de geri kalmıyordu.

Böyle zamanlarda Yunho'yu önden gönderdikleri için pişman oluyordu. Hoş uzun olan akıllıydı. Kuzeniyle uğraşmak yerine önden gidip yer tutmak her zaman daha kolaydı.

"Saat daha yedi Woo. Yemekler verilmeye başlanmadı bile. Yavaşla." diye söylense de büyük olan kulak ardı etmişti Seungmin'i.

Akademiye geleli iki hafta oluyordu. İlk haftaları okulu keşfetmekle geçerken bu haftanın başında derslere başlamışlardı. Ve bu süreç içerisinde hem buraya hem de birbirlerine oldukça alışmıştı beş genç.

Aldıkları Nesil Tarihi, Demanlar Kimlerdir, Ruhani Güçler, Rûnler, Yıldız Kehanetleri, Zehirler ve Panzehirler ve daha bir çok tuhaf isme sahip dersler Seungmin için hala mantık dışı olsa da kendini akışa bırakmıştı.

Bu hala biraz zordu. Her sabah uyandığında bunların bir rüya olduğunu düşünüyor fakat dakikalar sonra odayı dolduran Beomgyu'nun gürültüsü sayesinde gerçekle yüzleşiyordu.

Yine de tuhaf bir şekilde bu olanlara düşündüğünden daha hızlı adapte olmuş gibiydi.

Masallardan fırlamış bu kaleyi benimsemeye başlamış, aldığı derslere kendini kaptırmıştı. Öyle ki daha ilk haftadan bir çok profesörün gözdesi olma yolundaydı.

Bu iki hafta normal hayatından çok daha sosyal geçmişti. Oda arkadaşları dışında bir kaç yeni kişiyle muhabbet kurmuştu.

Yine de hiç biri oda arkadaşları gibi değildi. Beş genç derslerden kalan vakitlerini hep birlikte geçiriyordu. Kimi zaman odalarında koyu muhabbetlerle eğlenirken kimi zaman da kaleyi keşfetmeye devam ediyorlardı. Neredeyse bir kasaba kadar büyük olan bu devasa binayı gezmek epey yorucu ama ilgi çekiciydi.

Kendini huzurlu hissediyordu Seungmin. Buradayken düşünmesi gereken fazla bir şey yoktu. Maddiyatın burada bir önemi yoktu. İstedikleri her şey akademi tarafından karşılanıyordu. Hatta izin günleri için akademi onlara her hafta belli bir harçlık veriyordu.

Bu süreçte Bay Kim ve Bay Oh'u sadece 2 kez görmüştü. Bunların birinde Bay Kim onu kontrole gelmiş, nasıl olduğunu sormuştu. Diğerinde ise Bay Oh ile birlikte hararetli bir konuşmalarına şahit olmuştu.

Bay Kim ve Bay Oh Simmalar'ın özel eğitmenleriydi. Bunu öğrendiğinde üzülmüştü Seungmin. İstemsizce onları kendine yakın hissediyordu. Yeni bir hayata adım attığı anda yanında olan ilk kişilerdi onlar.

Yine de her şey beklediğinden çok daha iyi seyrediyordu. Kendini ilk kez özgür bir genç gibi hissediyordu. İlk kez düşünmesi gereken tek şey dersleri ve sosyal hayatıydı.

"Hey! Geç kaldınız. Dersiniz biteli yarım saat olmuyor mu?" diye konuşan Taehyun ile nihayet geldikleri yemekhanede arkadaşlarının yanına oturdu ikili.

"Wooyoung yarım saat boyunca var olmayan kitabını aramayı sürdürmeseydi erken gelebilirdik."

Arkadaşına imayla bakarken göz devirmişti küçük olan.

"Hey! Gerçekten kırıcısın Seungmin-ah. Ben kitap okuyamaz mıyım?"

"Woo.. Sana geçen hafta okuman için bir kitap verdiğimde içinde çok fazla yazı olduğunu, bunun başını döndürdüğünü söyledin. Ve Tanrı aşkına! O bir çizgiromandı!" diyen Taehyun'un ardından Wooyoung hariç hepsi kahkaha atmıştı.

Yûgen (Hyunmin) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin