hyunjin
Jeongin beni öperken daha fazla dayanamayıp elimi göğsüne koyarak durdurdum. Kulağıma taktığı çiçeği alıp yere attım. Ağlaya ağlaya ilerliyordum gitmek için. Oflayarak peşimden geliyordu o da. Hep çok istedim onunla öpüşmek. İlk kez öptüğü gibi öpmemişti, daha farklıydı bu ama ben böyle bir durumda bunu yapmayı istemiyordum.
Aynı taksiye bindik okulun önüne gitmek için. Ellerimi yüzüme kapatmış ağlıyordum. Karşı koyamadığım için çok kızıyordum kendime. Ben biriyle birlikte olunca aklı başına gelmişti, benim aklımı başımdan almaya çalışıyordu.
"Ağlama artık."
"Konuşma benimle. Bir daha yan yana gelmeyelim."
Ellerimi yüzümden çekmeden konuştuğum için sesim boğuk çıkmıştı.
"Aptal mısın sen Hyunjin?"
Kızaran gözlerimle ona baktım. Sinirimi görebiliyordu.
"Sensin aptal! Canın istediğin zaman canının istediği şeyi yapamazsın!"
"Aptalmışsın harbiden."
Nefesini verip yaslandı arkasına. Bana bakmamak için sağa sola bakıyordu. Sinirlendi birden. Neye sinirleniyordu acaba.
"Bana iyilik meleği kesilmeye çalışma Hyunjin. Canım ne isterse onu yaptım, yapacağım da. Boş boş vicdan yapacağına otur da karar ver bir şeylere."
"Canın ne isterse onu mu yapacaksın Jeongin?"
"Evet öyle yapacağım."
"Canın artık beni istemezse bırakacak mısın ortada sik gibi? Bir de bana Juyeon'dan ayrıl diyorsun."
"Ayrıl. Düşündüğün kadar sevmiyorsun onu."
"Senin için mi ayrılacağım ondan," diye bağırdığımda taksiciyle dikiz aynasından göz göze geldik. Susarak camdan dışarı baktım. Her dakika bana yanlış seçimler yaptığımı hatırlatıyordu. İyi şeyleri bozması saniyeler sürüyordu.
Telefonum çaldı. Cebimden zar zor çıkarıp arayana baktım. Juyeon'du. Jeongin'e kısa bir bakış atarak cevapladım aramayı.
"Efendim."
"Naber bitanem?"
"İdare ediyorum, sen?"
"Seni iyi yapana kadar iyi olamam."
Hafif bir tebessümle karşılık verdim. Çıkan sesten anlamıştı.
"Okulda mısın?"
Jeongin bana bakarken iyice cama döndüm.
"Evet, okuldayım."
"Fakültene gittim ama bugün gelmediğini söyledi arkadaşların."
"Gelince konuşalım mı? On dakikaya gelirim giriş kapısına. Okuldasın değil mi hala?"
"Hıhı."
"Tamam görüşürüz."
Aramayı kapatırken yalan söylemenin verdiği rahatsızlıkla ofladım. İnene kadar bir şey demedi Jeongin. Kapıya yakın bir yerde indiğimizde gidecekken bileğimden tuttu. Durduktan sonra ittim kolunu.
"Dediklerimi yanlış anlıyorsun."
"Jeongin bak lütfen beni siklemediğin zamanlardaki gibi ol."
"Hyunjin, senden hoşlanıyorum diyorum."
"Jeongin sen bir şeyleri elde etmek istiyorsun. Hoşlanmıyorsun benden. Öyle sanıyorsun. Çok kaptırma kendini kendi yalanına."
Alnını ovarak "Hyunjin," dedi. "Hoşlanıyorum senden."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
jardin, hyunin
Fanfictionhyunjin, platonik aşkı jeongin ve juyeon arasında seçim yapmak zorunda kaldığı bir duruma düşer.