hyunjin
"Anlat."
Eve geldiğimizden beri koltukta yüzünü ovmaktan başka bir şey yapmayan Juyeon konuştuğunda akan göz yaşımı silip ona baktım. Bacağını sallıyordu deli gibi, bana bakmıyordu.
"Özür dilerim."
"Anlat Hyunjin."
"Seninle tanıştığımız gece, Jeongin'e bir yıldır aşıktım zaten."
İlk cümlemle bakışları beni bulurken kaşları havalandı.
"O gece kafa dağıtmaya çıkmıştık. Seninle tanıştık. Jeongin'i unutmaya çalışıyordum bir bakıma."
"Yara bandın mı oldum ben senin?"
"Juyeon hayır, senden çok hoşlandım. Seni seviyorum gerçekten."
"Neydi o zaman o olanlar Hyunjin? Unutamamışsın çocuğu."
"Olmuyor işte." Sesim çatlarken ayağa kalktı.
"Olmuyor ne demek amına koyayım ya? Bak sana bağırmak istemiyorum ama şu sözlerin kulağına nasıl geliyor? Mantıklı mı?"
"Değil biliyorum, özür dilerim."
"Özür dileyip durma lütfen, daha çok sinirleniyorum. Ya sen onun arkadaşım olduğunu bilmiyor musun?"
"Bilmiyordum Juyeon. Sevgili olduktan sonra öğrendim. Sana bir şey demek istemedim takılırsın diye. Sonradan da ne kadar itsem o kadar geri geldi. Başta böyle değildi. Benim de kafam karıştı işte. Bilmiyorum, elimde olmadan oluyor çok pişman oluyorum."
"Bizden önce aranızda bir şeyler oldu mu? Ben hiç duymadım senin adını."
"Olmadı çünkü. Ben tek taraflı bir şeyler hissediyordum, birkaç kez konuştuk. Sonradan böyle oldu."
Ayağa kalkıp yanına gittim. Elini tutarken bakışları oraya kaydı, duruşunu bozmadı.
"Hiçbir hatan yok, ben hatalıyım. Her şeyi en güzel, en eksiksiz şekilde yaptın zaten."
"Yetmemiş demek ki."
"Juyeon."
Elini oflayarak çekip "Hyunjin ya," dedi. Bir süre bir şey diyecek gibi olup sustu. "İçine sıçtın her şeyin ya."
"Jeongin'e aşıkmışsın. Niye benimlesin o zaman? Benim ne hale geleceğimi düşünmedin mi hiç? Bu kadar mı bencilsin?"
"Bana bencil deme!"
"Ne diyeyim Hyunjin? Ne bu yaptığın?"
"Ben seni üzmek ister miyim Juyeon? Kendim de memnun değilim bu durumdan. Sen bana daha iyi geliyorsun ama ona da karşı koyamıyorum işte. Defalarca git dedim, gitse bile bir şekilde aklım onda kalıyor."
"Hyunjin, bana Jeongin'e olan aşkını anlatma lütfen ya."
"Juyeon, beni affet falan diyemem sana ama gerçekten seni çok seviyorum. Hiç istemezdim bu şekilde olmasını. Hayatını mahvettim farkındayım. Elimden bir şey gelmiyor şu raddede."
"Hyunjin ben ne düşünmüştüm biliyor musun? Birbirimizden çok hoşlanıp tanıştığımızı, birbirimize iyi geldiğimizi, aşık olduğumuzu düşündüm. Ben seninle buluşmak için can atıyordum. Tüm işimi gücümü bırakıp senin için uğraştım. Sen üzülme diye, mutlu ol diye. Sen üzülünce ben de üzülüyorum çünkü."
Gözleri dolduğunda aldığım nefes boğazımda düğümlendi.
"Ama sadece Jeongin'in açtığı yaralara merhem olmuşum. Bir işe de yaramamışım belli ki. Hala canını acıtana gittiğine göre."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
jardin, hyunin
Fanfictionhyunjin, platonik aşkı jeongin ve juyeon arasında seçim yapmak zorunda kaldığı bir duruma düşer.