RUHUMDAKİ YABANCI

10. GİZLİ HAZİNE

Bir ışık yak bu satıra, aydınlansın sayfalar...🏮🕯
İşte yeni bölüm⬇️ Keyifle okumanız dileğiyle...
Oy verip yorum yapmak lütfen unutulmasın!💫⚡️

10. GİZLİ HAZİNE

Au/Ra Medicine

"Find what you love and let it kill you."
Sevdiğin şeyi bul ve seni öldürmesine izin ver. -Charles Bukowski-

Gardıropta, giysilerin arkasında gizlenmiş öylece duran, birinin gelip kendisini bulmasını bekleyen bu kutuda sanki kimselerin bulamadığı çok değerli bir hazine vardı ve onu ben bulmuş gibiydim.

Farkına bile varmadan anın büyüsüne tamamen kapılmıştım. Ellerimin arasındaki kapak yavaş yavaş açılırken merakım da her geçen saniye onunla birlikte katlanarak artıyordu. Kalbim heyecanla çarpıyordu. Sakinleşebilmek umuduyla gözlerimi kapatıp derin bir nefes aldım. Sonunda bunu az da olsa başardığımda araladığım kısımdan kutunun içine baktım. Deri ciltli, siyah renk defter ve kalem vardı. Elime aldığımda ikisinin de üzerine gümüş renginde "G.M." yazdığı dikkatimi çekti. Sahibi her kimse adının baş harfleri olmalıydı. Parmaklarım okşarmış gibi ağır ağır yaldızlı harflerin üzerinde dolanırken "G ve M" diye fısıldadım. "G ve M... G ve M!"

Tuhaf şekilde tanıdık geliyor, bana bildiğim birinin ismini çağrıştırıyordu. Adeta dilimin ucundaydı ama çıkaramıyordum.

"G ve M... G ve M!"

Aniden zihnimde bir şimşek çaktı sonra. Etraf karardı. Büyü bozuldu. Aklıma dank eden düşünceyle gözlerim yuvalarından fırladı ve yeniden ana döndüm. Gloria! Gloria'nın soyadı Mcbride'dı! G.M., Gloria Mcbride. Yaşadığım panikle elimdekileri aldığım yere geri koyup kutuyu fırlatır gibi yatağın üzerine bıraktım. Sanki ateş olup avuçlarımı yakmıştı.

"Olamaz!" diye haykırdım kendi kendime. "Yoksa bu kutu..."

Panikle sesim çok yüksek çıkmıştı. Hizmetlilerin bağırdığımı duyup buraya toplanmasını istemiyordum. Gelmeleri demek her şeyi Alex'in de öğrenmesi demekti. Telaşla iki elimi dudaklarıma bastırdım ve yatağın üzerinde bir süre hiç kıpırdamadan sessizce oturdum. Gloria'yla Alex'in sevgiliyken burada beraber yaşadıklarını biliyordum. Yine de sürekli her taşın altından karşıma çıkıyor olması tuhaf hissettiriyordu. Kutunun eski ev sahiplerinin olabileceğini dahi düşünmüştüm ama Gloria'ya ait olma ihtimali aklımın ucundan bile geçmemişti. Belki de beynim ikisinin eskiden sevgili oldukları gerçeğini hafızamdan silmeye çalışıyordu.

Aradan epey zaman geçmişti. Hala yatakta oturuyordum ve kutu görüş alanımdaydı. Bıraktığım yerden tüm cazibesiyle adeta bana göz kırpıyordu. Bense kararsızca sonradan bu yaptığıma pişman olacağımı bile bile dudaklarımın içini kemiriyordum. Aklım defterde takılıp kalmıştı. Çok merak ediyordum. Mesela o satırlarda ne yazdığını ya da gerçekten sahibinin Gloria olup olmadığını. Hepsini deli gibi merak ediyordum.

Bir süre daha direnip kendimle inatlaşsam da sonunda dayanamadım. Hislerime yenik düşüp defteri yeniden aldım. Parmaklarımı önce dalgın dalgın gümüşi harflerin üzerinde çekinerek tekrar dolaştırdım sonra vazgeçmekten korkup verdiğim ani kararla siyah renkteki deri kapağını bir çırpıda açarak sayfaları çevirdim. İlki boştu. İkinci ve sonraki sayfalarsa baştan sona yazılmıştı. İnci gibi güzel bir el yazısıyla.

O anda zihnimde bir pencere aralandı ve düşünceler hızla içeriye hücum etti. Telefonumun kabını çıkardım. Arasında duran notu alarak defterin yanına doğru yaklaştırıp dikkatle baktım. Yanılmamıştım. Alex'ten evlilik teklifi aldığım zaman ofise gönderilen çikolata paketinden çıkan nottaki el yazısıyla defterdeki aynıydı.