48.BÖLÜM: Üzülme Artık Sarı..

230 16 8
                                    

Kafamı,birleştirdiğim kollarım üzerine koymuş düşünürken önüme koyulan bir bardak kahveye baktım.

"Teşekkür ederim." dedim Umut'a.

"Sarı, hadi ama artık üzülme. Her şey olacağına varır ne de olsa." dedi Umut.

"Kolay değil ama Umut. Bir tarafta annem bir taraftan beni yıllar önce terketmiş sevgili babam (!) var." derken kahvemden bir yudum aldım.

"Biliyorum zor. Ne yapsan bir taraf hep eksik kalıyor. Ama artık bir karar ver. Üzülmekle yada düşünmekle olmayacak." diyen Umut'a baktım.

"Belki annem hayatta olsa işler bu kadar zor olmazdı." dedim.

"Bak, ben bu kararına burnumu sokmak istemem ama.." deyince elimi masanın üzerinde duran Umut'un elinin üzerine koydum.

"Umut, fikrini söyle tabii ki bana.. Ayrıca sen benim sevgilimsin böyle düşünme ne olur." dediğimde

"Annen ilgili gördüğün rüyanı hatırlasana sana affetmen gerektiğini söylüyordu. Baban zaten pişman ama bunu belli edemeyen bir adam." dediğinde ona baktım.

"Pişman mı gerçekten ?" deyip gözlerimi devirdim.

Babam ve pişmanlık... Tamam pişman olduğunu ara bir anlasam da onu affetmem için bir girişimde hala bulunmamıştı.

"Bak ben Ahmet Bey'i kendime benzetiyorum oda benim gibi pişmanlıklarını dile getiremeyen bir adam. Ve ben hala bir gariplik olduğunu düşünüyorum." dedi.

"Bende seziyorum. Bu olayın daha görünmeyen yüzü var. Ama korkuyorum işte ya annemle ilgili kötü bir şeyler öğrenirsem." dediğim sırada oturduğu sandalyeden kalkıp bana sarıldı.

"Bak ne olursa olsun ben senin yanında olacağım tamam mı ?" deyince kafamı göğsüne yasladım ve gözlerimi kapattım.

Hava kararmaya başlamıştı.

"Artık eve gitsem iyi olacak."

Akşam Emir ve Selim Amca'nın arasını düzeltmek için bir yemek yiyecektik.

Herkes evde bizim eve gelecekti. Bu fikri Selim Amca'ya kabul ettirene kadar canımız çıkmıştı.

"Ben seni bırakayım."

"Gerek yok... Hem biraz sahilde yürüsem hiç fena olmaz." dediğimde Umut bu fikri beğenmemiş olacak ki yüzünü buruşturdu.

"Şimdi mi ?" diye sordu. Hava çok güzeldi ve insanlar dışarıdaydı.

"Evet."

"Seni yalnız bırakmaktan nefret ediyorum..." dediğinde ona masum bir bakış attım.

"Tamam." dedi istemeye istemeye.

Kendimi arabama attım ve sahilde durdum biraz nefes almaya ihtiyacım vardı. Hayatım yeniden koskocaman bir düğüm olmuştu. Hangisini tutsam bir önce ki düğüme yönlendiriyordu beni.

Baş düğüm babamdı. Eminim ki bu olayın altından çok farklı şeyler çıkacaktı. Ben ise bu olanlara hazır mıydım bilmiyorum.

Düşünceler arasın da eve geldim. Her şey çoktan hazırdı. Duygu ise fazlasıyla gergindi. Gülümsedim onun bu tavrına çünkü bu durumu asla yaşayamayacaktı..

"Durumlar nasıl ?" diye sordum Duygu'ya.

"Babam çok gergin. Umarım bir sorun çıkmaz." derken sıkıntılı bir nefes verdi.

"Tamam her şey yoluna girecek merak etme." deyip onu teselli ettim. Duygu böyleyse Emir'i hiç tahmin edemiyordum.

****

HER KALP KENDİ ŞARKISINI SÖYLERHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin