"Daha iyi misin?"
"Evet, sanırım..." diyerek başımı yasladığım omzundan ayrılıp doğruldum. "Geldiğin için teşekkür ederim."
"Rahatlamış hissetmene sevindim." dediğinde kendimi oturuyor halde bulunduğum yatağa bıraktım. "Ne zaman ağlamaya ihtiyacın olsa beni arayabilirsin. Eğer seansta değilsem gelirim."
"Seni bununla meşgul edemem."
"Memnun olurum. Ağladığında çağır beni bu yüzden." Ne kadar ısrar etsem de bir şey değişmeyecek gibime geliyordu bu yüzden başımla onayladım.
"Pekala, çağırırım."
"Şu kabusunu daha ayrıntılı anlatır mısın?" karanlık odada bana dönerek sorduğu soruyla gözlerimi açıp ona baktım. Karanlığa rağmen kendini belli eden yumuşak yüz hatları ona farklı bir hava katıyordu. Bakışlarımı ondan kaçırıp tavana baktım.
"Elimde haplar vardı ve durmadan ağlıyordum. Etraf dumandan yaratılmış gibiydi. Siyah ve siyahın tonlarının hareket ettiği bir havaydı. Tam karşımda sen vardın ve uzağımda olsan da ellerinin titrediğini görebiliyordum. Bir süre sen bana yapmamam için korkak gözlerle bakarken ben bir anda hapları ağzıma atıp hepsini yutuyorum ve bayılıyorum." Söylediklerimi telefonunun notlar kısmına not aldığını sonradan fark etmiştim.
"Rüyada intihar ettiğini görmek rüya yorumlayıcılarına göre kısmetli ve güzel bir kadınla tanışmaya işarettir. Psikolojik olarak ise-"
"Ama ben gayim?" Ağzımdan kaçan itirafla hemen doğrulup ağzımı kapattım ve Jisung'a sırtımı döndüm. Rezil hissediyordum.
"Gay misin?" Gülerek söylediği cümleyle dudaklarımı dişlemeye başladım. Bir şekilde çevirebilirdim.
"Yani biseksüel. Evet, kadınlardan da hoşlanıyorum erkeklerden de. Gay değilim. Herneyse, psikolojik olarak ise diyordun en son?" dediğimde güldü. Evet, çok komikti(!)
"Hiç lgbt destekleyen bir rüya yorumcusu görmedim. Bu yüzden kadınla tanışacaksın demiş olabilirler. Madem bisekssin o zaman ya bir kız ya da bir erkekle tanışacaksın." diye uzun uza anlattıktan sonra esnediğini duydum. "Psikolojik olarak ise rüyada intihar eden kişinin kendine olan kızgınlığıdır. Yapılan hataya neden olan kişiliği yok etmek için yapılan bir girişim olarak bilinir."
Haklıydı kendime kızgındım ve o zamanki kişiliğimi öldürebilmek için herşeyi yapardım. Çürük elmanın çürük olmayan tarafı da vardır fakat direkt olarak elmayı atarız çürük kısmı kesmek yerine.
(minhoya o kadar çok çürük elma muamelesi yaptım ki gerçekten çürük elmaya dönüşürse şaşırmayın. Deadly difficulty de de çürük elmaydı ama aklıma başka şey gelmiyor)
"Anlıyorum..." diyerek sessizce mırıldandım. Ardından Jisung'un esneme sesini tekrar duyduğumda ona döndüm. "Uykun mu geldi?"
"İyiyim ben." dedikten sonra önce boynunu sonra parmaklarını çıtlattı.
"Sen eve nasıl döneceksin? Araban kliniğin orada kaldı demiştin."
"Yürüyerek dönerim. Sorun değil."
"Olmaz. Gecenin bu saatinde-"
"Genç bir kız değilim ben, Minho. Bir şey olmaz." deyince dudaklarımı birbirine bastırdım. İçimde kötü bir his vardı aslında.
"Peki."
"Daha iyiysen gideyim ben artık." Doğrusu gitmesini istemiyordum. Burada da uyuyabilirdi benim için sıkıntı olmazdı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
twwl (The War With Life) /Minsung
FanfictionAşamadığı yas yüzünden acı çeken Lee Minho ve onu bu saldırgan tavırlarından uzaklaştırmaya kendini adayan Psikolog Han Jisung.