1K 79 31
                                    

Taehyun, ayak seslerini duyduğu anda gözlerini açmış ve hemen yataktan kalkıp koltuğun üzerindeki pantolonunun cebinden silahını almış ve sessizce Yeonjun'un odasına doğru gitmişti. Kapıyı sessizce açmış ve içeriye girmişti. Taehyun karşısında koala gibi Soobin'e sarılan Yeonjun'u görünce 1-2 saniyeliğine gülümsese de hemen tekrardan ciddileşmiş ve silahın ucuyla Yeonjun'u dürtmüştü.
"Yeonjun, kalk evde birileri var."

Yeonjun bir anda sıçrayarak uyanınca Taehyun'un sadece Yeonjun'u uyandırma planı suya düşmüş, Soobin'in de uyanmasına neden olmuştu.

"Ne oldu Taehyun? Akşamın bu saatinde hemde?"

"Keyfimden gelmedim zaten bok kafalı, evde çok fazla ayak sesi var. Hepsi de salondan geliyor."

"Kahretsin ne?"
Yeonjun da yatağından bir çırpıda kalktığında silahını almış ve kapıdan çıkmadan önce Soobin'e Beomgyu'nun yanına gidip kendilerine asla aşağı inmemelerini söylemiş ve gitmeden önce alnından öpmüştü Yeonjun.

Soobin, Beomgyu'nun odasına girdiğinde korkusundan kapıyı yavaşça kapatmak isterken sertçe kapatmış ve gürültülü bir ses çıkmıştı. Bu da Beomgyu'nun uyanmasına neden olmuştu. "Soobin, ne işin var burada?"

Soobin tedirgince Beomgyu'nun yanına oturduğunda Beomgyu ciddi birşeyler olduğunu anlamış ve yatağında dikleşmişti.
Soobin ise Beomgyu ışığı açmak için harekete geçtiğinde elini geri çekmesini ve ışığı açmamasını söylemişti.

"Taehyun bizi uyandırdı, evde birileri varmış. Sanırsam hırsızlar. 4-5 kişi falanlarmış. Bizim burada kalmamızı söylediler."

Beomgyu'nun biraz kafası karışmıştı.
Hırsızlar genelde 2-3 kişi gelirlerdi. Bu işte bir iş olduğunu düşünmüştü Beomgyu. "Onlar hırsız değil."

Beomgyu zekiydi, kendisi FBI'da çalışıyordu. Ve onları buraya getiren yine kendi arkadaşları arasındandı. Bu da demek oluyordu ki orada çalışan birkaç kişi onların yerini öğrenmiş ve bazı kötü şahıslara söylemişlerdi. Bu da Beomgyu ile işleri olduğunu netleştirmişti.

"Onlar bizim köstebeğin arkadaşları."

Soobin'in gözleri korku ile açıldığında yukarıdan gelen ayak sesleri daha da gerilmesine yol açmıştı.
Soobin sessizce fısıldamıştı. "Buraya geliyorlar."
Beomgyu yataktan kalktığında etrafa bakınmış ve Yeonjun'un zeki biri olduğunu göz önünde bulundurarak buralara kesici bir alet bıraktığını düşünmüştü. Etrafı biraz kurcaladığında çekmecenin birinde 3 tane üzerinde 16-X5OA6 yazan şırınga görmüştü. "Bu bir tür zehir, ancak asidi yoğun bir zehir. Bir insanı yaklaşık 2 buçuk dakikada etkisiz hale getirebilecek bir cinsten. Bunlar iş görür."
Soobin yutkunduğunda Yeonjun ile kaldıkları odadan çıkmadan önce yatağın altındaki silahtan birini almış ve Beomgyu'ya göstermişti.

"Bu da iş görür mü?"

Beomgyu Soobin'e bakıp güldüğünde kafasını aşağı yukarı sallamıştı.

"Ayrıca, sen bu zehri nereden biliyorsun?"
Beomgyu kıkırdamıştı.

"Lise hayatımda kimya ve biyoloji notlarımın hepsi 100'dü Soob, o yüzdendir. Her neyse. Şimdi bişi hesaplamam gerek."
Beomgyu şırıngaların içine bakarak konuştuğunda Soobin tam olarak görebilmesi için telefonundan hafif bir ışık açmış ve Beomgyu'nun görmesini kolaylaştırmıştı.

"Sıvı yoğun bir sıvı, yani yaklaşık 1,20 milimi boynuna enjekte ettiğimizde etkisiz hale gelecektir. Ve bu 3 şırıngada toplam...13,60 milim var. Kişilerin 5-6 kişi olduğunu varsayalım. Her birine bu kadar yeter." diyip başparmağı ile işaret parmağını biraz açmış ve Soobin'e ölçüsünü göstermişti.

ᴜɴᴋɴᴏᴡɴ | ʏᴇᴏɴʙɪɴ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin