957 67 38
                                    

Saatin neredeyse 1'e yaklaşması ile birlikte diğer herkes  hala derin bir uyku içerisindeydi. Yeonjun ve Soobin birbirlerine sarılarak uyurken, Taehyun ve Beomgyu için...aynı şey söylenemezdi.
Taehyun yatağın%75'ini kaplarken Beomgyu Taehyun'dan kaçayım diye sadece yatağın%25'inde uyuyabilmişti. Biraz daha dönseydi yer ile birleşmesi an meselesi haline gelmişti. En sonunda da düşmüştü tabii..
Beomgyu yere düştüğünde direkt eli karnını bulmuştu. Çünkü yüz üstü düşmüştü ve karnındaki piercingi yeni taktırmıştı bu yüzden de birazcık kanamıştı piercingin çevresi.

"Kafana tüküreyim Taehyun senin"
diye söylene söylene lavaboya gitmiş ve temizlemişti güzelce. Oradaki adamın ona verdiği kremleri de sürdükten sonra artık daha rahattı.
Tekrardan odaya girdiğinde Taehyun'un hala uyuyor olduğunu görmüştü. Aklında çok güzel bir plan vardı. Sessizce mutfağa gitmiş ve buzluktan yaklaşık 6 tane buz almıştı. Sonra da soğuk suyu açmış ve buzları içine dökmüştü. Şimdi ise en eğlenceli kısımdaydı.

Tekrardan odaya çıktığında hala uyuduğunu görmüş ve yüzünde bir şeytan gülümsemesi belirmişti. Üzerindeki yorganı tamamen kaldırmıştı Beomgyu. Yorganın suçu yoktu nede olsa. Taehyun'un tavana bakarak uyuması dışında hiçbir sorun yoktu. Çünkü sanki şuan uyanıkmış gibi duruyordu. Beomgyu suyun hepsini yavaşça dökmek yerine kovayı direkt boşalttığında Taehyun sıçrayarak uyanmış ve o da  yere düşmüştü. Beomgyu kovayı bırakır bırakmaz gülmeye hatta kahkaha atmaya başlamıştı. Çok komik görünüyordu çünkü. Taehyun yerden kalktığındaki yüz ifadesi Beomgyu'yu korkutsa da kendisinin kapıdan uzak olması onu daha da korkutmuştu. Taehyun sağ tarafta yatıyordu çünkü, haliyle kapıdan tarafa düşmüştü.

Beomgyu hala gülmeye devam ederken Taehyun'un birkaç adım atmasıyla birlikte o da sağa doğru birkaç adım atmıştı.

"Bu suyun intikamını almam mı sence ben senden? Hm? Şimdi nereye kaçacaksın bakalım?"
Taehyun yatağın etrafından dolanır gibi yaptığında Beomgyu çoktan yatağın üzerinden kapıya ulaşmaya çalışmıştı bile. Kapının kulpunu indireceği sırada bir el kapıyı geri kapatmış ve gülmüştü. Beomgyu ise Taehyun'a arkası dönükken kendine lanetler okumuştu. Hangi akılla yapmıştı ki bunu? Daha da kötüsü şimdi nasıl kurtulacaktı?

Yavaşça arkasını döndüğünde yüzünde çok masum bir gülünseme vardı. "Şey, günaydın" diyebilmişti sadece Beomgyu.

Taehyun ise Beomgyu'yu kendine çekmesiyle Beomgyu'nun da kıyafetleri değen soğuklukla birlikte ıslanmıştı. Beomgyu kendini geri çekmeye çalışsa da bu biraz imkansız duruyordu. Çünkü Taehyun şimdi de kollarını kıyafetini kaldırarak beline değdirmiş ve Beomgyu'nun titremesine neden olmuştu.

"Taehyun...ellerini çek buz gibi"

"Acaba neden hm? Yaramazın biri gelip kafamdan aşağı kova suyu dökünce böyle oldu o yüzden şuan ısınmaya ihtiyacım var."

Taehyun kendisi ile birlikte Beomgyu'yu yatağa yatırınca Beomgyu'nun arkası dönükken Taehyun'un ona arkadan sarılıp tekrar kendine çekmesiyle bu sefer sırtı komple ıslanmıştı.

"Bu kadar yetmez ama değil mi?"
demiş ve bir eliyle Beomgyu'nun ense ve boynunu kapatan saçlarını çekmişti. Sonra da buz gibi yüzünü boynuna yavaşça değdirmişti.
Beomgyu soğuktan kendini sıksa da Taehyun'un diğer eli de rahat durmamıştı tabiki de..

"Taehyun tamam özür dilerim yeter üşüdüm.."

Taehyun hiç takmamış ve yüzü hala boynundayken kulağına doğru fısıldamıştı. "Yapmadan önce düşünecektin bunu güzelim"
demiş ve buz gibi elleriyle Beomgyu'nun bacağına dokunmuştu.

"Hani benim dediklerimi yapacaktın kedicik?"

Taehyun, elini Beomgyu'nun huylandığı yere dokundurunca Beomgyu ani reflexle kalkmaya çalışmış ama belini kavrayan diğer el buna engel olmuştu.
Şuan bir koala gibi sarmıştı Beomgyu'yu.

"Taehyun, karnıma fazla baskı yapmasan.."
Taehyun karnındaki eli biraz gevşetince meraklanmıştı.

"Birşey mi oldu ben uyurken?"
Beomgyu kendini Taehyun'a çevirdiğinde gömleğine bulaşan kanı görmüş ve aniden kaşları çatılmıştı

"Biri mi geldi eve? Kim geldi? Yüzünü gördün mü? Hastaneye gidelim mi? Hala kanıyor mu? Ağrın var mı? Neden beni uyandırmadın-"
Taehyun'un daha çok soru soracağını anlayan Beomgyu ensesinden çekmiş ve susması için öpmüştü Taehyun'u. Başarılı da olmuştu.
Beomgyu dudağını ayırdığında bu sefer de Taehyun izin vermemiş ve gitmemesi için bir eli Beomgyu'nun saçlarını tutarken diğer eli ise Beomgyu'nun bir bacağını kendi üzerine koymasını sağlamıştı. İkisi de oldukları durumdan çok memnundu ancak bu Beomgyu'nun anırma sesinden gelen YeonBin ikilisi ile son bulmuştu.

"Hasiktir, çok yanlış zamanda geldik. Ay siz devam edin, Yeonjun yürü bok mu varda bakıyon yürü, siz devam edin canlarım"
Soobin alelacele Yeonjun ile kendisini dışarıya attığında Taehyun göz devirmiş ve hiç bozuntuya vermeden öpmeye devam etmişti. İkisi de yavaş yavaş birbirlerini öperken bir yandan da Taehyun'un, Beomgyu'nun bacağındaki eli baldırına doğru kaymış ve sıkmıştı. İkisinin de haz aldığı buradan belliydi. Taehyun böyle şeylerden asla utanmazdı ancak Beomgyu için aynı şey söylenemezdi.

İkisi de nefes nefese kalınca ayrılmış ve uzun bir süre birbirlerinin gözlerinin içine bakmışlardı.
"Gözlerin Beomgyu...tıpkı bir sahili andırıyorlar. Kıyıya vuran dalgaların sesleri bile duyuluyor gözlerine bakınca..Nasıl bu kadar güzel olabiliyorsun aklım almıyor? Kör ettin beni, senin yüzünden kimseyi göremez oldum. Ne yaptın bana?"
Beomgyu sadece susmuştu. Hayatında ilk defa bu kadar güzel sözler duymuştu ve bunu bozmak istememişti. Bir elini Taehyun'un yüzüne çıkardığında yavaşça okşamıştı soğukluğu. Taehyun ise yüzünü Beomgyu'nun eline doğru çevirmiş ve avcunun içini öpmüştü.

"Gözlerin...Taehyun, o kadar derinler ki, o kadar anlamlılar ki sana anlatamam. Boşluktaymışım gibi hissettiriyorsun, bu çok güzel bir duygu. Sanki kendimi süzülüyormuş gibi hissediyorum sana bakınca. Aslında bunu seni görünceye kadar kimsede hissetmemiştim. Şimdi ise bana bir ilki yaşatıyorsun tekrardan. Asıl sen bana ne yapıyorsun bilmiyorum ama çok iyi geldin sen bana."

İkisinin de sonunda birbirlerine olan itiraflarını duyan ikili güler yüzlerle sarılmışlardı birbirlerine. Ancak Taehyun'un aklına gelen şeyle tekrardan ayrılmak zorunda kalmışlardı.

"Karnına ne oldu diye sormuştum sana?"

"Birşey olmadı, sadece yere düştüm"

"Yere düşünce sürekli karnın mı kanar senin?"

Beomgyu gülmüştü "Hayır, piercing taktırmıştım ya ben o yeni olduğu için biraz batmıştı sadece."

Taehyun'un kaşları havalanınca gömleği biraz yukarı kaldırmış ve etrafı biraz kızarık olan beyaz taşı görmüştü. "Keşke yaptırmasaydın güzelim, kim bilir ne kadar acımıştır canın.." demiş ve eğilip tam karnına bir öpücük bırakmıştı. Beomgyu ise güler yüzle tekrardan bir sorun olmadığını söylemişti.

İkisi birlikte odayı toplayıp çarşafı değiştirdikten sonra İlk baş Taehyun üzerini değiştirmişti. Daha sonra ise Beomgyu, Taehyun'u odadan çıkarmıştı. Çünkü yanında biri varken üzerini dahi değiştiremezdi. Dolabının kapağını açtığında gri eşofmanını giymiş ve üzerine de beyaz ancak alt tarafı sanki yırtılmış gibi gözüken gömleğini giymişti. Bu kombinini çok seviyordu.

Odadan çıkıp aşağı indiğinde Taehyun'un biriyle konuştuğunu fark etmişti... Acaba kimdi ki?
Hepsi birlikte masaya oturduğunda Yeonjun sormuştu Beomgyu'nun soramadığı soruyu.

"Kim aradı?"

"Huening gelecekmiş buraya Bahiyyih ile."

Ancak Beomgyu başka bir soru sormuştu.

"O kim?"
Taehyun ise bu soruyu cevaplamamak istemişti. Onu üzecek bir şeye benziyor gibiydi sanki. Onun yerine Yeonjun cevaplamıştı.

"Huening onun, eski sevgilisi.."

Hahayt, Kai bebeğimi eklemesem olmazdı bu kitaba da 😅 olaylar olacak gibi görünüyor, hazırlıklı olun derim :)

ᴜɴᴋɴᴏᴡɴ | ʏᴇᴏɴʙɪɴ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin