dört

580 86 126
                                    




koşa bildiğim kadar hızlı koşarak gidebildiğim en uzak yere gitmeye çalıştım. nereye gideceğimi bilmiyorum ancak o evden kurtulduğum için çok mutluyum. saatler sonra hala yürürken çok yorulduğum için bir otobüs durağında oturup soluklandım.

çok susamıştım

su almak için karşı kaldırımda olan markete gitmeye karar verdim fakat yanımda param yoktu belki borç yazdırabilirim düşüncesi ile yerimden kalkıp karşıya doğru yürümeye başladım. karşıya geçerken gelen korna sesi ile korktum ve az daha bana vurmak üzere olan arabayı görünce yorgunluktan oracıkta bayılmışım.

uyandığımda bir evdeydim.

bana doğru bakan uyanmamı bekleyen biri vardı yanımda. yüzü sincaba benziyordu. Saçları siyah renkti. benim gözlerimi açtığımı fark edip;

"bebeğim , uyandı"demesiyle yanıma kahverengi saçlı, eşofman takımı giyen biri geldi.
"iyi misin ? Kendini nasıl hissediyorsun" diye sordu.

bende oturduğum yerden doğrulurken
"iyiyim teşekkürler ama ben şuan nerdeyim acaba" dedim.

"ilk önce iyice kendine gel sonra anlatırız"dedi.

uyandığımdan beri yanımda olan adam.
"su içmelisin tatlım" diyerek bana su uzatan adama bir bakış attım. sudan bir yudum alıp yan tarafta duran masaya bıraktım. su getiren adam karşımdaki koltuğa otururken

"ilk önce benim adım minho" dedi. hala yanımda oturan adamda bunu duyunca
"bende  Jisung" dedi. minho'nun anlattığına göre ben yoldan karşıya geçecekken bana az kalsın vuruyorlarmış.

sonra arabadan indiklerinde ben çoktan bayılmışım ve beni alıp evlerine getirmişler.

evleri baya büyüktü,büyük ihtimal zenginler diye düşündüm.

"şey ben artık gitsem iyi olur" derken minho,

"ben seni evine bırakırım" dedi.

gidecek bir yerim yoktu ona bunu nasıl açıklayacaktım.

jisung " bir sorun mu var" dedi.yalan söylemeye gerek yoktu gerçeği söyleyecektim.

"evet mevcut da gidecek bir evim yok" dedim.

bunu duyan ikili çok şaşırdılar.
"nasıl bir evin yok" diyen minho'ydu.

belki onlara anlatırsam bana yardımcı olurlar nasıl olsa gidecek bir yerim yok diye düşündüm.

"bir kaç hafta önce biri beni kaçırdı babamıda gözümün önünde dövdürdü ve babama ne oldu hala bilmiyorum" diyerek başladım konuşmaya. o günden bugüne kadar yaşadığım bütün olayları anlattım.

sıra Felix'in bana dokunduğu güne geldiğinde orayı atlamayı düşünüyordum.

bunu düşünürken gözümün önüne gelen görüntü ile ağlamaya başladım.

"bebeğim niye ağlıyorsun, dur sana peçete getireyim" diyen jisung yerinden kalkıp mutfağa gitti. onun peşinden minhoda gitti.

"güzelim senin yatman gerek artık. hamile biri olarak zaten yeterince stresli ve hareketli bir gün yaşadın."

"haklısın yatmalıyım ama sakın hyunjin'in gitmesine izin verme"

"sen merak etme bebeğim hadi yat" diyip jisung'u uyumaya gönderen minho elinde peçete ile geri dönmüştü.

"al bakalım" diyerek bana uzattığı peçeteyle gözümden akan yaşları silmeye başladım."

"bana şimdi herşeyi düzgün bir şekilde anlatıyorsun"dedi Minho.

my side, hyunlix ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin