altı

470 73 20
                                    


son ders zili çaldığında Hyunjin'i almak için okulun kapısının önünde bekliyorum. hyunjin'i gördüğümde ona el salladım. o da  beni görür görmez yanındaki arkadaşı ile vedalaşıp yanıma geldi. bugün onun doğum günüydü. ona güzel bir süpriz yapacağım.

"sen neden buradasın"

"seni almaya geldim,beraber biraz takılırız diye düşündüm"

"olur takılalım.nereye gideceğiz"

"orası süpriz" dedim ve yürümeye başladım. Hyunjin arkamdan gelmeye başlamıştı. Yanıma gelip sürekli nereye gideceğimizi soruyor, benimle uğraşıyor. ilerdeki otobüs durağına biraz daha mesafe vardı.

gelen otobüsü gördüğümde Hyunjin'in elini tutup koşmaya başladım. son anda yetiştiğimiz otobüste tek boş yer vardı. Hyunjin'i koltuğa oturdum. bende onun yanında ki direkten tutundum. sürekli nereye gittiğimizi soruyordu. bende ona sürekli az kaldığını dayanması gerektiğini söyledim. En sonununda istediğim yere geldiğimizde otobüsten indik ve biraz yürüdük.

sonunda yazlığımıza varabilmiştik. geçen hafta sonu buraya babamla gelip evi temizleyip süslemiştik. Hyunjin buraya neden geldiğimizi sorgulayan bakışlar atmaya başlamıştı. evden içeri girdiğimizde şok olduğunu anlamıştım.

"iyi ki doğduun" diyip ona sarıldım.

"çok teşekkür ederim. Gerçekten çok teşekkür ederim. İki yıldır hiç bir doğum günümü unutmuyorsun"

"Bunu seni sevdiğim için yapıyorum"dedim ve ona pastasını getirdim.

"hadi mumları söndür bir dilek tut"dedim. Mumları söndürdükten sonra bana tekrar sarılmıştı.

"ne diledin" diye sordum

"sonsuza dek seninle olmayı" dedi gülümseyerek

"normalde gerçekleşmez diye insanlar dileklerini söylemez ama"

"ben inanmıyorum öyle şeylere" dedi

hediyemi vermek için doğru zaman olduğuna karar verdim. annemin odasındaki çekmeceden kutuyu alıp cebime koydum.

içeri gittiğimde Hyunjin koltukta beni bekliyordu. gidip yanına oturdum. ellerini tuttum ve konuşmaya başladım.

"anneni kaybettiğimiz zamandan bir kaç gün sonra kabus gördüğün için yanımda yatmıştın. hatırlıyor musun"

"evet"

"o günün sabahında benim yüzümle oynuyordun ben bunu fark etmiştim ama sana bir şey söylememiştim."

"şey felix.."

"lütfen beni dinle. o gün eğer sen bunu yapmış olmasaydın sana karşı olan hislerimi fark edemezdim"

"Efe-efe-ndim??"

"seni seviyorum Hyunjin. Seni gerçekten çok seviyorum "

duraksayarak adımı söyledi "Felix.."

itirafımı duyan Hyunjin ağlamaya başlamıştı.

"hyunjin neden ağlıyorsun"

"Sadece beni arkadaş olarak sevdiğini düşünüyordum" diyen Hyunjin'i duyunca sırıtmaya başladım.

Ona sarılarak" yani sende beni seviyorsun" dedim.

"Evet" demesiyle onun dudaklarına minik bir öpücük bıraktım. Galiba bunu beklemiyordu.

"tanrıya şükür" dedim rahatlamıştım.

Ondan ayrılıp cebime attığım kutuyu çıkarttım.

kutunun içinde iki tane çiçek işlemeli bronz yüzük vardı.

"bu yüzükler annem ile babamın sevgiliyken taktıkları yüzüklermiş

"anneme sana açılacağımı anlattığımda bana bu yüzükleri verdi.

"yani annen biliyormu"dedi.

bende "evet hatta babamda biliyor ve gayet iyi karşıladılar.bu yüzden lütfen beni geri çevirme" dedim ve yüzüğünü taktım sonra kendiminkinide taktım.

"bunlar gerçekten çok güzel çok ama teşekkür ederim" dedi.

sarıldıktan geri çekilirken yanağıma bir öpücük bıraktı. akşam yemeği yedikten sonra beraber film izlemeye başlamıştık. hyunjin yarım saat sonra uyuya kaldı. çok tatlı uyuyordu. onu kucağıma alıp annemlerin yatağına yatırdım.

yanına uzanıp onu izlemeye başladım.beni reddetmeyip beni sevmesi bir kaç yıl beklememe değmişti onu bırakmak istemiyordum bundan sonra hayatımız daha güzel olucaktı.

🤍

üç hafta sonra Hyunjinle beraber dışarıya dondurma yemek için çıkmıştık.beraber arada randevu gibi olmasada baş başa dışarı çıkıp vakit geçiriyorduk.

Hyunjin ben dondurmaları alırım diyip almak için yanımdan ayrılmıştı.bende onu bankta bekliyordum ama Hyunjin yanıma uzun bir süre geri gelmedi. onu merak edip dondurmacıya gittim ama ordada yoktu.

başına bir iş gelmişti. kaç saat boyunca aradım ama bulamadım. aklıma gelen her yere baktım.bir anda ne olmuştu, nereye kaybolmuştu. aklıma gelen olasılıklar ağlamama sebep olmuştu. o an ne yapacağımı bilemiyordum.

annemi aramıştım. Beni gelip olduğum yerden almıştı. sakinleşmem için beni eve bıraktığında kendiside Hyunjin'i bulabilmek için polise gitmişti. günlerce onun yatağında ağladım. gözüme uyku girmiyordu.onsuz günler saatler dakikalar geçmek bilmiyordu.

acaba şuan nerde nasıl bir durumdaydı. onun için çok üzülüyorum. Umarım iyidir. beni hatırlıyor mudur.

Annemler artık umudunu kaybettiler. zorlamam ile nerdeyse her gün polise gidiyorlardı. Polisler beni kâle alsa annemleri bu işe bulaştırmak istemem ama yaşımdan dolayı kimse beni umursamıyor ilgilenmiyordu.

🤍

yıllar geçmesine rağmen bir kez bile hiç bir yerde hyunjin'e ulaşamamıştım elimdeki tüm bağları kullanmama rağmen sanki yer yarılmış içine girmişti.

üniversite için amerika'dan döndükten sonra işimin başına geçmiştim. bu şekilde onu bulamayacağı anladığımda.işin içine yer altını sokmak için hiç istemeyeceğim işlere atıldım. paramdan dolayı şanslıydım kimse bana karışamazdı. ama bu tehlikeli dünyada hyunjin gibileri yaşayamazdı onu en kısa sürede bulmam lazımdı.

babasının onu kaçırdığından %100 emindim bunu hyunjin'e ondan başka kimse yapamazdı.

öncedende böyle geçmiş olan babası hwang jun emindim ki hyunjin'i zorla kullanıyor ve alıkoyuyordu onu bulduğum gün doğduğuna pişman edicektim..

my side, hyunlix ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin