my side, hyunlix ✓

yirmi

"neler yaptın italya'da" diye sordu minho yemeğini ilgisiz bir şekilde yerken.

"sergi, röportaj falan biliyorsun son zamanlarda fazla parlıyorum" dedi hyunjin saçlarını elleri ile geri atarak.

"triplere mi girdin sen görmeyeli?" dedi jisung hyunjin'in koluna vurarak.

"öyle oldu biraz"dedi hyunjin jisung'u iterken.

"hakediyor ama böyle parlamayı" dedi minho oğlu ile gurur duyan baba gibi.

"hyun, her şeyin en iyisini hakediyor" dedi felix hyunjin'in elini tutarak .

"duygusal aşık mooduna geçmeden tatlılarımızı yiyelim bence" dedi minho felix'in hyunjin ile flörtleşmesine dayanamayarak.

"bıraksana minho çocuğumu yıllar sonra mutlu görüyorum karışma" dedi jisung minho'ya yönelerek.

"kıskanma seninde olur" dedi felix alttan alttan gülerek.

"benim zaten var" dedi minho sakin olmaya çalışırken, felix'e hala ısınamamıştı hyunjin minho'nun felix ile ne alıp veremediği anlayamıyordu.

"nerede var minho" diye sordu jisung görünüşe bakılırsa araları hala iyi değildi. hyunjin ortamın havasını değiştirmek adına jisung'un elinden tutup konuştu:

"gel jisung, tatlıları hazırlayalım" dedi gözlerinin içinde dikkatli bakılınca amacının tatlı olmadığı anlaşılıyordu.

"dayanamıyorum artık" dedi jisung hızla masadan kalkarken hyunjin dışında masadakiler arkalarından baktı.

"ji-jisung bekle beni" dedi hyunjin jisung'un arkasından mutfağa koşarken.

"annemi arar mısın hyun, çocukları alsın" dedi hyunjin arkadaşının dediğine anlam veremiyordu.

"neden annen çocukları alıcak ki?" diye sordu içinde kuşkuyla.

"b-biz" dedi hıçkırıkları arasında. hyunjin arkadaşının yüzünden akan göz yaşlarını eli ile sildi.

"iyi olamıyoruz, h-hep kavga ediyoruz sonra ev-evi terk ediyor" dedi jisung sakin kalamıyordu, bu hali hyunjin'i çok üzmüştü.

"sakin ol canım, önce derin nefes al konuşalım düzgünce" dedi mutfak masasına oturturken.

"sana daha öncesinde kavga ettiğimizi anlatmıştım.birkaç  kez barışmak için adım attım ama olmuyor. olmuyor hyunjin. beni terk etmesine dayanamıyorum, çocuklarımla ilgilenemiyorum " dedi elleri ile saçlarını çekiştirirken.

"neden olmuyor jisung? minho hyung neyin inadını ediyor" dedi anlamaz gözlerle bakarken.

"be-bende bilmiyorum, sırf bir kavga yüzünden böyle davranmaz o biliyorum.yüzde yüz başka bir şey var anlatmıyor. ne yaptım ettim anlatmıyor.korkuyorum, bir kaç kez boşanmaktan bahsettiğinde sabaha kadar uyuyamadım hyun. çok korkuyorum" dedi jisung ayağa kalkıp burnunu çekerken.

"bizim konuşmamızı ister misin" diye sordu hyunjin

"bir işe yarayacağını düşünmüyorum" dedi gülerek.

"sana anlatamadığı bir şeyler olmalı, denemekte fayda var"

"sen merak etme ve bize bırak. annemi ara demiştin istersen felix'e gidelim. jeongin'in ev anahtarıda bende oradada kalabiliriz." dedi arkadaşını tek bu halde bırakmak istemiyordu.

"zahmet vermeye ne gerek var hyunjin" dedi ellerini tutarak

"zahmet mi" dedi arkadaşına sıkıca sarılarak.

"şimdi çocukları ve kendini hazırla, devamını bize bırak" 

hızlı adımlarla içeriye ilerleyerek  felix'i yanına çağırdı.