on bir

348 58 26
                                    

felix's pov

ne kadar arasamda açmayan hyunjin canımı sıkmış olsada chan ile dışarıda buluşup, yemek yemiş sonrada benim evime gelmiştik.

aklım hyunjin de olmasına rağmen chan'ın bana anlattığı şeyleri dinliyordum.
chan derin bir nefes almıştı. Anlatacağının uzun bir şey olduğunu düşündüğüm için oturduğum koltuğa iyice yerleştim.

"ben spor salonunda yeni birini gördüm. aşırı beğendim" diyerek konuya direk girmişti.
yine bir ilk görüşte tutulma vakasıydı. ahh tanrım her zaman aynı bu çocuk ne zaman değişecek.

"telefon numarasını aldın mı ?"demiştim. Chan ne dediğimi anlamamış bir şekilde bana bakarken

bende ona "tamam neyse boşver devam et sen"dedim. Konuşmasına başlarken ne demek istediğimi anlamıştı. yinede anlatmaya devam etmişti.

"onu orda ilk defa gördüm. Çok yakışıklıydı"

chan anlatmaya devam ederken bende acaba hyunjin'e bir şey olduda ondan telefonumu açmadı mı  diye düşündüm.

düşüncelerimden ayrılmamı sağlayan "hey hey felix" diye seslenip elini gözümün önünde sallayan chandı.

dalan gözlerimi halından çekip chan'a baktım.
"efendim"

"acaba diyorum salona tekrar gelir mi"

"gelir sen sıkıntı yapma"

"gelir dimi"

"gelir. sen merak etme"dememle biraz olsun rahatlayan chanucunda oturduğu koltukta benim gibi rahat bir pozisyonda oturmaya başladı.

🤍

"şimdi, sıra bende"diyerek konuşmaya başladım.

"hyunjin ile ne yapacağım ben"

"nasıl yani ne yapacağım"dedi chan şaşkın gözlerle

"onunla olan ilişkimizin adını nasıl koyacağım. Onunla ne zaman konuşmaya çalışsam olmuyor . hadi onu geçtim ya onu korkutursam ya istemediği bir şey yaparsam diye düşünürken kendimi yiyip bitiriyorum."

"sence de hyunjin seninle birlikte olmak istemese seninle böyle yakın olur buluşmak, seninle vakit geçirmek ister mi. bir mantıklı düşün."

"ister mi" dedim uflayarak

"felix bak hyunjin neler yaşadı. İlk önce annesi öldü. Sonra sana bağlandı.

"tam mutlu oldum derken bu seferde babası tarafından kaçırıldı. babasının ona neler yaptırdı ikimizde gayet iyi biliyoruz. "

"sonda sen onun gözü önünde babasını öldürdün. evini getirdin. çocuk senin kim olduğunu bile hatırlamıyordu o kadar vahimdi durum"

"en sonunda yine senin sayende kendine geliyor. hafızası geri geliyor. seni hatırlıyor, aranızdaki bağı."

"yani anlatmak istediğim şu onun yaşadığı bu olaylar bu kadar kolay atlatılacak bir şey değil. belki hala kendi içinde yaşıyordur. bunu bilemeyiz."

"ona elinden geldiğince iyi ve nazik davranmalısın. gerekirse el üstünde tutmalısın o da senin gibi bir boşlukta bir bilinmemezlikte. İlk adımı atarsan bence geri çevrilmeyeceksin. Bunu denemelisin." Chan'ın bu anlattıkları ile biraz düşündüm. gerçekten haklıydı.

en kısa sürede hyunjin ile bir yere gidip bunu konuşmalıyım.

konuşmamız bittiğinde Chan ile gece yarısına kadar oyun oynamıştık.su gibi alkol içtiğimiz için körkütük sarhoş olmuştuk ikimizde yorgunluktan bittiğimizde uyumak için ben kendi odama çıkarken Chan da misafir odasına gidiyordu.

yatağıma uzandığımda elimi sağ tarafımda ki boş yere uzatıp "sende şuan benimle burda olabilirdin hyunjin" diyerek ağlamaya başlamıştım. şu anda gerçekten çok sarhoştum. ağlamamda bununda etkisi vardı ama çoğunluk Hyunjin ile eğer ilk başladığımız andan beri birlikte olmuş olsaydık şu ana kadar birlikte bir sürü güzel anı biriktirmiş olabilirdik.

🤍

sabah kalktığımda gece çok ağladığım için gözlerim ağrırken bir yandanda çok içtiğim için başım ağrıyordu. elimi yüzümü yıkayıp aşağı inerken Chan'a bakmak için misafir odasına girdim.

hala uyuyordu. Onun biraz daha uyumasına izin verip mutfağa geldim. Bugün cuma günüydü. cuma günleri aşçımın izin günü olduğu için mutfak işleri bana kalıyor. Çalışanlar kahvaltılarını sabahın erken saatinde yapıyorlar genelde.

sadece Soobin benimle kahvaltı yapmak için bekliyordu.

ben mutfakta kahvaltı hazırlarken arkamdan "ooo geceden kalma beyefendi siz kahvaltımı hazırlıyorsunuz" demişti benle dalga geçerek. Ona dönüp laf söylersem benimle daha çok dalga geçeceğini bildiğim için ona sadece kafamı sallamakla yetindim. yanıma gelip bana kahvaltı hazırlamama yardımcı oldu.

biz kahvaltı hazırlarken Chan da uyanıp yanımıza gelmişti. beraber kahvaltı yaptıktan sonra Chan evine gitmek isteyince Soobin'e onu evine kadar bırakmasını rica ettim.

kendime kahve hazırlayıp bahçeye çıktığımda telefonuma baktım.

hyunjin mesaj yazmıştı.

onu aramanın daha iyi olacağını düşündüğüm için kahvemi masaya bırakıp aramayı başlattım.

"alo"dedim

"efendim Felix"dedi sesi meraklı bir şekilde çıkmıştı.

"mesaj yazmışsın yeni gördüm"

"evet kusura bakma atölyede yorgunluktan uyuya kalmışım"dedi mahcup olmuş bit şekilde

"sıkıntı yok başka zaman yaparız"dedim onu rahatlatmak için

"olur, yinede özür dilerim kusura bakma"

"önemli değil bebeğim,akşam diyorum minholar ile birlikte beraber yemeğe mi çıksak"

"olabilir ama sormam lazım belki işleri vardır"

"tamam sorup haber verirsin eğer işleri varsa ikimiz gideriz"

"bak o daha güzel olur" diyerek gülmüş

"kapatıyorum gidip konuşayım aşağıdakilerle"

"tamam görüşürüz"

"görüşürüz" diyerek telefonu kapatıp aşağı kata inmiş, salondaki koltuğa oturmuştu.

yanında bilgisayarından işleri ile ilgilenen minho'ya bakıp "felix diyor ki akşam yemeğe gidelim"

minho kafasını kaldırmadan jisung'a seslenmiş "ji işin var mı akşam" demişti
mutfaktan sesini duymaları için yüksek sesle "işim yok neden soruyorsun" demişti.

minho da bilgisayarını kapatıp koltuğa bırakmış jisung'un yanına gitmişti.

"felix akşam yemek yemeğe çıkalım demiş"

"olabilir ama jimin'i ve minjiyi ne yapacağız"

"annene bırakırız olmaz mı"

"arayıp sormam lazım evdelerse bakar ama değillerse bilemiyorum"

"tamam içerdeyim" diyerek kalktığı yere geri gelmişti.

o işlerini yaparken hyunjin'de telefonuna bakıyordu.

annesiyle konuştuktan sonra yanlatına gelip "annemler evdeymiş birazdan gelirler" demişti.

minho  "tamam o zaman hyun haber ver istersen felix'e" demesiyle hyunjin "tamam" demiş felix'e "akşam yemeğine olur dediler" diye bir mesaj atmıştı.

my side, hyunlix ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin