Sabah erkenden kalkmıştık, aceleyle kahvaltımızı yaptık ve dışarıya çıktık. Aylin arabayı çok dikkatli kullanıyordu her zamanki gibi, Esma onun yanında oturmuş elindeki ufak notlara son kez göz geçiriyor ve bir şeyler yazıyordu. Ben de arka koltukta yalnızca olacakları düşünüyordum.
İşten çıkarılan güvenlik şefinin adı Mehmet'ti, iki tane çocuğu varmış ve Maltepe'de oturuyormuş. Daha önce Esma ve Aylin onunla görüştükleri için evini biliyorlardı. Sessiz sedasız bir yolculuktan sonra Maltepe'de bir apartmanın önünde durduk. Arabanın durmasıyla kalbim hızla atmaya başlamıştı, nedense heyecanlanmıştım. Aylin arabayı durdurur durdurmaz bana dönerek;
-Ilgın?
-Efendim.
-Nasılsın hayatım?
-Biraz heyecanlandım doğruyu söylemek gerekirse.
-Senden bir ricada bulunacağım...
-Tabii,
-Biz Mehmet Bey ile konuşurken sen de onun tavırlarını ve konuşma tarzını incele, belki bizden bir şeyler gizliyor olabilir!
-Olur, Aylin, yaparım.
Esma, Aylin'in bu teklifi karşısında hem şaşırmıştı, hem de hoşuna gitmişti. Mimiklerinden anlayabiliyordum. Üçümüzde göz göze gelip ''tamam'' dedikten sonra arabadan çıktık. Apartmanın kapısının önündeydik... Aylin, bir zili çalmıştı, sonra da beklemeye başladık. Ben bu durumda inanılmaz derecede stres olmuştum, ellerimi cebime sokuyor, çıkarıyor, üzerimi düzeltiyor, parmaklarımı çıtlatıyordum. Kapı açılmamıştı... Aylin tekrar zile bastı, yine bekliyoruz. Açılmayınca Esma sinirlenmişti, o kendi kendine homurdanmaya başlayınca ister istemez ben de tedirgin olmuştum. Mehmet Bey bu apartmanın ikinci katında oturuyordu, beyaz badanalı ve on katlı apartmandı. Esma daha fazla köpürmemek için yola doğru yürüyerek apartmanın camlarına bakmaya gitti. Aylin'de hala zile basıyordu, içime tuhaf bir şüphe düşmüştü. Acaba bu adam kaçmış mıydı, iyi de neden? Personel müdürüyle herhangi bir ilişkisinin olup olmadığı geldi hemen aklıma. Bizden herhangi bir şey mi saklıyordu?
Esma yanımıza gelmişti;
-Aylin, boşuna zile basma. Adam gitmiş!
Evet, aklımdan geçen başımıza gelmişti, Aylin'in yüzünün rengi atmıştı birden, ben de çaktırmamaya çalışıyordum açıkçası.
Aylin:
-Ne! Nereden çıkarıyorsun Esma!
-Taşınmışlar herhalde, baksanıza camlarında perde falan yok, içeriyi görebildiğim kadarıyla eşya falan da yok!
-İnanamıyorum ya!
-Evet, Aylin, Mehmet Bey gitmiş...
O anda Aylin ve Esma o kadar üzülmüşlerdi ki, bu yüzlerinden okunuyordu resmen ama benim aklıma bir fikir gelmişti. Onlarında bakışlarının arasında merdivenleri çıkıp herhangi bir zile bastım.
Aylin:
-Ne yapıyorsun sen?
-Adamın nereye gittiğini öğrenmek istiyorum.
İkisi de birbirine bakmış ama az önceki surat ifadelerini silip beni merakla izlemeye koyulmuşlardı. Çok geçmeden yukarıdan basılan bir kapı otomatiği demir kapıyı açmıştı. Benimle birlikte, Aylin ve Esma hemen içeriye girdik, merdivenlerden yukarı çıkmaya başladığımızda ziline bastığımız daireden; '' Kim o! '' diye bir ses duyduk. Ben de hemen atladım:
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Karabatak
RomanceFırlatılan ok, saplanacağı yeri bulmuştu. Geri dönüşü olmayan bir yola girildi. Talimatlar alındı, kılıçlar kuşanıldı, bu davanın korkunçluğu kendisini kusmaya hazırlanıyordu gittikçe. Sıra katillerdeydi… Sabahın ilk saatlerinde, uzaklardan gelen te...