Beş ay sonra...
Esma:
-Kızım ben sana demedim mi, bunda bir hile var diye?
Aylin:
-Ne hilesi ya, nereden bileyim ben bunun hile olduğunu ha?
Esma:
-Nasıl bilmezsin, her şey ortadaydı işte.
Aylin:
-Ilgın'ın çakmasını beklerdim ama çakmadı herhalde.
Ilgın:
-Ben çaktım da, belli etmedim
Esma:
-Hadi len, çaksaydın oyuna gelmezdin.
Ilgın:
-Çaktım tabi, sorsana Zeynep'e... kız Zeynep, sen taş çalarken ben senin kafana çakmadım mı bir tane?
Zeynep:
-Evet, çaktı, çaktı. Hem de öyle bir çaktı ki. Çivi gibi.
Bütün kızlar toplandık yine, okey partisi vermiştik o gün. Hile, oyun, düzenbazlıklar, kahkahalar, eğlence üst düzeydeydi ama yaşadığımız olaydan sonra bizim yaptıklarımız devede kulak gibi kalıyordu ve en önemlisi biz oyun oynuyorduk sadece, insanların hayatlarıyla ilgili oyunlardan değildi.
Vurulmadan önce Fatih'le barışmıştık. Bu davanın en kilit noktasında ortaya çıkıp belki de çorap söküğü gibi çözülmesinin en önemli aktörlerinden birisi olmuştu. Yaşadığım olaylar tamamen kafa yapımın değişmesine neden oldu. Onu kafamdan silip attım nihayet, yani bu sefer ki kesin... Hoşçakal iki gözüm dedim.
Galip gelen yine ben oldum...
Kemal amca cezaevine girdi, tam 36 yıla mahkûm edildi. Aylin tek başına davada avukat olarak bulunmuştu, başsavcı ise kaderin bir cilvesi gibi Korkut amca oldu. Kemal amcayı en son duruşmada gördüm, elleri duruşma boyunca kelepçeliydi ve başı hep önündeydi. Son duruşmaya Esma da katıldı, sonucu heyecanla beklemişti. Hâkim ''karar''diye bağırınca gözündeki ifadeyi ömrümün sonuna kadar hiç unutmayacağım. Yutkunması bile kulaklarımdan silinmeyecek.
Aylin, bütün duruşmalar boyunca hep profesyonel bir avukat gibi davranmış ve olması gereken bütün her şeyi yapmıştı. Dava kısa sürdü. Fatih hafifletici nedenlerle 15 yıla mahkûm oldu. Cezaevine hırsızlıktan girip kısa sürede çıkan ve Kemal amcanın tuttuğu şahısta kısa sürede yakalandı ve o da olması gereken yerdeydi artık...
Aylin kariyerinin en büyük davasını büyük bir başarıyla geçmişti, Esma davadaki ismini sildirmişti. Son duruşmadan sonra kararlar alınınca Aylin basın toplantısı yaptı ve Sezar'ın hakkı Sezar'a diyerek Esma'nın ve benim adımı basın mensuplarına verdi,''Bu iki dostumun davada ki emeklerini ve mücadelelerini hiç unutmayacağım. Her ikisinin isimlerini de altın harflerle yazmanızı ve benim ismimin yanına her ikisinin isimlerinin de yazılmasını istiyorum'', demişti.
Kızların şimdiki en önemli davası, daha büyük bir dava... İsimleri artık ulusal kanallarda ve gazetelerde geçen iki avukat dostum vardı benim, unvanlarına yeni bir başarı yazmak için kolları sıvadılar kısa zamanda. Bu sefer ki davaları yalnızca Türkiye'yi ilgilendiren bir dava değildi, bütün dünyayı sarsacak araştırmalarla ve iddialarla dava açacaklarını söylediler. Amerikalı tanınmış iş adamlarını araştırarak onları uluslararası mahkemede hâkim önüne çıkarmayı planlıyorlardı.
Ne kadar gurur duysam azdır onlarla.
Aylin,''Neden bize yardımcı olmuyorsun? Lütfen kal ve bize yardımcı ol'',dedi. Esma da ona destek vermişti ama ben kararımı verdim...
Kaymakamlık sınavlarını başarıyla geçtim. Kızlarla bu son beraberliğimdi, yani kaymakam olmadan önceki son beraberliğim. Hepsiyle oturup tek eski günlerimizi yâd ettim. Gece geç vakitlerde evdeydim. Bavulumu iki gün önceden hazırlamıştım. O gün, otobüs biletimi de Esma aldı.
Yarın Pazartesi... Ve ben ilk görev yerim olan Hakkâri'ye gideceğim. Trenle gitmeyi çok istedim ama başaramadım. Göğsümün altına aldığım kuşunun izi duruyor. Arada sırada ona bakarak gülümsüyorum. Elim bazen istemeden yaraya değince içim bir tuhaf oluyor. Hep aklıma Fatih'le buluştuğumuz ve son kez sarıldığımız o acı gün geliyor, beni belki de ölümden kurtaran kişiydi O.Korkut amcayı arayarak ''Ben bu işi yapamayacağım''demesiyle operasyon düğmesine basılmış oldu. Bu da bizim kaderimizdi sanırım, ikimiz bu davanın gidiş yönünü değiştirmiştik, ne tuhaf. Hastanede beni ziyarete geldiğinde cezaevine girmeden evveldi, beni çok sevdiğini söylemişti durmadan. Bana mektup yazar mısın? Dediğinde ona; ''tabii ki''diye yanıt vermiştim.
Ben de, O da artık bazı şeyleri değiştiremiyorduk. Bu acı deneyimle birlikte yarım kalan bazı şeyleri nasıl devam ettirmeliyiz diye sorup durduk birbirimize. Bunu zaman gösterecek artık.
Hayat Hakkâri'de devam edecek, kalbim belki de orada atmaya yeniden başlayacak. Kim bilebilir ki?
SON...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Karabatak
RomansaFırlatılan ok, saplanacağı yeri bulmuştu. Geri dönüşü olmayan bir yola girildi. Talimatlar alındı, kılıçlar kuşanıldı, bu davanın korkunçluğu kendisini kusmaya hazırlanıyordu gittikçe. Sıra katillerdeydi… Sabahın ilk saatlerinde, uzaklardan gelen te...