6.Bölüm

148 8 0
                                    

Ablam, anneme haber vermiş ve eniştem gelene kadar bende kalsın demiş, annem de izin vermiş. Ablamla oturup ailemizden bahsedince onları özlediğimi fark ettim, hemen dayanamayıp o gün anneme telefon ettim, uzunca konuşup, sohbet ettik. Anladığım kadarıyla o da beni özlemiş, babamı sorunca siniri geçti, gelmek istersen gel demişti, ben de ona; ''onun siniri geçmiş olabilir ama benim ki geçmedi, hem suçlu hem de güçlü, kim kime sinirlenmiş acaba?'' diyivermiştim. Bir müddet evden uzak kalmak benim için çok iyi olurdu, babamın manasız sinirlenme tripleriyle artık boğulduğumu hissediyordum. Anneme Esma ve Aylin'le çalışmamızdan bahsettim, her ikisini de çok severdi, o yüzden sevinmişti. Annem bu konuda bana destek çıkmıştı, bu da bana moral oldu tabii.

Arada sırada Fatih arıyor, yeni sevgilisi hakkında benimle konuşup, mutsuz olduğu anlardan bahsedip içindeki mutsuzluklarını bana akıtıyordu. Her aramasında ''bir daha telefonu açmayacağım'' diye yeminler ediyordum ama bir şekilde tutamıyordum. Benimle buluşmak istiyordu sürekli ama ben de bahaneler üretip kaçıyordum ondan. Bazı konuşmalarımızda, beni çok özlediğini ve hatta biraz daha ileriye gidip,''kokunu bile özledim''diyebiliyordu ama ondan sonraki cümlesinde de sevgilisini nasıl el ele tutuşmaya zorlayıp, ellerinden tuttuğundan bahsedip, sonunda da bana; ''Ama biliyor musun, senin ellerinin sıcaklığını kesinlikle hissetmiyorum onda.''diyordu. Her ne hikmetse bunları düşünen kendisi olmasına rağmen, yeni sevgilisinden de bir türlü vazgeçemiyordu. Gerçekten de kızların söyledikleri çok doğruymuş! Bu garip ilişkimiz benim tarafımdan artık bir dost ilişkisine dönüşmek zorundaydı ama nedense bazı tavırları zaman aklımı karıştırıyordu, niye yalan söyleyeyim.

Esma, staj meselesini araya tanıdık, eş, dost, ahbap sokarak halletmişti. Yetenek sınavına girmiştim. Sonuçlarını beklerken kızlarla çalışmalara başlamıştık. Öylesine yoğun bir çalışma içine girmiştik ki, bazı geceler Esma'nın dairesinde yatıyorduk yani ofisinde, ara sıra sabahladığımız da oluyordu. Onların heyecanları beni de sarmış, sanki ben de hukukçuymuşum gibi davranmaya başlamıştım. Davranışlarım bazen onları gülmekten kırıp geçiriyor, bazen de takdirlerini alıyordum. Boş zamanlarda ise hukukla ilgili araştırmalar yapıp bilgimi arttırıyordum. Her türlü dokümanı bana veriyorlar ve incelememi istiyorlardı, ön fikir oluşturup araştırmalarımızı o yönde yapıyorduk.

Esma ve Aylin sonunda konuyla ilgili insanlarla konuşmaya karar verdiler.

Yine çok çalıştığımız bir gece çay molası verdik, Aylin'in ellerinde kâğıtlar vardı, hem çayını yudumluyor hem de elindeki kâğıtları okuyordu. Esma ise çalışma masasında koltuğuna gömülmüş internetten günlük gazeteleri okuyordu. Ben ise Aylin'le birlikte, toparladığımız bilgileri onunla konuşmaya karar vermiştim:

-Aylinciğim, peki bu firmada neden güvenlik kamerası yokmuş?

-Bize güvenlik kamerasının olmadığını söylediler canım.

-Kim söyledi?

-Firmanın idari ve personel müdürü.

-Sen işten çıkarılan güvenlik şefine sordun mu?

Aylin, bu sorumla birlikte birdenbire bana dönmüş ve sanki gözlerinin içinde ışıklar yanmıştı.

-Hayır, Ilgın sormadık... Doğru, ben bunu ona sormamıştım. Esma!

Esma'ysa gömüldüğü koltuktan doğrulup anlamsız bize bakıyordu.

Aylin:

-Biz bu adama niye kamera olup olmadığını sormadık?

-E sen demedin mi, personel müdürü yalan söyler mi, diyen! O yüzden sormadık ya!

-Mutlaka güvenlik şefiyle tekrar konuşmalıyız kızlar, koskoca plazada güvenlik kamerası olmaz mı be?

Esma:

-Doğru söylüyorsun da, o adamın adı neydi, hani personel müdürü olan o bize telefonda dememiş miydi; ''Kullanıyorduk ama bazıları arızalanınca hepsini söktürüp firmasına teslim etmişler. Sonra yenileri gelene kadar kamerasız güvenlik yapılmış.'' Unuttun mu?

-Ne bileyim unutmuşum demek ki! Biz yine de şu güvenlik şefine soralım ne dersiniz?

-Mehmet Bey'di, değil mi?

-Evet.

-Tamam, olur, soralım. Belki personel müdürünün bilmediği bir şey vardır, böylelikle işimizde kolaylaşır.

Ben daha fazla dayanamayarak konuşmalarının arasına girmiştim;

-Kızlar, bence o firmada kamera vardır, çünkü kamerasız güvenlik kesinlikle yapılamaz orada, çok büyük bir merkez. Personel müdürü dediğiniz kişi güvenilir biri miydi sizce?

Üçümüz bir anda birbirimize bakmıştık. Olayda atlanılmaması gereken bir detay atlanılmıştı, eğer olayla ilgili bir kamera kaydı varsa, personel müdürü bunu bizden saklıyordu ama neden? Bu kişi hakkında bir şeyler bilmek istiyordum kızlar da bana alabildikleri bilgileri verdiler. İnternetten araştırma yapmaya karar verdim.

Adı Asım Yeşilyurt, Şanlıurfalıydı. Yedi seneden beri o firmada çalışıyordu. Ailesi Şanlıurfa'da yaşıyor, kendisi de İstanbul'da. Asım Yeşilyurt'la ilgili pek bilgiye rastlayamamıştım. Zaten çok fazla zaman geçmeden yarın güvenlik şefiyle görüşmeye karar verdik.

O gece uyuduğumuzda saat üçü geçiyordu. Kızlar ve ben inanılmaz yorulduk.

KarabatakHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin