OFİSTE HUMMALI ÇALIŞMALAR BAŞLADI
Ofisin içi iki gün aradan sonra sessizliğini bozmuş ve bizim tartışmalarımızla tekrar eski şaşalı günlerine geri dönmüştü. Çalışma masasının üzeri yığınla dosyalar, kâğıtlar ve kitaplarla dolu. Her birimiz kaçırılan noktaları bulmak için her şeyi didik didik ettik. Bu arada Aylin'de Esma'ya Asım Yeşilyurt'la görüşeceğini söyledi. Esma hiçbir şeyden habersiz bu habere çok sevindi, bu görüşme esnasında neler yapılacağını Aylin'le görüşmeye başladı. Aylin işini çok iyi yapan biri bence, ona hiç renk vermeden çalışmalarına devam ediyordu. Onun bu davranışını ben yapabilir miyim bilmiyorum ama sanırım biraz paniklerdim ağzımdan bir şey kaçıracağım diye. Kemal Cengiz'le ilgili araştırmalar yaptıkça çok ilginç şeylerle karşılaşıyorum, Esma fark etmesin diye de arada mutfağa ya da yatak odasına kaçamaklar yapıyorduk, konuşmalarımız çok kısa süreli oluyordu. Esma bu durumu çakmasın diye de özenle davranıyorduk ikimiz. Çok önemli şeyler konuşuyorduk artık;
-Aylin, Kemal amca Nurullah Hasıroğlu'ndan para almış. Kemal amcanın hesaplarını kontrol ettim, nedense milletvekilliğine adaylığını koyduğu dönemde hesapları bir hayli kabarmış, özel bankalardan birindeki hesap akışlarında Nurullah Hasıroğlu'nun firması ona resmen para akıtmış. Yani ona finansörlük yapmış anlaşılan...
-Doğru bildiğim bir şey varsa, o da para hiçbir zaman karşılıksız olmaz. Mutlaka aralarında bir çıkar ilişkisi vardır, çünkü siyasetçilere mutlaka bir finans devi yardım eder. Bence bunu Asım Bey bize açıklayabilir!
-Zaten bizim tek takıldığımız nokta da bu, bu adamla Kemal amcanın ne gibi bir alakası var. Dediğin gibi Asım Bey bu konuda bize her şeyi anlatır.
-Evet, haydi canım içeriye girelim Esma tek kalmasın.
-Ben şu dosyayı bir yere saklayayım da, ortalıkta dolaşmasın. Ne olur ne olmaz!
-Tamam, ben içeriye gidiyorum. Güzel bir yere koy.
Elimdeki dosyayı yastığımın kılıfının içine koydum, bir güzel de kabarttım, sonra da çalışma odasına girdim hiç bir şey olmamış gibi. Esma bilgisayarın başında, Aylin'se masada oturuyordu. Saat ilerleyince çalışmamızı yarına bırakarak uyuduk.
Bu hafta göz açıp kapayınca geçti gitti, boşuna dememişler sayılı gün çabuk geçer diye. Asım bey Aylin'e telefon etti, yer ve saat belliydi artık. Çarşamba günü Üsküdar Dilruba restoranda, saat 15.00'de buluşacaklar. Ben ve Aylin, bu buluşmadan çok farklı umutlar bekliyorduk, Esma ise olaylardan habersiz olduğu için onun beklentileri de daha farklıydı. Adam yalnızca Aylin'i görüşmüş, zaten beni hiç kimse tanımıyor, Esma'da Asım beyle hiç görüşmemişti. Hep görüşmek için gittiklerinde, ya Asım bey onlarla görüşmek istememiş ya da Asım bey bir yerlere gitmişti. Aylin'se CD için görüşme talep etmiş, adam kabul etmiş ama telefonda görüşmüşler. Yani kısacası Asım Bey yalnızca Aylin'i biliyordu. Esma, bu buluşma esnasında herhangi bir tuzak olayı olup olmadığını anlamak ve müdahale etmek için uzaktan izlememizi istiyordu sürekli.
Akşam yemeğinde dışarıya çıkmaya karar verdik. Bostancı'daki balık restoranına gittik. Kızları incelerken Esma'nın inanılmaz heyecanlı, Aylin'in de bir o kadar tedirgin olduğunu anlayabiliyorum. Bense sadece sonucu merak ediyorum, sonuç eğer Kemal amcanın aleyhine olursa, Esma'ya nasıl anlatacağız ya da o bunu nasıl karşılayacak? Balık yerken gökyüzüne baktım, karanlığın içinde yıldızları aradım durdum, şehir ışıklarından zar zor görülen yıldızlar, ışıklarını yitirmiş gibi. İçim daralıyor, içim sıkılıyor... Şimdi çok uzaklarda, bir deniz kıyısında ve hafiften rüzgârlı havada yürümek isterdim. O gece doğru düzgün konuşmamıştık nedense, birdenbire canciğer dostlar gitmiş yerlerine profesyonel avukatlar gelmişti. Bu suskunluk canımı sıktı ve kızlara, kalkalım uykum geldi dedim. Onlar da sanki bunu bekliyorlarmış gibiydi. Hesabı ödedik ve yola koyulduk. Restoranla ofisin arası pek uzak değil, Aylin her zamanki gibi direksiyona geçti. Ama bir iki metre gitmeden midem bulanıyor, dedi. Yüzü anında bembeyaz oldu, kulaklarının yanlarından ter damlacıkları akıyordu. Yanında oturduğum için onun bu halini hemen fark ettim. Esma'da uzanmış yatıyordu arka koltukta.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Karabatak
RomanceFırlatılan ok, saplanacağı yeri bulmuştu. Geri dönüşü olmayan bir yola girildi. Talimatlar alındı, kılıçlar kuşanıldı, bu davanın korkunçluğu kendisini kusmaya hazırlanıyordu gittikçe. Sıra katillerdeydi… Sabahın ilk saatlerinde, uzaklardan gelen te...