31.Bölüm

88 4 0
                                    

Akşam iyice bastırmış ve karanlık çökmüştü. Aylin, taksiden indikten sonra karakolun kapısının önünde durdu. Merdivenden adımını attıktan sonra bir anlığına gözleri kapanmış ve derin bir iç çekmişti. Şimdi yavaş yavaş, bitkin bir halde içeriye girdi. Kapının önünde duran görevliye;

-Kavacık'ta öldürülen bayanın yakınıyım. Savcı Soner Genç'le görüşecektim, diyebildi.

Gayet ciddi görünen kapıdaki görevli ona savcının nerede olduğunu söyledi. Aylin'in adımları gitgide kısalıyordu. Tansiyonu da düşmüştü, kendisinde değildi. Aslında hala şoktaydı, duyduklarından sonra hareket kabiliyetini yitirmişti sanki.15 numaralı kapının önüne geldiğinde, kapının önünde iki tane sivil polis duruyordu. Onlardan birine dönüp;

-Beni savcı Soner Genç çağırdı.

-Adınız neydi hanımefendi?

Aylin nüfus cüzdanını çıkararak kendisini tanıttı. Görevli kimliği inceledikten sonra;

-Bir dakika bekleyin hanımefendi.

Polis kapıyı çalarak içeriye girdi, fazla zaman geçmemişti ki tekrar kapı açıldı ve sivil polis;

-Buyurun Aylin Hanım.

Aylin, içinde patlayan volkanlara inat ilerliyordu. Duyguları öylesine paramparçaydı ki, ağlasa olmaz, gülse olmazdı o anda. İçeriye adımını attığında odada büyük bir masa olduğunu gördü. Masada oturan dört kişi vardı, dördü de erkekti. Bunların içlerinden biri Aylin'i görür görmez ayağa kalktı ve ona doğru yürüdü. Elini uzatarak;

-Merhaba Aylin Hanım, ben Soner Genç. Öncelikle başınız sağolsun. Buyurun şöyle oturun.

Savcı eliyle yer gösterdi, gösterilen sandalyeye sessizce oturan Aylin, o kadar bitkindi ki... Sadece çantasını masanın üzerine koyabildi. Gözündeki korkmuş, şok olmuş ve yorgun bakışlarla savcıya baktı;

-Soner Bey, Ilgın'a ne oldu? Ne olur anlatın!

Savcı ellerini arkasına koyup odanın içinde volta atmaya başladı. Yavaşladı ve konuşmaya başladı.

-Saat akşam yedi buçuk civarı Kavacık'ta ki çay bahçesinin çalışanları tarafından polise ihbar geldi. Olay yerine ulaşan ekipler, çay bahçesinde arkadaşınızın cesediyle karşılaştılar. Bizler de araştırma yapmak için gittik ve sadece Ilgın hanımın cesediyle değil, Asım Yeşilyurt isimli bir kişinin daha öldürülmüş olduğunu tespit ettik.

Soner Genç konuşuyor, konuştukça Aylin mahvoluyordu. Asım beyi de öldürmüşler! Demek ki adam endişelenmekte haklıymış. İnanamıyordu duyduklarına, bütün bunlar şaka olmalıydı. Şakaydı sanki her şey bu kadar basit olamazdı.

Daha geçen gün bazı şeyler ortaya çıkmıştı, ne çabuk duyuldu, kim yapmış olmalı? Aylin bunları düşünürken bu davada sonucunu yalnızca Ilgın'ın ve kendisinin bildiğini biliyordu. Peki, ama onların bildiğini, başka kim bilebilir ki? Kim Kemal Cengiz'e bu olayları anlatabilir? Bu düşünceler hızla aklından geçerken, savcı Aylin'e yaklaşarak konuşmaya başladı;

-Aylin Hanım, arkadaşınız neden öldürüldü?

Aylin bu soru karşısında ne söyleyeceğini bilemedi. Ne söylemesi gerekiyordu ki şimdi? Herşeyi en baştan anlatmaya karar verdi, baktı... Savcı onu dinlemeye hazırdı.

-Soner Bey...

-Dinliyorum sizi Aylin Hanım.

-Ilgın, ben ve Esma isimli arkadaşımız birlikte bir cinayet olayıyla ilgili davayı araştırıyorduk. Daha doğrusu dava açmak için delil topluyorduk.

KarabatakHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin