15.Bölüm

125 4 0
                                    

Pazartesi saat 13.22

Her zamanki gibi ilk uyanan Esma'ydı. Yine Esma markete gidip alışveriş yapmıştı. Bu sabah kahvaltı sofrasında neler yemedik ki, yine döktürmüşler. Bu kadar erken uyandığım için kendimi affetmeyeceğim! Keyfimiz yerindeydi, yumurta tokuşturma yarışması bile yaptık, aslında üçümüzün de aklında hep CD yi izlemek vardı ya neyse! Şimdi biri kalksa da biz de kalksak diyorduk, Esma çay fincanını alarak içeriye geçti, ardından ben, benim ardımdan da Aylin geldi. Odanın ortasında durduk ve birbirimize baktık durduk, bir-iki saniye sonra ben;

-Offf ya, ben CD yi alıp geliyorum... Dedim.

İçeriye gidip çantayla beraber CD yi de alıp getirdim. VCD ye koydum ve çalıştırdım...

12 ŞUBAT 2005 CUMARTESİ SAAT 08.30...CD bu saatten başlıyor, VCD nin etrafına konuşlandık ve pür dikkat olacaklara kilitlendik. Her şey normal seyrindeydi, kapıda güvenlikler bir sağa bir sola gidip geliyordu. Ön kapıda sekreter var ve sürekli telefon geliyor, açıyor bakıyor, uzun uzun konuşuyor.

Saat 10.00...Nurullah Hasıroğlu içeriye giriyor, arkasında da dört tane takım elbiseli adamı... Sekreter ayağa kalkmış ve tüm güvenlikler hazır ol vaziyette ona selam çakıyorlar. Hızla asansöre binip, yukarıya çıkıyor. Sıkılmadan her saati kaçırmadan izliyoruz. Ben bacak bacak üstüne attım, Esma ekrana girecek vaziyette koltuğun ucunda oturmuştu. Aylin, öne doğru eğilmiş ellerini çenesine koymuş gözlerini açmış bakıyordu. Saat 11.12.13.14.oldu ve tanıdık bir yüzle karşılaştık!

Saat tam olarak 14.32'ydi.Kızların bahsettiği kişi buydu işte! İçeriye girdi, gayet temiz giyimli biri... Siyah takım elbisesi var üzerinde. Esmer ve orta boylu, sinekkaydı tıraş olmuş. Danışmaya gelerek sekreterle konuştu. Sekreter telefonu eline aldı, bir iki dakika sonra güvenliğin birine işaret yaptı. Güvenlik bizim Mehmet Bey. Mehmet Bey gayet sakin bir şekilde asansöre kadar götürdü ama aramadı! Esma o esnada masada duran adamın fotoğrafını eline alarak bir ekrana, bir de fotoğrafa bakıp durmuştu üç dakika boyunca. Adam asansöre bindi ve yukarıya çıktı!

Nefeslerimizi kesip şimdi olacakları izliyoruz. Dakikalar geçmek bilmiyordu sanki kalbime bir ağrı saplandı aniden. Gözüm bir saatte, bir de ekrandaydı. Ön kapıda her şey normal, bu CD yalnızca ön kapıyı mı çekiyor? Neden holdingin diğer katlarında herhangi bir güvenlik önlemi yok, diyesi geliyor insanın? Saatler 14.53'ü gösterirken, bizim zanlı tekrar ortaya çıktı. Eli cebindeydi! Asansörden iner inmez, telaşlı bir vaziyette etrafına sahte gülücükler dağıtarak panik halinde holdingin kapısından kaçar gibi çıkıp gitti... Şimdi olacakları bekliyoruz, tam yirmi dakika sonra sekretere yine bir telefon geldi. Zaten o saatten sonra da film koptu. Yukarıya koşan güvenlikler, çığlıklar... vs.Evet kızların tahmini doğruydu. Cinayeti bu adam yaptı, peki nasıl? Ben olanları bir çırpıda kabullenirken, ikisi nedense gözlerine inanamıyorlardı. Esma'nın elinde tuttuğu saçı sakalı birbirine girmiş adam resmini bu sefer Aylin eline alarak olayın başlangıcına dönüp dönüp izlediler. Yerimden kalkarak uzun koltuğa uzandım, bundan sonrasını hukukçular yapmalıydı. Onlar bana yeni görev verene kadar böyleyim! Karşımda her ikisinin de allak bullak olduğunu fark edebiliyordum. Suratlarındaki ciddiyet ifadesi giderek derinleşiyordu, Aylin ayağa kalkıp üç tane kalınca hukuk kitabı aldı eline, Esma'da bilgisayarına koştu. Benim için her şey normal seyrinde ilerliyordu.

Sonunda bu gerilime fazla dayanamayıp kriz masası oluşturdular, iki telefon ellerinin altında tanıdıklara, hocalara telefonlar edilmeye başladı. Esma bana dönerek;

-Ilgın. Bize şu adam hakkında detaylı bilgi toplayabilir misin? Dedi.

-Tabii, yeter ki sen iste.

KarabatakHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin