#30- Sabah(Sudef)

66 5 55
                                    

Merhabaaaaaa<3

(3162 kelime) Daha uzun bir bölümle karşınızdayım. Bölümler ilk bölümden beri uzuyor çünkü zamanla yazım tarzımı değiştirmeye çalışıyorum. Umarım şuan ki hali sizi sıkmıyordur.

Bir şeyler daha diyecektim fakat ne diyeceğini unuttum. (Ha şimdi böpümü yayınlandıktan sonra hatırladım slfkskg. 30 bölüm oldu yeyyy.) Neyse iyi okumalar şimdidenn <3






Önceki Bölüm~~~~~~

Sabah telefonumda çalan üçüncü alarmımın sesine uyandım. Alarmı kapatmak için ayağa kalktım ve masamın üzerindeki telefonuma doğru gittim. Tam kapatmaya kalkmıştım ki annem geldi.

"Kızım kalkmıyor musun sen hala?" Dedi ve beni ayakta gördü. Ama ne dediği benim çok da umrumda değildi. Daha doğrusu ne dediğinin farkında değildim. Çünkü uykum vardı. Geri yatmak istiyordum.

Ne güzel rüya görüyordum işte rüyanın en güzel yerinde uykumu bölmüştü. Bittikten sonra uyandırsaydı keşke.
~~~~~~~~




Uykumda ağır bastığı için ona dönerek "Beş dakika daha geri yatayım kalkarım." Dedim ve rüyama devam edebilmek umuduyla kendimi yüz üstü yatağıma bıraktım. (tuse: geçen bölümki rüyadan daha doğrusu anısından bahsediyor <3)

"Ne demek beş dakika daha, beş oldu telefonun çalıyor zaten hadi kalk okuluna geç kalacaksın." Dedi ve devam etti. "Hem ben de işe gidicem. Birlikte durağa gitmiş oluruz." Diyerek mutfağa geri gitti.

Söylenmesinden dolayı zaten uykum falan kalmamıştı. İki hafta daha böyle bir sabah geçireceğim için oflayarak yattığım yerden kalktım.

Ama yapabileceğim bir şey yoktu. Annem vardiyalı çalıştığı için biz de bu döngüye ailece uymak zorunda kalıyorduk.

Gözlerimi ovuşturarak banyoya girdim. elimi, yüzümü yıkadım. yüzüme vurduğum su, bu kış havasında daha da soğuk geliyordu. dişlerimi fırçaladıktan sonra annemin hazırladığı o güzelim kahvaltı sofrasına oturdum. İşte annemin sabahçı olmasını bu yüzden seviyordum.

Her ne kadar söylemesini duymak istemesemde sabahları mükemmel bir kahvaltı hazırlıyordu. Bu bir yetenek olmalıydı. Çünkü benim ki aynı şekilde durmuyordu.

Hatta ben genelde alarmı ertelediğim için okula geç kalıyor ve kahvaltımı okuldaki tenefüsümde yapıyordum.

Çok bir farkı olmuyordu. Sonuçta karın doyurmak içindi ama anneminkinin yerini tutamıyordu işte.

Neyse beraber kahvaltımızı yaptık ve etrafı toplamasına yardım ettim. sonra üzerime mavi uzun kollu okul kazağımı giydim. Bugün fazlasıyla soğuktu. Hava durumuma baktığıma göre bütün bir hafta boyunca yağmur yağabilirmiş. E inkar etmiyordum sonuçta ekim ayı bitiyordu.

Birkaç gün sonra kasım ayına girecektik. kasım ayına girecektik derken kasım ayına girmemizle birlikte sınavlarda başlayacaktı. Ne yapacağıma dair hiçbir fikrim yoktu.

Bu da stresimi ikiye katlıyordu. Üstüne bugün bir de sunum yapacaktım. Her ne kadar pişman olmak istemesen de böyle sınavlara yakın bir tarihte sunum yapmak korkutucu duruyordu. Fakat iyi yanından bakarsam tarih sınavına çalışmam gerekmeyecekti.

Okul çantamı kontrol ettikten sonra üzerime montumu geçirdim. Sunum kağıdımı ve yağmur yağmasa da ne olur ne olmaz diye elime bir şemsiye aldım. Çantamı da taktıktan sonra annemle birlikte evden dışarı çıktık.

//Sunlight//Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin