#34- Özel Bölüm (Balo)

61 3 55
                                    

Merhabaaa...

Öncelikle pazartesiye geri dönüp Asel'e ne olduğunu öğrenmeden önce dedim ki bir içimiz rahatlasın biraz yumoş olalım fln bu yüzden de özel bölüm koymak istedim. <3

A bi de bazı yerlerde prenses bazı yerlerde Leydi diyerek anlattım. Çünkü bunun nedeni prenseslere prenses denmeden önce leydi denilir ve hitap edilirmiş. Az önce prensesdi şimdi niye Leydi oldu demeyin yani elfkwkf <3

Neyse çok konuştum size iyi okumalarr <3

.
.
.

19. yy başlarında....

Bahar mevsiminin yeni yeni kendini gösterdiği havanın mükemmel bir şekilde güzel ve tazeleyici hissettirdiği bir zamanda, sabah saatleri sarayında uyanmasın üzerinden çokta bir zaman geçmemiş olan Prenses Defne giyiniyordu. Daha doğrusu yanından hiçbir zaman ayrılmayan hizmetçisi giyinmesine yardım ediyordu.

Derin bir nefes alarak penceresine doğru baktı. "Ne güzel bir hava öyle değil mi Deniz hanım?" Dedi her zaman ki gülümseyen yüzüyle.

"Gerçekten de öyle Leydim." Dedi sakin bir tonda. Hizmetçisinin yüzünde Prenses Defne'ye göre daha az bir tepki vardı ve bunu derken Prenses Defne görmese bile jest yaparak. Onaylamak adına kafasını sallamıştı. Belki de sahip olduğu bir alışkanlığıydı bu.

Bayan Deniz Leydisinin korsesini tamamen bağlamak için son bir kez sıkmasıyla ağzından minik bir ahlama kaçan Prenses Defne ufak bir sinirle hizmetçisine döndü. "o kadar sıkılır mı nefes alamıyorum."

Uzun zamandır ona göz kulak olduğu için bu tepkisine alışkın olan hizmetçisi "Üzgünüm Leydim." Dedi leydisinin yumuşaması için yüzüne gülümseme koyarak. Aynı zamanda elleriyle bir yandan kurdele şeklinde düğümünü atıp bitirmişti.

Yan taraftaki yepyeni duran açık tonlarla bezeli toz pembe elbiseyi eline aldı ve elinde düzelterek leydisinin giymesi için ona doğru daha çok yaklaştı. Leydisinden bir iki santim uzun olan boyu bu tarz şeylerde daha çok işine yarıyordu.

Prenses Defne başını geçirerek onun elinde tuttuğu elbiseyi aldı ve kollarını da geçirerek düzeltmek için üzerini çekiştirdi biraz. Bunu fark eden hizmetlisi kendisi durumu ele alarak üzerini kolaylıkla düzellti ve elibsenin arkasını kapatmak için yine prensesin arkasına geçti.

O sırada ellerini birleştirmiş hizmetçisinin elbisesini kapatmasını beklerken Prenses Defne açık olan pencereye bakarak biraz düşündü ve aklına gelen fikirle konuştu. "Deniz hanım?" Dedi bir şey isteyeceği zaman bu şekilde çok fazla göz teması kurmazdı.

Hizmetçisi için bu onu sevimli gösteren bir huydu. Bu yüzden neşeli bir sesle "Efendim Leydim?" Dedi ilk ipi bitirmiş geriye bağlaması gereken üç ip kalmıştı. Elbise her ne kadar güzel olsada bu tür işler onu giymeyi yorucu hale getiriyordu.

"Hava çok güzel olduğu için kahvaltıyı bahçe de yapsak nasıl olur?" Diye sordu Prenses Defne.

"Tabii ki Leydim bu isteğinizi mutfaktakilere iletirim." Dedi ve elindeki birbirine geçirdiği ipleri sıkarak ilk önce bir düğüm attı ve ardından ipleri kurdele şeklinde yapabilmek için parmakları arasında çevirdi. O sırada kapı tıklatıldı.

"Kimsiniz ?" Diye seslendi Prenses Defne.

"Bendeniz Mavi, efendim içeri girebilir miyim?" Diye sordu kapının arkasındaki kişi ama zaten kendini tanıtmasına gerek yoktu. Çünkü o Prenses Defne'nin yakın zamanda yanına aldığı hizmetçilerinden biriydi.

Kısa Flashback ~~~~~

Bir soylu olarak sokağa çıkması her ne kadar yasak olsa da saraydan bunaldığı bir zaman hizmetçisi Bayan Deniz'e yapışıp kıyafetlerini almaya onunla gitmek istediğini söylemişti ama zaten elbiseyi o kadar çok isteseydi terziler kendileri saraya gelirdi. Onun gitmesine gerek yoktu. Sonuçta koskoca prensesin çıkıp elbisesini almaya çıkması onun soyluluğuna yaraşır bir şey değildi ama hizmetçisi Deniz hanım onun bu durumunu anlayıp anlayış göstermiş izin vermişti.

//Sunlight//Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin