Yazılan kaderi zincirlemek, bedelini ruhunla ödemek demektir.
ஐ ﻬ
Yıl 1397...
Hiçbir kitapta yazmayan, hiçbir dilde söylenmeyen ve insanların bilmesine izin dahi verilmeyen yaşamdan silinmiş bir tarih...
Günümüz insanları için mitolojik bir inançtan öteye gidemeyen kan emiciler ve insanların bir arada barış içinde yaşadığı Hwang hanedanlığının en karanlık dönemi...
Safkan bir kan emici olan kral Ha Jun'un kurduğu, her iki taraf için de huzuru sağlayan düzen, Tanrı'nın korkutucu bir kehaneti genç bir şaman kızının kulağına fısıldamasıyla sona erdi.
Belinde biten saçları ve uzun kirpikleri teni gibi kar beyazıydı ve titrek gözleri ise alevin kızılını içinde barındırıyordu. Bu onu bir çok yönden kan emicilere benzetiyor olsa da damarlarında akan sıcak kan insan olduğunu kanıtlar nitelikteydi.
Bang Yoana.
Kusursuz güzellikte genç bir büyücü...
Veliaht prensin en gözde cariyesi, hanedanlığın en güzel kadınıydı bu genç şaman. Lord Hwang Hyunjin'le aralarındaki aşk saraydaki herkesi kıskandıracak türdendi.
Öyle ki cariye olmasına rağmen lordun gazabından korktukları için hiçkimse ona yukarıdan bakamıyordu. Dahası tam bir erişkinliğe ulaşınca kan emiciye dönüştürülerek lord Hwang'ın prensesi ve sarayın gelecekteki kraliçesi olacağına emin oldukları için kimse ona saygıda kusur etmiyordu.
Öldürme arzusuyla doğmuş safkan bir kan emici olan veliaht ise insani ilkelerin her birini sevdiği kadından öğrenmişti. Ona derin bir bağlılık ve minnet duyuyordu. Ve uğruna canını verebileceği bir aşk...
Fakat bir gün, annesi tarafından ona kalan şaman gücü sayesinde bu genç büyücünün kulağına, bir kehanet fısıldandı...
'Lord Hwang Hyunjin'in gece kadar siyah parmakları masum canların kanlarıyla kızıla boyanacak. Sivri dişlerinden insanların ruhları sızacak. Kalbinde zincirlenmiş olan karanlığı dizginleyemeyecek. Kurulu düzeni bozacak ve merhametini kaybederek tüm hanedanlığın sonunu getirecek. Milyonlarca insanın ölümü karanlığın lordunun ellerinden olacak.'
Sonra ise gözlerinin önüne bu kehanetin yansıması sızdı. An ve an sevdiği adamın daha önce hiç görmediği yüzüne şahit oldu. Tırnaklarından akan kanları, dişlerinde biriken ruhları gördü. Sarı irislerinde biriken nefreti ve öldürme arzusunu iliklerine kadar hissetti. Lordun ayaklarının altına serilmiş binlerce masumun acı görüntüsü canını hiç olmadığı kadar yaktı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Karanlığın Lordu • Hyunlix
Fanfiction"Nesin sen?" "Kimin sorduğunda göre değişir beyaz kelebek. Siz naçarların tabiri genelde kan emici olur. Fakat benim dünyamda öldürmeden önce tükettiklerim bana ecelin habercisi der. Tüketmeden önce öldürdüklerim ise karanlığın lordu..." ~•~•~•~•~•...