Susuzluktan kavrulmuş dudakların arasından sızan sıcak bir nefes...
İçinde ölümün salt soğukluğunu ağırlayan bakışlar...
Ve son umuduna dokunan gece kadar karanlık parmaklar...Part⁴
- Kelebeğin kokusu / Felix -ஐ
|Kızıl kilise
Gerçek değildi.
Karşımda duran şey, her neyse ya da her kimse gerçek değildi. Gerçek olması imkansızdı.
Kalbim bedenimi üşüten korkunun getirisiyle göğsümü yarmak istercesine çarparken, oturduğum soğuk zemin bile beni kendime getiremiyordu.
Nefesim düzensizdi. Hatta nefes aldığımdan emin bile değildim. Titriyor olduğumu biliyordum sadece. Toprağın karıştığı kırık betona yaslı ellerim tir tir titriyordu.
Gördüğüm şey ise daha önce eşi ve benzerine hiç rastlamadığım bir şeydi. Bu da tüylerimi ürpertmeye yetiyordu.
Işıl ışıl parlayan alev sarısı irisleri kısık gözlerinin altından doğruca gözlerime bakıyordu. Görüşümdeki eksiklik dahi onun ışıl ışıl parlayan göz bebeklerini örtemiyordu.
Ve Tanrım, o bakışları en az ölüm kadar korkutucuydu ve yine en az onun kadar soğuk...
O iki küçük iris sanki tüm ruhumu, yaşama hevesimi ve içimdeki tüm mutluluğu söküp alıyor gibiydi bedenimden. Gözlerine baktıkça soğuk bir titreme sarıyordu iliklerimi. Ve bu gerçek anlamda bir üşümeydi. Kalbim bile donuyor gibi hissediyordum.
Bu yüzden gözlerinde tutamıyordum gözlerimi. Resmen onun bakışlarında kaçmak adına zihnime isyan ediyorlardı...
Upuzun bedenini saklamak için giydiği simsiyah pelerini göğsünü örtemiyordu. Ve yüzündeki kırık çizgiler üst bedenine de yayılmış vaziyetteydi. Bu ise beni ürküten bir diğer şeydi. Adam resmen taştan yapılmış ve dokunduğum an un ufak olacak gibiydi.
Ve Tanrı aşkına, nasıl bu denli hızlı olabilirdi?
"Kaldır onu, Yang Jeongin."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Karanlığın Lordu • Hyunlix
Fanfiction"Nesin sen?" "Kimin sorduğunda göre değişir beyaz kelebek. Siz naçarların tabiri genelde kan emici olur. Fakat benim dünyamda öldürmeden önce tükettiklerim bana ecelin habercisi der. Tüketmeden önce öldürdüklerim ise karanlığın lordu..." ~•~•~•~•~•...